featured
  1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. SORUŞTUR-MA!

SORUŞTUR-MA!

Dünyanın hiçbir ülkesinde “kendi kurucusuna ve kurtarıcısına” bu kadar çok saldırının olduğu bir örnek yoktur.

Dünyanın hiçbir ülkesinde “devletinin kurucusuna ve ülkenin kurtarıcısına” bu kadar çok saldırı varken re’sen harekete geçmek yerine sessizliğe gömülen Cumhuriyet Savcıları yoktur.

Savcı unvanındaki Cumhuriyetin ne anlama geldiği, sanırız bizatihi savcılar tarafından unutuldu.

Mümkün müdür?

Mümkün olmayan o kadar çok şey karşımıza çıkarken Ayasofya’nın belli bir bölümünde 1991 yılından bu yana namaz kılınabilirken şimdi 24 Temmuz sonrası “hilafet” çığırtkanlığı yapan dergiler kapaklarına bile bu amaç ve özlemlerini ortaya koymaktan çekinmez hale geldiler.

Aklı gitmiş bazı ekranlarda tekke zaviyeler konuşulmaya başlandı.

Cumhuriyetimin savcıları hangi uykudaysa artık veya unvanlarının başındaki Cumhuriyet’in de gitmesi gerek uyanmaları için; tık yok…

Kamuoyunda çok büyük bir baskı oluşana kadar da kıllarını kıpırdatmıyorlar.

Onlarca yıldır okunan bir klasik eser şimdiki Muzır Kurulu tarafından “ahlaka aykırı” diye yasaklanabiliyor ve toplanabiliyor da, ulusal ağda satışa çıkan bir derginin kapağı anında hiçbir Cumhuriyetimin savcısını harekete geçirmiyor nedense!!

Keza….

Diyanet İşleri Başkanı’nın kılıçlı hutbesi!

Fesli Atatürk düşmanını 9 Kasım’da ziyaret ettiğinde ve hiçbir milli günde, milli güne denk gelen haftalardaki Cuma hutbelerinde Atatürk’ü anmamakla zaten Atatürk’ün karşısında olduğunu göstermişti.

O’nun kurduğu Cumhuriyetin bir kurumunun başkanı olup trilyonluk makam otosuna binebilmenin güzelliği bu olsa gerek!

Ne kadar masumane!

Ayrıca….

Diyanet’in Cuma hutbeleri bir gün önce internet sitesine konuyor.

Tüm Türkiye’de aynı hutbe okunuyor.

Ama Diyanet İşleri Başkanı, kendi sitesine koyduğu hutbeye eklemeler yaptı , lanet etti 24 Temmuz’da…

Açıktan değil, Fatih’in sözü üzerinden…

Ki pek çok tarihçi Fatih’in bu şekilde bir sözünün olmadığını açıkladılar.

Buna rağmen başında bulunduğu kurumun resmi hutbesinin dışına çıkarak kendisi coştu (!!!!) kurumun başkanı.

Tepkiler sonrası “Ben Atatürk’ü kastetmedim” demesi ise ayrı bir komedi.

Kimi kastetmiş o zaman?

Kimseyi kastetmediyse resmi hutbenin dışına neden çıkmış?

Neden o cümleleri ekleme gereği duymuş?..

9 Kasım’da Atatürk düşmanını ziyaret et, 365 günde başka gün kalmamış gibi.

Hiçbir zaman Atatürk’e bir Fatiha okuma.

29 Ekim’de camilere bayrak bile asma.

Sonra “ben Atatürk’ü kastetmedim” de.

Ekran şaklabanlarının bazıları da kendisini korumak ve savunmak için arka çıkma soytarılıkları yapsın.

Bunları da sözde “anlı şanlı” (!) kanallar ekranlarına çıkarsın.

Bravo cümlesine.

Bu cümlelerin sarfından üç dakika sonra İstanbul’daki Cumhuriyetimin savcıları re’sen soruşturma açmalıydılar.

Cumhuriyet Savcısı.

Ne de güzel unvan.

Dünyanın hiçbir ülkesinde, o ülkenin kurtuluşunu sağlayan, bir devlet kuran, özgürlüğü kazandıran kurucusuna böyle saldırıda bulunulmaz.

Gerçekten eşsiz bir toplum haline geldik.

Gidiyoruz kıyamete…

Görev, Cumhuriyetimin savcılarında.

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
SORUŞTUR-MA!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!