“BALIKESİR24SAAT” , Balıkesir’in nabzını tutmaya devam ediyor. Siz değerli okurlarımıza en güvenilir, en tarafsız haberi en kısa zamanda ulaştırıyor. Gündeme getirdiği önemli konular ile dikkatleri üzerine çekiyor. Başarı grafiğinin günden güne artan bir oluşumda yer almak benim için çok önemli. Bu işin daha çok başında olmanın heyecanı ile yazmaya devam ediyorum.
Kendi alanlarında yılların tecrübesine sahip değerli yazarlarımız ile aynı çatı altında bulunuyorum. Bu fırsatını bana veren , ‘’BALIKESİR24SAAT’’ e çok teşekkür ediyorum. Her bir yazarımız, hepimizi ilgilendiren pek çok alanda kaleme aldıkları yazıları ile nice düşünce kapıları açıyor. Umarım sizlerde her bir yazıyı ne öğrenebilirim, ne anlatılmak isteniyor gibi ufkumuzu genişletecek bakış açısı ile okuyorsunuzdur. Zamanım yok hiç demeyin. Yaşadığımız bölgede bizler için emek veren insanların dünyasını tanıyın. Kelimelere döktükleri öğretilerden kazanımlar edinin. Okumak yaşantınızın vazgeçilmez bir parçası olsun. Sosyal medyada görselliğin ön planda olmasına yenik düşmeyin. Okuyun, sorgulayın, düşünün. Hatta sizler de yazın.
Şehrimizin haber sitesini güçlü kılan yazarlarımızın her biri birbirinden çok değerli. Her birini ayrı ayrı tanımak ve tanıtmak gerekir. Bu yazım ile sizlere sevgili öğretmenim Ayhan Öztürk’ün, benim için önemini anlatacağım. Yazıları son bir aydır haber sitemizde yer alıyor. Gecikmiş bir hoş geldin olsa da, aramıza hoş geldiniz sevgili öğretmenim. Ayhan öğetmenimin günümüzde masaya yatırılması gereken önemli konulara yönelik yazılarını mutlaka okuyunuz.
Ülkemizde sekiz yıllık kesintisiz eğitim sisteminin hüküm sürdüğü yıllarda, Balıkesir’in en başarılı okullarının başında gelen Mehmetçik İlköğretim Okulu öğrencisiydim. Genellikle Bahçelievler Mahallesi’nin çocuklarıydık. Mahallemiz ile özdeşleştirdiğimiz okulumuzda üç yıl daha okumak bizleri çok mutlu etmişti. Okulumuzun adı gibi, okulumuzun bulunduğu caddenin, hemen karşısındaki taksi durağının, kafenin adı da hep Mehmetçik’ti. Her gün andımızı Mehmetçik büstünün önünde okurduk. Okul yıllarım, geçmişimiz hepsi ne yazık ki anılarda kaldı. Okul binasının yeniden yapılıp okulun adının değişmesi, hayatım boyunca çok üzüleceğim konulardan biri olarak kalmaya devam edecek.
İlköğretim eğitim sistemini yaşayan bir nesil olmanın ne denli önemli olduğunu, bugünün yap boz tahtasına dönüştürülen eğitim sistemini gördükçe çok daha iyi anlıyorum. Bu konuya dair tepkimizi zamanında gösterdik. Eğitim sendikalarının yanında yer aldık. Gelecek neslin aynı sancılı dönemi yaşamaması için umarım gereken mücadeleyi hep birlikte verebiliriz. Eğitim sistemi istemediğimiz yönde değişebilir. Okulum artık olmayabilir. Bu olumsuzluklar mücadele için engel değildir. Aksine daha çok teşvik edicidir. Binalar yıkılıp giderken öğrendiklerimiz yok olmadı. Sistem değişti ama bizler o yıllarda bıkmadan usanmadan okuduğumuz andımıza hep bağlı kaldık. Kalmaya devam edeceğiz.
