Doğa tahribatında önemli yer tutan orman kayıplarında; ziyadesiyle taş ocakları ve madenler ön plana çıkıyor ya…
Başka “sinsi” bir tehlike daha var aslında son zamanlarda iyice artan.
İhale yoluyla yapılan kesimlerin geçmiş yıllara göre inanılmaz derecede artması.
Bunda önemli bir etken döviz fiyatlarındaki aşırı yükselme.
Çünkü artık Türkiye Rusya ve Finlandiya gibi ülkelerden ağaç ithalatı yapamıyor…
(Ki, Finlandiya ve Rusya tabiri caizse profesyonel orman uzmanı ülkeler… Öyle bir döngüyle ormanlara sahip çıkıyorlar, bakıyorlar, koruyorlar ve o döngü içinde öyle bir ticarete de konu ediyorlar ki ormanlarını… Örneğin Finlandiya’nın ormanları dillere destan… Ve ülke gelirinin çok büyük bir kısmı ormancılıktan sağlanıyor.)
İthalat yapamadığın zaman da iç piyasaya yükleniyorsun.
İç piyasaya yüklenince de bu kez Orman Bölge Müdürlükleri daha çok ihale açmak ve kesim işi vermek zorunda kalıyor.
Bu da bizim ormanlarımızın çok daha hızlı tükenmesine yol açıyor.
Zira bizde ne Finlandiya’daki gibi ne de Rusya gibi döngü var.
Bizde olan kısır döngü…
Döviz yükseldi mi ithalata yapama, ithalat yapamadın mı iç piyasaya yüklen, iç piyasaya yüklenmek demek daha fazla ağaç kesimi demek…
30-40 yılda kendini yenileyen, yenilemesine fırsat verilmeyen ağaçlar yüzünden de daha fazla orman kaybı demek.
Türkiye’de son zamanlarda olan bu.
Talebi karşılamak için ormanda ağaç kesimi çok mu çok arttı.
İşte Tarım Orman İş Başkanı da aynı konuya dikkat çekti geçtiğimiz günlerde ve dedi ki:
“Bir yılda kesilmesi gereken orman varlığının neredeyse 3 katı 5 ayda kesildi”
Tekrar ve sindire sindire okuyalım…
Bir yılda kesilmesi gereken orman varlığının….
Neredeyse 3 katı….
5 ayda kesildi!
Bunu yılın bütününe vurun, demek ki geçen yıla göre 7-8 kat daha fazla kesim yapılacak…
Sonuç….
Sonuçta ormanları bir de bu yönden kaybediyoruz…
“Sinsi” dememiz bundan.
Kimse farketmiyor.
İşin içindekiler hariç kimse görmüyor.
Evet, ormanların sürekliliğinin sağlanması için, yenilenmeleri de şart…
Belli koşullarda, belli şartlarda, belli sınırda kesim; ihtiyaçların giderilmesi bakımından zaruri.
Bir anlamda ormanların canlılığını ve yeniden yaşama döndürülmesini muhafaza için şart.
Lakin…
Dediğimiz gibi döviz fiyatlarındaki artıştan dolayı ithalat eskiye göre yapılamadığından bu kez kendi ihtiyacımızı karşılamak için kendi ormanlarımızı daha çok yok eder hale geldik.
Yani dövizin yükselmesi her tarafı her yönüyle vuruyor, sadece gelen zamlarla değil.
Orman İş Başkanı’nın dikkat çekmeye çalıştığı nokta da burası. Ayrıca eskiden planlamayla bu kesimlerin yapıldığının, ancak son zamanlarda planlama da kalmadığının ve ihtiyaç doğrultusunda yapılan kesimler dışında yapılan aşırı kesimlerin yol açtığı çölleşme sonucunda yeni taş ocakları ve maden gibi sahalara da alan yaratıldığının altını çiziyor Orman İş Başkanı.
Peki ne kadar gündemde yer buldu kendine bu konu?..
5 ayda bir yılda kesilen ormanın 3 katı orman kesilmesi ne demek?..
Bu kadar kesime karşı bilinçli şekilde ormanlarımızı yenileyebiliyor muyuz?
Hayır.
Haliyle bir de bu açıdan, iç ihtiyacı karşılamak gerekçesiyle ormanlarımızı çöl haline döndürüyoruz.
Farkında mıyız?…
Hayır.
Ağaç ve nihayetinde kereste ihtiyacı ekonomi için günden güne artıyor…
Peki madenler ve taş ocakları dışında ormanlarımızın derinliklerinde neler oluyor; nasıl bir hummalı ve aşırı kesim var…
Tehlikenin “sinsi” tarafının farkında mıyız?