Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan tarafından istifası istenen, istifa etmeyince görevden alınan Belediye Başkan Yardımcısı Metin Tunçer, yaşadığı süreci kamuoyu ile sosyal medya hesabından paylaşırken, birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Tunçer, “Bilmiyordum. Öğrendim. Siyaset yok, grup varmış. Grupları değil duruşları tercih ettim. O yüzden engellendim, kavgaların içinde kaldım. Herkesin içinde, bir düğün salonunda görevden istifa etmem istendi. Yemek boğazıma durdu. Su içemedim. Masadaki Edremitliler şahittir. Meclis üyemiz ve eşimle masadan kalkıp gittik. Ne diyeyim canı sağolsun.” dedi.
Tunçer açıklamasının son bölümünde ise, “Babamın partisi ve ideolojimin belediyesinde görev yapıyorum ve gurur duyuyorum. Gelecekse de bizden gelsin. Devrim, önce kendi çocuklarını yermiş. Bugün yetersizlik ya da başkanı dinlememekle karalamaya çalışabilirler.. Mesailere uymadı diyebilirler. Uymadım. 8/5 yapmadım. Geceleri konserlere, haftasonu etkinliklere koştum. Memurluğunu bilmedi, asiydi uyardık diyebilirler.Son sözü hep halk söyler.Ben meydanların ve 1 Mayıs’ların Metin Hocasıyım. Hep soldan yürüyen, 2 Temmuz Sivas’ında sürgün yiyen, emekçilerin ve ezilenlerin yoldaşı, dik duran bir devrimci ve onurlu bir babayım. ” mesajını paylaştı.
Edremit Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden alınan Metin Tunçer’in açıklamaları şöyle:
“26 yıl öğretmenlik ve sendikacılık yaptım. İnandığım değerler uğruna; Atatürk çizgisi ve çağdaş Türkiye için, babamın gönül verdiği siyasi partinin, 65 yıl sonra kazandığı Edremit Belediyesinden davet aldım. İktidarın, sendikacı olmam sebebiyle baskılarından dolayı, mutlulukla kabul ettim. Başkan Yardımcısı oldum. 5 yıldır yürütüyordum. Sendika gibi değilmiş. Biz hep EKİP derdik. Ama sürekli rekabet oluyor. Bunun adına da siyaset deniyor.
Tanıdığım Başkanlarımızdan çok şeyler öğrendim. Herbiri farklı tarz ve ekol. Rahmetli Cahit İnceoğlu, Deveciler, Saka, Aynur; Aytaç, Özpolat ve şu an birlikte çalıştığım Sayın Hasan Arslan. Doğru ya da yanlış her birinden birşeyler öğrendim.Hepsine müteşekkirim. Hep mütevazi bir yaşamımız oldu. Asla lüks peşinde koşmadık. Makamdan çıkar ve menfaat saglamadık.Kimseye yukarıdan bakmadık.
Belediye Başkan Yardımcısı ve memur bürokrat kimliğiyle, sabah 8 akşam 5 demeden, yeri geldiğinde yolumuz kesilerek; 24 saat alanda ve hizmet binalarımızda halkımızın sorunlarıyla ilgilenmeye çalıştım. Bu görev ateşten gömlektir. Mesai kavramı yoktur. Saati belli değildir. Halk her yerde sizi bekler. Yetişemediğiniz olur. Binaya giremezsiniz.
Mevkidaşım Başkan Yardımcıları ile görev paylaşımı yaparak, alanları doldurmaya, halkımız ile bütünleşmeye çalıştık. Hakk’ hizmet bildik.Verilen her görevi layıkıyla yapmak için canla başla çalıştım. Ama siyaset ve rekabet iş değil kişi odaklı olunca üretim ve hizmet bitiyor. Bugün yaşadığımız durum gibi.
Belediyemizin bağlı olduğu bir siyasi görüş felsefesi var tabii ki bu felsefenin gerekleri de. Biz yöneticiler, ATANMIŞ ya da SEÇİLMİŞ olarak ayrım yapmaksızın, tüm farklı siyasi parti organizasyonlarında yer almak zorundayız. Halk SEÇİLMİŞ ya da ATANMIŞ bilmez. Hizmet ister. Çünkü biz halkın belediyesiyiz.
