featured
  1. Haberler
  2. GÜNCEL
  3. SORULAR- Hakan TOPALOĞLU

SORULAR- Hakan TOPALOĞLU

Hayatı anlamaya nereden başlar insan?..

Nesnelere ve olaylara verdiği isimler midir insanı anlamaya iten? Yoksa zaten birçok anlamı olan nesneler ve olaylar mı anlamlardan anlam dağıtır insanoğluna?..

Bu sorulara birçok yanıt verebiliriz. Ama okumak ve sorgulamaksa insanın anlam verme gayretindeki yardımcılar; okumaya sözlüklerden ve ansiklopedilerden başlamalı. Eskiden gazetelerin kupon karşılığı verdiği ve çoğumuzun da alıp okumadığı o sözlükler ve ansiklopediler artık evlerimizden atıldı ve çöp oldular. Oysa hayatı ve olayları anlamaktan yana sözlükler ve ansiklopediler yeterdi ve artardı bize. Kıymet bilemedik, okumasını bilemedik ve onları işe yaramaz ev kalabalığı olarak görüp önce bir kenara, sonra ise çöplere attık.

Kelimelerin ve olayların anlamını ve nedenlerini anlayıp bilmekten ve öğrenmekten yana bize sözlükler ve ansiklopediler yeterdi.. Oysa bizler kelimelerin ve olayların gerçek anlamını bilip anlamak yerine hayatın içinde o kelimelere başka ve yanlış anlamlar yükledik.

Kan bağını ya da kan bağıyla bağlı gibi yakın olmayı ifade eden kardeşliği, günün her saatinde karşılaştığımız kim varsa “kardeşim” deyip geçecek kadar basit bir kelime haline getirdik. Ve biraz da bu yüzden kardeşim dediğimiz insanın bir saat bile geçmeden bize hainlik ettiğini görüp yaşayınca da şaşkınlık değil sakinlik yaşadık.

Bağlılığı, sadakati, emeği ve sevdayı ifade eden aşkı günün her saatinde neredeyse her gördüğümüze ya da her ilgi duyduğumuza “aşkım” diye kullanıp; o aşk tüketim toplumunun bir nesnesi haline gelip eriyip gittiğinde ise eski ve deli ve gerçek sevdaların ölüme benzer yıkımını yaşamak yerine, kime ya da neye aşkım diyeceğimizin sanal ve sahte hesaplarını yapar olduk.

Dert ortaklığını, kader birliğini ve zor zamanda el uzatmayı ifade eden dostluğu, günün ve hayatın içinde her rastladığımıza dostum dedikçe harcadık. Ömürlük dostlukların yerine anlık ve sahte ilişkiler icat ettik.

İyiyi, kötüyü, acıyı, sevinci ve hatta unutulmazı ifade eden günleri içtenlikle anmayı bir kenara bıraktı yüreğimiz. Özel günleri son dakika hatırlayıp acele ve hesaplı hediyeler aldığımız günlere çevirdik. Resmi ve dini tatilleri ise il dışında bir yerlere kaçma fırsatı gördük yıllardır. Çok sosyal medya hesaplarından ve akıllı cihazlarımızdan yaptığımız kutlama, lanetleme ve anmalar ile kendimizi ve muhataplarımızı bir güzel kandırdık.

Bilgiyi ve bilimi daha güzel bir gelecek için değil daha rahat bir şimdi için kullanan ülkelerin bir ferdi olduk. Bilim denince aklımıza teknoloji geliyor sadece ve bilimden yoksun yaşadığımızın farkında bile değiliz.

Yardım etmek mi?.. Bir kısa mesaj ile 5 Türk Lirası yolluyoruz yardım isteyenlere; olup bitiyor.

Eylem yapmak mı?.. İnternet sayfalarının açtığı imza kampanyalarına sanal bir imza yetiyor artık.

Tepki vermek mi?.. Çok sosyal medya hesaplarımızda dilediğimize dilediğimiz gibi bağırıp çağırıp lanetler okuyoruz ve oh içimiz rahatlıyor birden.

Okumak mı?..

Düşünmek mi?..

Sorgulamak mı?..

Anlamak mı?..

Kendimize, hayatımıza, ülkemize ve yarınlarımıza dair bir şeyler yapmak mı?..

Yoksa, sormayı ve anlamayı bıraktığımız gibi kendimizi ve yarınlarımızı birilerinin eline bırakıp öylesine yaşayıp gitmek mi?..

 

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
SORULAR- Hakan TOPALOĞLU
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!