Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü.
Seçen ve seçilen için ise 31 Mart Sevgililer Günü.
Çünkü bugünde seçmen gül de verir, diken de.
Herkes hesabını kitabını buna göre yapsın.
Malum seçim zamanı, sokakta, pazarda, kahvede, otobüste her yerde aynı sohbetler.
Bizim milletimiz kahvehanelerde hükümet de yıkar, hükümet de kurar, yani siyasi bir milletiz…
Onun için halkın karşısına yani seçmenin karşısına çıkarken DİKEN değil, GÜL almak için çıkmak lazım efendim.
Türk toplumu artık okuyan, irdeleyen bir millet, köydeki Mehmet amcamın bile cep telefonunda internet var, siyasi partiler adaylarını, meclis üyelerini ona göre yapmalı ve halkın huzuruna yani sandığa , yani sevgilinin ve de seçmenin huzuruna ona göre liste ile gidilmelidir.
Burada listeler yapılırken toplumun hassasiyetleri ve temsil gücü göz önünde bulundurulmalıdır.
AK Parti yani CUMHUR İTTİFAKI gönül belediyeciliği şiarı ile yola çıkarken, CHP yani MİLLET İTTİFAKI derman belediyeciliği savıyla yola çıkmaktadır.
GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ deyince aklıma geçen hafta 24 TV ‘de izlediğim dostum, hemşehrim SETA Güvenlik Uzmanı Yusuf ALABARDA’nın sözleri geldi.
‘ Vatandaşımızla çay içtik, sabah namazında buluştuk şeklinde sağdan soldan on iki tane fotoğrafçıya kendisini fotoğraflattırıp sosyal medyaya yayınlamak değildir gönül belediyeciliği, ya da belediye başkanının kapısından KAPI’yı söküp isteyen herkesin fütursuzca gelebileceği bir anlayışta değil gönül belediyeciliği ama her gelenin geldiğinde mutlaka bir muhatap bulabildiğidir gönül belediyeciliği’’
Buradan alınması gereken ders ise belediye başkanı her yerde her sokakta olamaz ama onu temsilen MECLİS ÜYELERİ orada olur, seçim ve tercihlerini buna göre yapmalıdır siyasi partiler.
Temsilde adalet önemlidir siyasette…
Kendi içinde bile DERMAN olamayan MİLLET’e ne olur?
Bence benim yöneticilerimin yaşam tarzının merkezinde SEVGİ, SAYGI, ADALET, HUKUK ve Hz. ÖMER’in ADALETİ olmalıdır.
1 NİSAN’da göreceğiz, GÖNÜL BELEDİYECİĞİ mi? DERMAN BELEDİYECİĞİ mi?
(Not: Sözüm kişiye değil ortayadır.)