2019 Yılı verilerine göre; ülkemizi 45.058.286 milyon turist ziyaret etmiş, bunun %33’ü olan 14.906.663 kişi ise; İstanbul’a gelmiştir. Sadece İstanbul’a gelen turistlerden elde edilen gelirin ise, asgari 11-12 milyar $ civarında olduğu tahmin edilmektedir. İstanbul için gelen yabancı turistlerin büyük bir çoğunluğunun, başta Ayasofya ve Topkapı Müzelerini ziyaret etmekte oldukları bilinmektedir. Yani,İstanbul’a Boğaz veya Haliç’te denize girip güneşlenmek için gelmemişler, birinci resimde, restitutionu yapılmış olan, tarihi ve kültürel varlıklardan günümüze arda kalan mekanları ziyaret için gelmektedirler. Bu noktadan hareketle; günümüzde, İstanbul’un doğal güzelliği, tarihi ve kültürel dokusu, turistik bir destinasyon olarak, dünyada çok büyük bir çekim merkezi olduğu gerçeğini, bizlere açıkça göstermektedir.
Eğer, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u aldığı dönemdeki surları, tarihi ve kültürel mekanları yani yarımada dokusunun belirli bir kısmı hala korunabilmiş olunsaydı,bugün hiç hayale kapılmadan ifade ediyorum, yüz milyon turist ve 80-90 milyar $ dolar gelirden bahsetmiş olacaktık.
Varsın olmasın, sizin petrol kuyularınız,
Kuyulardaki petrol bir gün bitecek, ancak kültürel ve tarihi mekanlar dünya var oldukça, varlıklarını sürdüreceklerdir. Troia beş bin yıldan beri , Assos üç bin yıldan beri, Bergama yine bilinen üç bin yıldan beri varlıklarını korumaktadırlar.
Bu örnekleri Anadolu geneline indirgediğimizde, M.Ö. 10 bin yıllarına kadar gidebilmek mümkündür. Yeter ki bu ören yerlerini, Rönesans felsefesine uygun olarak, yaygın ve örgün eğitim içerisinde öğrenelim, öğretelim, koruyalım, tanıtalım ve akılcı bir şekilde yönetelim.
Varsın olmasın, sizin petrol kuyularınız…
Dursun Altınay
Çok güzel bir yazı. Teşekkürler, ne kadar ayrıcalıklı ve özel bir konumda olduğumuzu bir kere daha hatırlattığınız için…