Birlikte çalıştığım başkanlarım, büyük ve engin görüşlerine rağmen pek çok dalkavukluk yapan fikirleri dikkate alarak, (ki bu geçen dönemde aynıydı ve bir başkanın sonu oldu.) sosyal medyada kim kimi beğenmiş ya da beğenmemiş,kim kiminle buluşmuş, oturmuş ya da oturmamış şekline dönüşünce hizmet bitiyor. Kavga başlıyor.
Dostlarımızla çay içemez, yemek yiyemez, fotoğraf çektiremez, aynı masada oturamaz olduk. Personelimiz birbiriyle konuşamaz oldu. Endişe ve mutsuzluğun hakim olduğu bir kurum halini aldık. Bir basıncı arkadaşımız daha dün “Abi kusura bakma, çocuğum belediyede çalışıyor. Yazmak zorundayım, üzgünüm” dedi. Şu an yazdığım yazı bile görülecek ve siyasi hesap ve endişelerle beğenilemeyecek. İnkar edilmesin bu baskıları sürekli yaşadık ve yaşıyoruz.
Fikir ayrılıklarımız oldu, tartıştık onaylamadıklarımız oldu. Eleştirdik, belki fazla konuşarak hatalar yaptık. Ama biz bir ekibiz.Rakip olamayız. Ancak onurlu bir yarışın içinde, İlerisi için düşüncelerimiz olabilir. Yeter ki hizmete engel olmasın. BİLMİYORDUM. Öğrendim. Siyaset yok, GRUP Varmış. Grupları değil DURUŞLARI tercih ettim. O yüzden engellendim, kavgaların içinde kaldım. Görevler verildi.1966 Edremitsporu kurduk. Başkan oldum.5 yıl Kent Konseyi işlerini yürüttüm. Bu görevleri sessizce devrettim. ÇAĞDAŞ’ımı kaybettim. Ama yine destek olarak Belediyemizi bu alanlarda destekledim. 7/24 koştum, yoruldum.
Başkanlarımla asla saygısızlık yaşamadım. 9 Eylül olayında başkanımın sahiplenmesini unutamam. Hakkını helal etsin. Ama herkesin zaafları var, bunlara yenik düşülüp hatalar olabiliyor. Üzgün ve kırgınım. Herkesin içinde, bir düğün salonunda görevden istifa etmem istendi.Yemek boğazıma durdu. Su içemedim. Masadaki Edremitliler şahittir. Meclis üyemiz ve eşimle masadan kalkıp gittik. Ne diyeyim canı sağolsun. Devlet memuruyum. Yetkisi var. İstediği yere atar.
Gözlerimi kapar vazifemi yaparım. Ekmek yiyorum. Babamın partisi ve ideolojimin belediyesinde görev yapıyorum ve gurur duyuyorum. Gelecekse de bizden gelsin. Devrim, önce kendi çocuklarını yermiş. Bugün yetersizlik ya da başkanı dinlememekle karalamaya çalışabilirler.. Mesailere uymadı diyebilirler. Uymadım. 8/5 yapmadım. Geceleri konserlere, haftasonu etkinliklere koştum. Memurluğunu bilmedi, asiydi uyardık diyebilirler.
Son sözü hep HALK söyler.
Ben Meydanların ve 1 MAYIS’ların METİN HOCAsıyım. Hep SOL’dan yürüyen, 2 Temmuz Sivas’ında sürgün yiyen, emekçilerin ve ezilenlerin yoldaşı, dik duran bir DEVRİMCİ ve ONURLU bir babayım. Destekleriniz için Hepinize teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
AMA ben bu oyunu hiç sevemedim. Siyaset mi öğretmenlik mi derseniz, her zaman kirlenmemiş çocuklar derim.
Güzel Edremitim ve vatanım için en iyi dileklerimi sunuyorum.
Aydınlık Günler özlemiyle umut taşıyorum. (balikesir24saat.com)