Sevgili okurlarım, en son ”SABAHATTİN ALİ, 71 YILDIR KAYIP” başlıklı yazımda buluşmuştuk. Sabahattin Ali’yi neden Ayvalık’ta andığımızı anlatmıştım. O günü Filiz Ali ve ”Sabahattin Ali: Sabah Yıldızı” belgeselinin yönetmeni Metin Andaç’a borçluyuz. Değerli yönetmenimiz, yazım için teşekkürlerini iletti. Hatırlarsınız teknik nedenlerden dolayı belgeselin son bölümünü izleyememiştik. Metin bey, ”bir gün hep birlikte izleyeceğiz Ayvalık’ta, filmin sonunu da insanlara izletmiş olacağız.’ dedi. Filmi izleyebilmemiz için bizlerden esirgemediği katkısı gibi bu sözleri de çok değerli… Kendisine bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum.
Belgeseli izleyeceğimiz gün Ayvalık’a erken gitmiştim. Gezebilecek zamanım vardı.Balıkesir’den geldiğim gibi soluğu sahilde aldım. Denizsiz yaşayamayacağımı bir kez daha anladım.
Ardından Ayvalık’ın tarihi sokaklarına karıştım. Çınarlı Camii’ne gelmiştim. Her gördüğümde etkilendiğim bu yapı, çarşı içinde yer alır. 1970’li yıllarda tamamlanmış. 1923’te camiye çevrilmiş. Etrafındaki çınar ağaçlarından dolayı bu adı almış. Çınarlı Camii’nin karşısında Şevket Koca Art Gallery&Studio yer alıyor. Stüdyonun sahibi Şevket bey ile önceden tanışıyorduk. Kendisi eski Ayvalık fotoğraflarından oluşan zengin bir arşive sahip.Farklı zaman dilimine ait bu fotoğraflar bizi kentin her köşesi ile buluşturuyor. Her bir fotoğraf dünden bugüne Ayvalık yaşantısını anlatıyor. Kentin , dokusu , ustalıkla aktarılmış. Şevket bey için, Ayvalık’ın en önemli simgelerinden biri eski zeytinyağ fabrikalarından bugüne kalan bacalar.Eski Ayvalık fotoğrafları ile son yıllarda çekilen fotoğrafları kıyaslayınca pek çok fabrikanın ne yazık ki günümüze taşınamadığını görüyoruz. Ayvalık sokaklarında dolaşan seyyar satıcıların yer aldığı fotoğraflar çok doğal. Sanki her birimiz o mahallenin sakinlerinden biriyiz.Günümüzde özlediğimiz komşuluk ilişkilerini anımsatıyor. Şevket beyin, sabahın erken saatlerinde çektiği fotoğraflar kentin kendine özgü bir soba kültürü olduğuna işaret ediyor. Fotoğraf tutkusu ile Ayvalık’ın tarihine sahip çıkıyor.Bizlerin de kente karşı sorumluluklarımızın olduğunu vurguluyor.
Stüdyo, Ayvalık Belediyesi’nin, kentin UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alabilmesi için gerçekleştirdiği çalışmalarda yer almış. Ayvalık Esnaf ve Sanaatkarlar Odası ile ortak bir projeyi hayata geçirmek istiyor.Bu proje Ayvalık esnafı ve günümüzde yaşatılması gereken sanatlar için en güzel destek olacaktır. Ayvalık’ın doğal ve kültürel varlıklarını tanıtan bu stüdyo Ayvalık halkının düğün, mezuniyet gibi en mutlu anlarına tanık oluyor. Bu tür çalışmalarında da Şevket bey oldukça profesyonel. Kentte yer alan işletmelerin katalog çekimlerini de yapıyor. Stüdyo, Çınarlı Camii ve çevresinin kültürel dokusuna uygun. Diğer yapılarında uyum göstermelerini diliyorum. Ayvalık’ı yaşatan stüdyomuzun yolu açık olsun. Kent,UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer aldığında çalışmalarının önemi çok daha iyi anlaşılacaktır. Ayvalık’a geldiğinizde mutlaka uğrayın. Şevket bey ile Ayvalık tadında edilen sohbetler, insanı fotoğrafın gizemli dünyasına alıp götürür. Artık içinde bulunduğum zamandan çok farklı bir boyuttaydım. Bu özel anları geride bırakmam çok uzun sürmedi.
Belgeseli izleyeceğimiz Şeytanın Kahvesi’ne gelmiştim. Hazırlıklar devam ediyordu.Kahvenin hemen yanında yer alan ‘ARKİPEL’, geçtiğimiz Aralık ayında ‘SANAT İÇİN HER ŞEY’ söylemi ile açıldı. Sanat ve hobi malzemelerinin bulunduğu butik kırtasiye ve muhtelif atölye çalışma mekanı Arkipel, Palabahçe’ye bambaşka bir renk katmış.13 Nisan Caddesi’nin tamamen sanatsal bir kimliğe bürünmesi için çok doğru bir mekan.
