Türkiye’nin kaç ili var?
Kaç coğrafi bölgemiz bulunuyor?
7 kere 8 kaç eder?
Neden bu kadar çok makam aracı var?
Toplanma alanları n’oldu?
Mahkemelere neden güven az?
Kaçıncı ekonomik plan?
Suriyeliler sorunu ne olacak?
Soru sormak iyidir.
Cevabını bilmesek de zihin çalıştırır, düşünmeye yöneltir.
Muhakeme gücünü artırır.
Araştırmaya, okumaya, doğruyu bulmaya sevkeder.
Tartışmanın yolunu açar.
Soru soran toplumlar daha çok ilerleme sağlar.
Soru, konuşan toplumun yansımasıdır. Ne kadar çok soru soruyorsan o kadar çok cevap arıyorsun demektir.
Demokratik parlamenter sistemlerde mevcut olan “soru, meclis araştırması, gensoru” gibi denetleme araçları da öz itibariyle soru sorma esasına dayanır.
Yani soru sormak, denetlemektir aynı zamanda.
Muhatabını cevap vermeye zorlar.
Misal, Türk Hava Yolları’nın uçaklarında neden tüm gazeteler bulunmaz?
Basit bir sorudur.
Ama cevabı önemlidir.
Misal, Türk Hava Yolları, İBB yönetimi değiştikten sonra neden Büyükşehir’in suyu olan Hamidiye Su ile olan anlaşmasını sonlandırır?
Soru sormak kamuoyu oluşturur.
Denetim mekanizmasını çalıştırır, muhataplarına ama az ama çok otokontrol sistemi getirir.
Soru soran kişi, olayları ve hayatı takip eden kişidir.
Soru sormak toplumların beynini çalıştırır.
Tarım ülkesinde neden patates ithal edilirden tutun sarımsağın kilosunun kaç liraya çıktığını sormak gerekir.
Üç tarafı denizle çevrili denizlerimizde balıkçılığı nasıl öldürdüğümüzden başlayıp sanayi sektöründe elektrik tüketiminin azalmasının hayra alamet olup olmadığını tartışmak gerekir.
Soru sormak iyidir.
Öğrenciyken sorulardan korkarız ama “sormayan yaşayamaz” diye atasözümüz var. Soruların önemi asıl öğrencilik hayatından sonra anlaşılır.
Soru sormayan insan bataklığa saplanır, ufku kararır, beyni körleşir.
Soru soran insan aydın insandır.
Merak eder. Değişimin içindedir. Gelişmeleri takip eden demektir.
“Önemli olan, sorular sormaktan vazgeçmemektir. Merak, kendi var oluş nedenine sahiptir. İnsan sonsuzluğu, hayatı, gerçeğin o harikulade yapısını düşündükçe dehşet içinde kalmadan edemez. Her gün bu büyük esrarın bir zerresini anlamaya çalışmak da yeter. Kutsal merakı asla kaybetmemek gerekir” diyor Albert Einstein.
Soru sormamız gerek.
Hayatı ıskalamamak için, hayatın içinde kalmak için her sorunun fayda getirdiğini unutmayalım.
Sorular sonsuz.
Sorulara cevap alabildiğimiz kadar hataları düzeltebilir, iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı ayırt edebiliriz.
Soru sormak iyidir.
Cevap gerektirir.
Muhakeme etmenizi sağlar.
Bir toplumu ileriye taşır.