Okulumuzdaki öğretmenlerimiz ile aile gibiydik. İlkokul arkadaşlarımın çoğu ile ortaokul sıralarını da paylaşmıştık. Derslerimize giren branş öğretmenlerimizin çoğu üç yıl boyunca bizimleydi. Sosyal Bilgiler dersini çok seviyordum. Ülkemizin geçmişini, coğrafi özelliklerini, sosyal yaşamı öğrendiğim dersti. Ama işin çok daha başka bir boyutu vardı. Özgür bir birey olmayı öğreniyorduk. Toplum içerisinde korkmadan kendimizi ifade ediyorduk. Birbirimizi dinlemeyi öğreniyorduk. Saygı çerçevesinde tartışıyorduk. Hiç birimiz bir başka arkadaşımıza bağırmıyordu.
O gün sağladığımız ortam, bugün hepimizin özlediği tablo. Bizler bunu öğrenciler olarak, sevgili öğretmenimiz Ayhan Öztürk’e borçluyduk. Onun ezbere dayanmayan, öğreten, sorgulatan, düşündüren eğitim anlayışına borçluyduk. Dersin en başından sonuna kadar can kulağı ile dinlerdik. Her geçen kırk dakika bizleri bugünlere hazırladı. Öğretmenimiz bize konu ile ilgili üç soru veriyordu. O üç sorunun bazıları bilgiye bazıları da yoruma dayalıydı. Kendi yorumlarımız ile cevapladığımız sorular ise bize başka başka sorular sorduruyordu. Bizi anlayışla, sabırla, ilgiyle dinleyen bir öğretmenimiz vardı. Bunu bilen bizler kendimize daha çok güveniyorduk. Öğrenirken kendi ayakları üstünde duran özgür bireyler olma yolunda çok önemli yollar kat etmiştik. Ne çok şanslıymışız. Bu büyük şans için sevgili okurlarım, öğretmenim Ayhan Öztürk’e, sizlerin aracılığı ile sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Umarım emeklerini boşa çıkartmamışızdır.
Sevgili öğretmenim ile sürekli iletişim halinde değildik. Onun gibi diğer öğretmenlerimizin de öğrettiklerini hiç unutmuyordum. Onlara sıkı sıkı sarılıp iyi işleri yerine getirme çabasındaydım. Üyesi olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir İl Gençlik Kolları Yönetimi’nde yer aldığım dönemlerde, diğer dernek ve kuruluşların etkinliklerine daha çok katılabiliyordum. Malum çalışma hayatı her zaman katılmaya olanak vermez.
Katıldığım çeşitli etkinlik, gösteri ve eylemlerde gördüğümde çok sevindiğim isim, hemen anlamışsınızdır ki Ayhan Öztürk’tü. Sanki birden Mehmetçik yıllarıma geri dönmüştüm. Geçmişe duyduğumuz büyük bir özlem canlanmıştı. Karşısındakini çok iyi anladığını vurgulayan sakin, kendinden emin, o güven veren sesi yıllar sonra yine duyuyordum. Artık belli sürelerde devam eden bir iletişimimiz vardı.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum, CHP Altıeylül İlçe Başkanlığı’nda çalıştığım döneme denk gelmişti. Bir yandan referandum çalışmaları devam ederken, yeni üyelikler de gerçekleşiyordu. Partimizin bir neferi olmaya karar verenlerden birisi de sevgili öğretmenimdi. Kendisi zaten ben ve benim gibi nice öğrencilerine öğrettikleri ile partinin ilkeleri doğrultusunda pek çok işi başarmıştı. Öğretmenimi yeniden görmek ve üyeliğinin gerçekleşeceğini bilmek beni çok mutlu etmişti. Üyelik formunu doldurmuştuk. Artık üyelik kimlik kartını bekleyecektik. Öğretmenimin, o gün orada bulunan partililerimize hakkımda söylediği güzel sözler beni onore etmişti. Cumhuriyet değerleri ile yetişmenin onuruydu bu.
