12 Ocak 1925 tarihli Hakimiyet-i Milliye’den alıntılıyoruz…
Atatürk, 1.İnönü Meydan Savaşı’nın dördüncü yıldönümü dolayısıyla Konya Alaeddin Tepesi’nde yapılan törende söylemiş:
“……Arkadaşlar; bu meydan savaşının devreleri öyle olayların oluşmasına sahne oldu ki, o gerçekleri kısaca açıklamak için diyeceğim ki, zafer “zafer benimdir” diyebilenindir; başarı, “başarılı olacağım” diye başlayanın ve “başarılı oldum” diyebilenindir….”
30 Ağustos’u kutluyoruz gururla.
Atatürk 1925’te bunları söylerken, 2020’nin 28 Ağustos Cuma Hutbesi’ne bakıyoruz…
30 Ağustos birkaç cümleye öylesine ve zorla sıkıştırılmış gibi…
Askerlerimiz, gazilerimiz, şehitlerimiz, kahraman kumandanlarımız kısa bir cümlenin içerisinde rahmet ve minnetle anılıyor.
Mustafa Kemal Atatürk yok.
Yine yok.
Bunca eleştiriye, bunca tepkiye rağmen yok.
Israrla yok.
Diyanet’i kuran kim?
Kurucusunu anmayan kim?
Bunca eleştiri varken toplumun hassasiyetlerini anlamayan, inatla kaale almayan kim?..
İnanılmazdır bu olup bitenler.
Akıl sınırlarının bir kez daha tutulduğu hallerdir.
Anlaşılması mümkün olmayan…
Birkaç gün önce de TRT Haber kanalında “Ağustos ayındaki Türk zaferleri” gösterilirken 30 Ağustos yer almadı.
Sosyal medyada bir anda gelen tepkiler sonrası bir özür ve düzeltme geldi TRT’den.
Bu kadar basit midir?
Devletin radyo televizyon kanalı Zafer Bayramı’nı unutabilir mi?..
Her zafer değerlidir ama unutulmamalı ki bugün bağımsız yaşıyorsak borçlu olduğumuz asıl zafer, son zaferdir.
30 Ağustos olmasaydı, daha önceki zafer ve fetihleri kutlayabilecek miydik?..
Basit bir sorudur bu, ekranlarda 30 Ağustos polemiğine giren “çok konuşanlar, laf satanlar, konu çarpıtanlar” düşünür mü acaba?
30 Ağustos olmasaydı hangi zaferi kutlayabilecektik ki?..
Türk Ulusunun tarihi pek çok zaferle doludur.
Lakin bu zaferler 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile taçlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin bir kez daha hutbede anılmaması yürekleri yakan bir durumdur.
TRT’deki hata(!) özürle geçiştirilemeyecek kadar büyüktür.
Devlet kurumlarında ciddiyet ve hassasiyet olmazsa tüm kurumlar tel tel dökülür hale gelir.
“Zafer, zafer benimdir diyebilenindir” demek, öz itibariyle zafere, millete inanmak demektir.
TRT’yi ve Diyanet’i bu anlaşılmaz tavırlarından dolayı bir kez daha ayıplıyoruz.
Anlamak istiyoruz.
Anlayamıyoruz.
30 Ağustos’u kutluyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk’ü; kahraman silah arkadaşlarını, şehit ve gazilerimizi saygıyla, minnetle anıyoruz.
30 Ağustos olmasaydı kutlanacak hiçbir zaferimiz olmayacaktı.
Sadece bunu anlayabilsek belki de bu satırları yazmamıza da gerek kalmayacaktı.