“İsmiyle müsemma” var Türkçemizde, zaman zaman hepimiz kullanırız günlük hayatta…
Türk Dil Kurumu şöyle tanımlamış: “fiziksel yapısıyla veya karakteriyle adıyla örtüşen”.
Soyadına göre akılları yakan bir sandıksal mevzuu hediye etti ya Sayın Uysal.
Bilahare kendisine destek ve savunma amaçlı Ömer Çelik de bir açıklama yapmıştı hatırlayınız. Demişti ki; “Sayın Uysal’ın kastettiği daha önce Ak Parti’ye oy verdiği soyadıyla bilinenlerde yapılan silinmeler” gibi bir şeyler demişti.
Söylenen ile savunmayı çözebilmek ve akılla açıklayabilmek ne mümkün!
Yani önceden Ak Parti’ye veya CHP’ye veya MHP’ye veya İyi Parti’ye oy veren ilanihaye aynı partiye oy vermek zorunda mı?..
Bunu mu anlayacağız savunmadan?..
İnsanlar oy verdikleri parti tercihlerini değiştiremez mi?..
Hele hele genel seçimlerle yerel seçimlerin doğası farklı ki zaten; yerel seçimde A partisine oy veren genel seçimde B partisine oy verebilir.
Bundan daha normal bir şey yok.
Yani şimdi Uysal ne biliyor ki geçen seçimde kendilerine oy verenin bu kez de kendilerine oy verdiğini?
Kim bilebilir ki sandık başındaki vatandaşın iradesini?..
Soyadı konusunda dünyada öncü olan millet çoğu alanda olduğu gibi Çinliler.
İlk soyadı kanunu ise Yahudileri asimile etmek için Avrupa’da çıkarılmış.
Bugünkü bildiğimiz anlamda soyadı kullanımının ise 17.yüzyıldan itibaren İngiltere’de kullanılmaya başlandığını görüyoruz.
Bizde ise 1934 yılında çıkarılan kanun ile soyadı kullanma zorunluluğu geldi.
Ama soyadı bugüne kadar hiç bu şekilde siyasi literatüre girmemişti, İstanbul’daki seçim saya saya bit/e/mediği için bir de nurtopu gibi soyadı polemiğimiz oldu.
Ki bilirsiniz Türkiye’de soyadından yorum yapmak aslına bakarsanız pek de kolay değildir.
Çünkü ilginç soyadlarımız vardır.
İlginç isimlerimiz olduğu gibi…
İsim değiştirmeler de olur, soyadı değiştirmeler de…
Eskiden prosedür daha zordu ama şimdilerde biraz daha kolay.
Lakin vatandaşımızın soyadı ve isim değişikliklerindeki tercihleri de ayrı bir yazı konusu olabilir.
Örneğin bir zamanlar Fethullah ismi alanlar falan vardı, şimdi sildiren sildirene…
Güncel tarikat derecesine göre tarikat liderlerinin ismini almak isteyenler falan da yok değil halen.
Bilen hakim var bilmeyen hakim var; bilenler bu talepleri reddediyor; gencecik bilmeyen hakim ne yapsın?..
Soyadından fal bakmak zor iş.
Türkiye’de isimlerden ve soysimlerinden yola çıkarsanız zorlanırsınız; olmaz.
Basına yansıyan örnek isimler sayalım:
Sadık Öküz, Ali Sülük, İsmail Dümbelek, Şaban Tren…
Döndü Cort, Özdemir Damızlık, Döndü Yuvarlak…
Mümin Abaza, Şöhret Sıçan…
Vahit Dönek, Nasır Fırıldak…
Satılmış Safra, Kurban Yalama, İsmail Donsuz..
Ve daha niceleri…
Soyadından fal bakmak kahve falına benzemez.
Ağzınızdan çıkanı kulağınız duymazsa ve cümlelerin nereye gittiğini düşünmeden konuştuğunuz zaman konunun ne kadar saçma bir boyuta geldiğinin tipik bir son örneği olduğu bu konu.
Hadi bakalım çözmeye çalışın örnek verdiğimiz isimlerin hangi partiye oy verdiklerini…
Kara delik fotoğrafı çekmeye de atomu parçalamaya da benzemez bu iş.
Zordur…
Çok zordur…
Beyin yaktırır!