Parti tüzüğüne göre geçen süre sonunda, üye kimlik kartı gelmişti. Öğrencisi olarak kimlik kartını elimden almıştı. Parti rozetini de ceketinin yakasına takmıştım. O gün benim için çok anlamlıydı. Öğrencilik yıllarımda öğrendiğim değerlere sahip çıkmak adına var olduğum partimde, öğretmenim ile beraberdik. Üyelik sürecine tanık olmuştum. Kendisinin bu durumdan duyduğu memnuniyeti, partililerimiz ile paylaşması çok anlamlıydı. Öğrencilik yıllarım gibi unutamayacağım duygu yüklü anlardı. Artık partimizde de görüşüyorduk O dönemlerde partimizin lise komisyonunda yer alan öğrencilerimizden birisi de benim gibi Mehmetçik mezunuydu. Öğretmenimiz onunda dersine girmiş. Üçümüz bir araya geldiğimizde ortaya çıkan tablo, koşullar ne olursa olsun Atatürk sevgisiyle, O’nun kurduğu Cumhuriyet’e sahip çıkan nesillerin hep var olacağını anlatıyordu.
Partimizde o dönem ki İl Başkanlığı’nın gerçekleştirdiği, Yerel Yönetimler Akademisi’ne katılmıştım. Öğretmenim Ayhan Öztürk de vardı. Burada da öğretmen öğrenci ilişkimiz sürmüştü. Diğer katılımcılar da bunu öğrenmişti. Belediyecilik deneyimlerini bizlere aktarmak için gelen dönemin Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve öğretmenim ile birlikte hatıra fotoğrafı çektirmiştik. Öğretmenimizin, öğrencisi olarak beni takdim edişi beni yine onore etmişti. 31 Mart 2019 yerel seçimleri sonucunda sevgili öğretmenim artık, partimizin Altıeylül Belediye Meclis Üyesi olmuştu. Devam eden bu görevini layığı ile yerine getirip, nice başarılı işlere imza atacağından hiç şüphem yok.
O yıllarda bizleri hayata hazırlayan sevgili öğretmenimin, bugün de her konuda yardımcı olacağını çok iyi biliyorum.
Geçtiğimiz yıl Balıkesir Kitap Kulübü’nde, Edremit Körfezi’nin dergisi Gökkuşağı ile birlikte gerçekleştirdiğimiz etkinlikte o kadar çok yardımcı oldu ki. Etkinlik günü de bizlerin yanında yer alarak destek vermişti. Daha sonra görüştüğümüzde yazılarımı okuduğunu söylemişti. Destek sözlerini duymak çok güzeldi.
Geçtiğimiz yıl, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızda törenlere Ayvalık ilçemizde katılmıştım. Tören bitmişti. Arkadaşım ile deniz kenarındaki çay bahçelerine doğru ilerliyorduk. Ne güzel bir karşılaşma oldu ki birden sevgili öğretmenimi bulmuştum. Hep birlikte çay bahçesine oturmuştuk. Çaylarımızı sohbet eşliğinde yudumluyorduk. Konuşacağımız daha çok konu vardı. Ertesi gün, işe gidecektim. Bundan dolayı Ayvalık’taki vaktim sınırlıydı. Sevgili öğretmenimiz ile güzel karşılaşmamızı sonlandırmıştık.
Geriye kalan bu güzel anılar gibi gelecekte de öğretmen öğrenci ilişkimizin devam etmesini diliyorum. Kendisini hep sağlıklı, mutlu, keyifli görebileyim. Belirli dönemlerde hiç görüşmemiş olsak da aynı değerler ile aslında hep birlikteydik. O gün Ayvalık’ta bizi yeniden karşılaştıran değerler. Atatürk ve Cumhuriyet. Cumhuriyetin özünün kültür olduğunu yazılarımda anlatmaya çalışıyorum. Bu bilincimle sizlere ulaştığım haber sitemizde, sevgili öğretmenim ile birlikte yazarlar kısmına yer almak benim için çok anlamlı. Bunun içinde bir kez daha “BALIKESİR24SAAT” e teşekkürlerimi iletiyorum.
Mehmetçik İlköğretim Okulumdan 2001 yılında mezun oldum. Sevgili öğretmenim ile yirmi yılı aşan bağımız sürüyor. Bu bağı daha da pekiştiren haber sitemiz, çok daha uzun yıllar bizleri aynı çatı altında bulundurmaya devam etsin. Bağlar ile örelim dostluk, sevgi, hoşgörü ağlarını değil mi sevgili okurlarım. Yırtalım hep birlikte karanlıkları…