Açılış öncesinde çok yoğun bir hazırlık dönemi geride bırakılmış. Arkipel tabelasının tasarımı Stüdyo V’ye ait. Değerli Ressam Yüksel Erdoğan, destek olmuş. İç mekan tasarımı Mimar Gamze Kahyaoğlu’na ait. İç Mimar Ayşe Yağcıoğlu,Mimar Alev Gözonar ve Turgut Alpcan ile pek çok atölye çalışmaları gerçekleştiriyor.Çocuklar ve yetişkinler ebru, resim, polimer kil gibi sanat dalları ile tanışıyor. Özellikle çocuklarımızın kendi yaşıtları ile keyifli bir zaman geçirmeleri çok güzel.Her çocuğumuz kendi hayal dünyasının ne kadar çok zengin olduğunu keşfediyor.Bundan daha güzel ne olabilir ki…
Arkipel çocuklar ve sanat arasında bir köprü.Düşündüklerini üretecekler.Biz yetişkinlerde çocuklarımızın iç dünyalarını tanıyacağız.Onların sanat ile büyüyor oluşu geleceğe umutla bakabilmemi sağlayan en önemli neden. Bu güzellikleri yaşatan sevgili İpek ve eşi Tunca Subaşı iyi ki Kadıköy’ü geride bırakmış.İyi ki ne yapmak istediklerini bilerek Ayvalık’a gelmişler. Çocukları sanat ile buluşturan misyonları herkese örnek. Sanat atölyeleri ülkemizin her köşesinde açılabilir. Her çocuk kendi dünyasını oluşturmasını sağlamalıyız.
Biz yetişkinler içinde hiçbir şey geç değildir. Bu zamana kadar keşfedemediğimiz sanatsal kimliğimizi keşfedebiliriz. Ne güzel şeydir sanat, üretmek, renklerin dünyasında hayalleri canlandırmak.Dünyamızı güneş gibi aydınlatan Arkipel, sanki uzun yıllardır Palabahçe’de var gibi. Şeytanın Kahvesi ile uyumlu komşulukları var.Buradan istediğim renkte boyayabileceğim tahta bir kutu, balık ve çapa aldım. Deniz tutkum yine ağır bastı.Bu güzel parçaları boyamak için can atıyorum.Ne yazık ki aldığım günden beri boyayamadım.
Bir günü dolu dolu Arkipel’de, atölye çalışmaları ile yaşamak istiyorum.Biliyorum ki bu isteğim olanaksız değil.Çünkü İpek ve Tunca Subaşı bizlere bunu yaşatabilmek için var. Ayvalıklılar ile ortak bir sanat dilini çoktan oluşturmuşlar. Uzattıkları dost elleri ile güzel işlere imza atacaklarından hiç şüphem yok.Çıktıkları bu yolda Arkipel ailesine bol şanslar diliyorum. Sabahattin Ali’yi anıyorken ne güzel insanlar tanıdım.
Belgeseli izlememize az bir zaman kalmıştı. Hiçbir şeyin eksik olmaması için uğraşılıyordu.Şeytanın koşuları bir harika.Sağı solu sanat. Kahvenin karşısında yer alan Atölye Cafe, Ayvalık’a her gelişimde merhaba dediğim dost evimdir. Kentin ilk ve tek Tezhip/Minyatür atölyesidir. Bizleri tekdüze yaşantıdan kurtarmak istiyor. Atölyenin kursuna katılmak önemli. Marka odaklı değil kendi zevkimize göre üreteceğimiz her şeye sahip olabiliriz. Bunu sağlayacak beceriyi burada kazanabilirsiniz. Yazın geldiğimde kursiyerlerin el emeği olan bir tişört beni çok etkilemişti. Tişörtün deseni, karşıdan Ayvalık’a gelindiğinde ilk ayak basılan yerdi.Bunun gibi kentin öz benliğini yaşatan pek çok ürün var. Bunlardan birini sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. Atölye Cafe’de kahve eşliğinde sohbet keyfi de bir başka güzel…
Tezhip ve minyatür sanatçımız sevgili Aylin Eda Durak ve eşi, yaklaşık 6-7 yıldır Ayvalık’da yaşıyor.. Geldikleri günden beri hep Ayvalık’a ve kenti oluşturan değerlere sahip çıkmışlar. Bilgi ve yeteneklerini doğru işler için harcayan bu güzel aile, Kuzey Ege’nin kutsalı zeytinini de oldukça önemsiyor. Sanatçımız Aylin hanımın eşi zeytinyağı tadımcısı. Zeytin ve zeytin ürünlerine en doğal haliyle sahip olmak istiyorsanız atölyemize buyurun gelin. Zeytinin obje olduğu bir ürünün yaratıcı olmak insanı oldukça özel kılar. Geçmiş dönemlerde Ayvalık’ta gerçekleşen zeytin hasadını anlatan desenler gözümde canlanıverdi. Kurslara katılabilecek vaktimin olmasını çok istedim. Zeytini, günlük yaşantımızda göreceğimiz ürünlere sahip olalım. Fabrikadan hazır önümüze sunulan ürünlerden uzaklaşalım. Alışverişlerimiz de ölçümüz fiyat değil beğenilerimiz olsun. Ayvalık’da bu anlayışın temsilcisi Atölye Cafe’mizin üretimi sonsuz olsun. Kapısı hiç kapanmasın. Yazımı, sizlere tanıtmaktan büyük bir zevk aldığım üç değerli işletmemiz için iyi dileklerde bulunarak sonlandırıyorum.
Sanat ve kültür ile dopdolu geçen bir günü geride bırakan Kazdağ Çiğdemi;
Sabahattin Ali’nin zamanının çok ötesini aydınlatan düşüncelerine bir adım daha yaklaşır.
Bilir ki ; ruhu güneşten hiç ayrılmayacaktır.