Gittim sevda bahçesine ve hiç görmediğim bir şey gördüm.
Bir kilise yapılmıştı ortasına, çocukluğumda oynadığım çimenlerin,
Ve bu kilisenin kapıları kapalıydı,
Ve “içeri girilmez” yazılıydı kapının üzerinde.
Şöyle döndüm baktım sevda bahçesine
Bir zamanlar sevimli çiçeklerle doluydu.
Ve gördüm mezarlık olmuş her yan.
Ve mezar taşları var çiçeklerin yerinde
Ve karalara bürünmüş papazlar çevresinde dolaşmakta,
Ve bağlanmışlar neşelerimi heveslerimi dikenlere.
William Blake(ÇeviriT.Asi Balkar)
***
“Uğraşının kuvveti bilimden ve çalışkanlıktan ibarettir.” İsmet İnönü
***
YARIN
Bir şeyler olacak yarın, duruşundan belli,
kırdaki atların
Bulutların konuşmasından belli,
Kazışından belli köstebeklerin toprağı.
Karıncaların telaşından belli, birşeyler olacak yarın
Belki bir tomurcuk, belki bir ağacın düşen yaprağı
Belkide bir çocukluğu
Pek o kadar göremezsek de uzağı,
kuşların uçuşundan belli, bir şeyler olacak yarın
öbür günden önemsiz, yarından önemli. Bülent ECEVİT
***
“Yüksek mevkiler, her eşyayı büyüten bazı camlar gibidir.
Bu gibi mevkilerde tüm kusurlar olduklarından büyük görünürler.”-Fenelon.
“ Davranış bilimlerinde insanı, insan yapan güdüler(dürtüler) vardır. Biz insanlar, davranışlarımıza göre toplumda kendi yerimizi belirleriz. Kim aç gözlü? Kim sinsi? Kim kurnaz? Kim içten pazarlıklı? Kim net, dosdoğru? Kim kaypak? Kim adam gibi adamdır… Bizi biz yapan güdülerimizle anılırız. Yiğit, mert, dürüst, adaletli… zaman ortaya çıkarır.
Düşünürlerin bu anlamda ki yol gösterici önerileri, zamanın süzgecinden geçmiş olup, insanı aydınlatıcı yönleri çok güçlüdür. Alan ve bilenler için.
“İnsan bir şeye ihtirasla bağlanınca; gözünü kör, kulağını da sağır eder. Böylece şeytanın aradığı fırsat verilmiş olur.”-İMAM GAZZALİ
“İhtiraslara boyun eğmekten saha büyük yanılgı olamaz; Yeterli derece bilmemekten de daha büyük felaket olmaz.”-LAO TZU
“Ne kadar çok bilgi/ o kadar küçük ego;/ ne kadar az bilgi o kadar büyük ego.” ALBERT EİNSTEİN
Dillere Destan MEVLANA’NIN SÖZÜ;
“YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.” Etik kuralı.
***
İçinden geçtiğimiz zaman diliminde, yaşadığımız pandemik dönemde, insanlarımızın davranışlarını gözlemlediğimizde, ortaya çıkan; sosyolojik, etimolojik, ahlaki, kültürel, inançsal davranışların kendi içlerinde çürümeye yüz tuttuğunu, umursamazlık, bananecilik, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın”, “kırk kulplu kazan, tut birini sende kazan”,”Gemisini kurtaran kaptan…” duygu düşüncelerinin daha egemen olduğunu tanık olursunuz. Yolda , yolakta, takside, toplu taşıma araçlarında, yol benim, yolak benim, ben gelirken herkes yoluma çıkmasın, yoluma çıkanın yakasını paçasını yolarım havalarını hissedersiniz, her an, her yerde.
Ekonomik kurallar kendi mecrasında akarken, destiyi doldurmaya çalışanlar, ekonomik yaşamı amansızca törpüleyip, cebindeki tomarların nasıl eriyip gittiğine akıl erdiremeyenlere ne diyelim?
Durum böyle olunca toplumu bir varlık ve yokluk telaşı içinde resmi ve özel bankaların kapı önlerinde, kredi ve borç ödeme kuyruklarını uzadığına tanık oluyoruz. Covit, movit kimsenin umrunda değil, yan yana Balıkesir lale bahçesine dönmüş durumda, yakın yakın, omuz omuza.Maske mesafe hak getire, tansiyonu varmış beyimin, ablamın. Durum böyle olunca Balıkesir lale bahçesine dönmüş durumda…
Çok kültürlü bir toplum olarak;kökeninden gelen adet ve gelenek ve görenekleri yaşatmanın ve siyasal meyvelerini toplamanın kaygısıyla kucak, kucağa, can cana bir yaşam biçimi.. Sonumuz hayra kala.
Ustaların dilinden ustalar anlar. Bilen bilir, bilmeyen ne bilir?
Ankara Kızılcahamam’lı saz ve söz ustasından;
“Meşeler gövermiş, varsın göversin,
Söyleyin huysuza durmasın gelsin,
Varmasın kötüye asılsın ölsün.
Kötü adam yar ömrünü yok eder …”
***
Bu sevdanın, gönül bahçesini daha bed görüntüler bırakmadan, insanlarımızın hayallerini ters yüz etmeden sonuçlanması, toplumu değişik bunalımlara sürüklemeden gelip geçmesi, insanlarımızın gönüllerine su serpecektir
* İ D U R A K İ *.
Yüzünüzden gülücükler, gözlerinizde ki ışıltılar eksilmesin.