Yasama organı bazen bir yasa çıkarıyor da içinde onlarca yasada değişiklik yapılıyor; hukukçular “torba yasa, bohça yasa” diyorlar bunlara, at içine ne atarsan, sonra da bul bulabilirsen!
Bu yazı da bohça kadar olmasa da yazı kapsamına göre üç konuyu içeriyor, önceden belirtelim istedik.
Birinci konu; SMS vekiller.
Çeşit çeşit SMS vekil var.
Bazısı her Cuma, her kandil, her dini bayram, her milli bayram, her özel gün, her televizyona çıkacağında, kötü ve iyi günde, afette, felakette SMS gönderiyor.
Bazısı sadece bayramlarda.
Bazısı sadece gerektiğinde gerektiği kadar.
Her Cuma SMS gönderen vekillerimiz en çok mesaj gönderimi yapanlar haliyle.
52 hafta, üzerine diğer günleri de koy…
Aman aman!
Çok merak ediyoruz; bunun maliyeti ne, nereden çıkıyor, nereden karşılanıyor. Kim ödüyor.
Telefon operatörlerinin TBMM ile anlaşması falan mı var, ücretsiz mi bunlar?
Ücretsiz ise diğer vekiller de yağdırır ama bazıları coşmuş vaziyette.
Ne olursa olsun; bu SMS’ler şöyle ya da böyle maliyet demek olduğuna göre…
Kime ne fayda sağlıyor; onu bir izah etse ya SMSkolik vekillerimiz?
Hani yolda vatandaşı çeviriyorsun da ilinin vekillerini say diyor ya bazen muhabir…
Biri iki isim çıkarsa ala…
Vekiller isimleri hatırlansın bilinsin diye mi SMS yolluyor?
Bu SMS furyasının ister vekili, ister telefon operatörüne bir bedeli varsa çok faydalı kanallara yönlendirilemez mi?..
Vekillerin gerçekten SMS atmak, attırmak, bunu otomatiğe bağlamak mıdır dertleri; elbette gerektiği zaman gerektiği durumlarda bilgi vermek amacıyla gönderilebilir SMS ama…
Ama abartıya kaçan vekillerimizin asli işlerine odaklanmaları kuşkusuz vatana, millete çok daha faydalı olacaktır.
*
İkinci konu YAŞ meselesi.
Yüksek Askeri Şura değil, bildiğimiz yaş, şair yolun yarısına 35 demiş, bu kabul görse 70 olması lazım ama şairi bile kaale almamış mevzuat hazretleri.
65 yaş demiş.
Nedir 65 yaş?
İstisnalar hariç devlet memuru iseniz hangi kademe ve hangi görevde iseniz, yaş haddi demektir, git artık dinlen, kendine iyi bak demektir.
İstisnalar hariç kural bu mudur, budur. İstisnalar da kaideyi bozmadığına göre…
Keza…
Günlük hayattan en basit örnek.
66 yaşındasınız. Zımba gibisiniz maşallah.. Buna rağmen bir eviniz var, satmak istiyorsunuz, bir tasarrufta bulunmak istiyorsunuz; tapu, noter, her neyse artık yetkili, bu işlemi yapıyor mi hemencecik?
Hayır, sağlık raporu istiyor.
Aklı başında mı meali, akıl sağlığı yerinde mi, yaptığının bilincinde mi?
Eee…
Devlet kademesinde 65 yaş oldun mu bay bay diyorsunuz da…
Siyaset arenasında neden yok 65 yaş?
Hatta ve hatta siyasete merak ve koltuk sevdası 65 yaştan sonra mı sevdalanıyor ne?
65 yaş tümüyle çelişkidir.
Ya tapu devrinde istemeyeceksin aklı başında raporu ya da bu siyasete de bir yaş sınırı getireceksin; akıl varsa eğer bu tuhaflığın akılla açıklanması ne mümkün?!
*
Üçüncü konu..
65’e paralel aslında…
Kaç dönem vekillik?..
Kaç yıl?..
Üç dönem vekillik, dört dönem vekillik, beş dönem vekillik…
Olur mu?..
Normal mi?..
Ülkenin genç beyinlerine siyaset yolu nasıl açılacak?..
Macron, 39 yaşında cumhurbaşkanı oldu Fransa’da.
Ratas, 38 yaşında Estonya başbakanı oldu.
Michel, 2014’de 38 yaşında Belçika başbakanı…
Bizde bırakın cumhurbaşkanı ve başbakan kademelerini…(Ki artık başbakan da yok)
Dönem üstüne dönem katlayan vekillerimizin yaşları kaç?