1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. SONSUZLUĞUN ORTASINDA…

SONSUZLUĞUN ORTASINDA…

Kaybedişimizin 82.yılı.

Ama kaybediş bile öylesine eşsiz ve tarifsiz ki o an’la beraber milyonlarca insanın kalbine doğdu.

Nesilden nesile geçişi ondan.

1938’deki 8 rakamını yan çevirip sonsuzluk yapmamız ondan.

Nasıl bir etkidir ve bağlılıktır ki, 10 Kasım ile ilgili yayına giren her belgesel, her programda insanın boğazı düğümleniyor, her reklam filmi bile milyonlarca insanın gözlerinden yaş akmasına sebep oluyor.

Minnettarız.

Bekçisiyiz kurduğu Cumhuriyetin.

O yüzden Anıtkabir’de canlı yayın yapan habercilerin saat 9.30’da bulundukları yerden yayınları kesilircesine çıkarılmaları anlaşılmaz ama O’na karşı son yıllarda yapılan o kadar çok anlaşılmazlık var ki, her hareket O’na olan bağlılığı artırıyor, önemini anlatıyor, vazgeçilmezliğini kanıtlıyor.

Ne kadar hazin ki aslında…
İsmini ağzımıza almaya değmeyen malum bir kısım gazeteler ilk sayfalarını bırakın sayfalarının hiç bir noktasında 10 Kasım’dan bahsetmiyor, Atatürk’ü görmüyor…

Mütarake basınından hiç farkları yok.

Bir kısmı ise tek sütuna basit bir haber gibi bir köşeye sıkıştırıyorlar görev savarcasına!

Okur kitlesi zaten bir elin parmakları, abone diye satıldıklarını sanıyorlar, bayiden alıp giden yok!

Ama yine ne kadar zavallılar, ne kadar utanmazlar ki Atatürk’ü ve 10 Kasım’ı görmezken bazı şaşkınların kendilerine verdikleri 10 Kasım ilanlarını yayınlıyorlar…

Paraya öylesine muhtaçlar, öylesine açlar.

Ne kadar gaflet…

Gazeteleri bilmeyen nice şaşkın da bu gazetelere gidip 10 Kasım ilanı veriyorlar.

Başka?..

Bugün 10 Kasım.

Bugünden önceki Cuma ayın 6’sıydı.

Diyanet’in Cuma hutbesinde yine Atatürk yoktu.

İnadına yoktu.

Diyanet’in ne zaman kafasına dank edecek, bu topraklarda ezan okunabiliyorsa Kurtuluş Savaşı’na, onun arkasından gelen Cumhuriyet’e ve netice itibariyle bunu Atatürk’e borçlu olduğumuz?..

Cumhuriyet’in bir kurumu(!) nasıl böylesine yok sayar, sayabilir Atatürk’ü?!

Ve her yıl 10 Kasım öncesi kurgulanmış gibi birilerinin konuşması gerekiyor ya, bu kez de kurulu saat teee Rotterdam’dan öttü.

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Atatürk’e dil uzattı “deccal” dedi.

Şaşırmıyoruz.

Gaflet, dalalet ve hıyanet içinde olanlar o zaman da vardı, bu zaman da var, hep var olacaklar.

Çünkü ne gerçekleri görüyorlar, ne görmek istiyorlar, ne de tarihi öğrenmek ve bilmek.

Zavallılar…

Dünyanın hiçbir ülkesinde ölümünden 82 yıl geçtikten sonra çalan sirende, izlenen reklam filminde milyonlarca insanın gözlerinden yaş süzülmez.

Buna şaşırıyorlar…

Şaşırsınlar.

Sonsuzluğun ortasıdır bu.

Ve O’na sözümüz var:

Birinci görevimiz Türk bağımsızlığını, Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek savunup koruyacağız.

Sonsuza kadar!

 

 

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
SONSUZLUĞUN ORTASINDA…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!