Deprem gerçeği ile burun, buruna yaşıyoruz ya
Peki .. Depremi durdurmak mümkün mü?..
Asla!..
Doğal afet dediğimiz bu işte..
Ama “önlem almak” mümkün!..
Ne var ki;
Her defasında “şapka düşüyor kel görünüyor” ve o “bildik laflar” edilmiyor mu ?..
Bir daha psikolojim bozuluyor!..
“Deprem öldürmez; bina(!) öldürür” diye “bilim insanları” bas, bas bağırıyor..
Neden bilimi kendimize rehber edinmiyoruz?..
Aklım havsalam almıyor..
Hale bakın…
Yağmur yağmaz.. Bir gurup insan toplanır..
Başlarında da bir hoca..Yağmur duasına çıkar…
Yahu ne alakası var Allah aşkına..
Meteorolojik bir doğal olay.. İklimsel bir gerçeklik.. Bilimsel verilerle tahmin edilen ne zaman ne kadar yağacağı bile ölçümlenen bir durum..
Ama maalesef böyle bir memlekette yaşıyoruz!..
Bakın yıkılan ve ağır hasar gören binaların hemen hepsi ya eski, ya riskli, ya oturulmaz raporlu…
Gölcük’te, Yalova’da, Düzce’de, İzmit’te,Van’da, Avcılarda, Kartal’da bunları yaşadık gördük!..
Bu gerçeklere rağmen 1999’dan beri 20 yıl geçti ..
Deprem yönetmelikleri çıktı, DASK sigorta zorunluluğu getirildi, zemin etüdleri rapora bağlandı, AFAD ve benzeri yapılanmalara gidildi, “Deprem Vergisi” adı altında ne olduğu bilinmeyen paralar da toplandı..
Kabul ediyorum bu bir süreç..
Tamam da..
1999’dan bu yana..
İki değil beş değil on değil..
Yirmi yıl geçti arkadaş..
“Depreme hazır mıyız?.”…
Kimse kusura bakmasın !..
Hazır, mazır değiliz!..
İşte Elazığ’daki sonuç…
Bakın 20 yıldır “Beklenen İstanbul depreminden” bahsediliyor.
Daha dün Bakan “İstanbul’da 7,5 şiddetinde bekliyoruz” diyor.
Yahu arkadaş..
Bilim ; şiddetine kadar tahmin ediyor ve tehlike geliyorum diyorsa..
Bilim insanları bas, bas bağırıyorsa..
Devlet adına bunu söylüyorsanız..
Yıllardır neden bekliyoruz?..
Neden “önlem” almıyoruz?..
Olası bir İstanbul depreminde yıkılacak bina sayısı 50 bin olarak ön görülüyor!..
Ölecek insan sayısını tahmin etmek şöyle dursun; düşünmek bile istemiyorum.
Yine bir bakan az önce çıkmış diyor ki;
“Yıl sonuna kadar yeni ve depreme dayanıklı binaları yapıp teslim edeceğiz”
Be mübarek..
Demek ki bir yılda yapıp teslim edebiliyorsunuz
Neden İstanbul’u hala bekletiyorsunuz?..
Bugüne kadar 50 bin bina yıkılıp yeniden depreme dayanıklı yapılamaz mıydı?..
Şimdi sormak hakkımız değil mi?..
Yirmi yıldır bu binalar ; ama Devlet eliyle ama vatandaşa sağlanan destek ve tanınan imkanlarla bizzat vatandaş eliyle de yıkılamaz mıydı?..
Yerine yenileri ve depreme dayanıklı olanları yapılamaz mıydı?..
Toplanan deprem vergisinin karşılığı 66 milyar olduğuna göre bu paralarla depreme dayanıklı konutlar üretilemez miydi?.
“İsteseniz de istemeseniz de yapacağız”denilen Kanal İstanbul projesine harcanması öngörülen para ile 16 milyonluk İstanbul’un “canının malının”güvence altına alınması için olası bir depremde yıkılması beklenen 50 bin binanın Devlet eliyle yıkılıp yerine sağlıklı binalar yapılması “asrın projesi” olarak yıllar önce hayata geçirilemez miydi?..
Bal gibi yapılırdı!..
İşte “Sosyal Devlet” bunun için var!..
Ama söylemeden edemiyorum.
Vatandaş da suçlu!..
Aşağılamak, küçük görmek olarak algılanmasın lütfen..
Şu ifadeleri yazarken bile üzülüyorum!..
Bilinçsiz, eğitimi yetersiz, kaderine boyun eğmiş, sormuyor, sorgulamıyor, hakkını aramıyor..
Kimi sözüm ona uyanıklar bunu fırsat bilip “kaçak,kuçak” işlerle rant sağlıyor!..
Üstüne üstlük devletimiz de “imar affı” çıkarıyor!..
Abuk subuk işler yasal kimlik kazanıyor!..
Maalesef üzülerek de olsa bu bizim gerçeğimiz!..
“Öyle” olunca da “böyle” oluyor.
Beton çatlağını “sıva tamiri” ile kapatıp ; “binayı sağlama aldım “dersen; olacağı bu’dur!.
Sonra oturup “biz bunları hak etmiyoruz” diye hayıflanıyoruz!..
***
Devleti “güçlü” kılan nedir arkadaşlar?..
Kısa ve öz..
Eğitimli, bilinçli, din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmadan “insan odaklı düşünen”bireylerin oluşturduğu örgütlü toplum olabilmektir.
Hemde daha fazla geç kalmadan..
Nokta.
1 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Kentlerin güvenliği “lale” ye yenildi, Allaha şükür…