“Bir rahip,bir doktor ve bir mühendis golf sahasının boşalmasını
beklemektedirler.
Mühendis:”Bu adamlar ne yapıyor böyle, 15 dakikadır bitirmelerini
bekliyoruz.”
Doktor: “Bilmiyorum ama hiç böyle bir saçmalık
görmedim.”
Rahip: “İşte görevli geliyor, onunla konuşalım.”
Rahip: ” Merhaba, Şu anda sahada olan grup ne zaman çıkacak, neden
bu kadar yavaşlar?”
Görevli: “Evet onlar kör itfaiyeciler. Kulübümüzde geçen sene çıkan
yangında gözlerini kaybettiler. Bu yüzden istedikleri zaman burada ücretsiz oynamalarına izin verildi.
Rahip:”ne kadar üzücü, bu akşam onlar için dua edeceğim.”
Doktor: “Çok güzel bir fikir, ben de hastanedeki doktor
arkadaşlarla konuşup onlar için bir şeyler yapabilir miyiz diye bakacağım.”
Mühendis:”Bu adamlar neden geceleri oynamıyorlar?”
***
Konferans sırasında arkadaş olan üç uzman birlikte tuvalete girerek
ihtiyaç gidermişler.
İşini ilk bitiren ellerini yıkadıktan sonra makineden peş peşe
kurulama kağıtları alıp ellerini kurulamış.
Tam 16 adet kağıt havlu harcamış. Arkadaşlarına dönmüş:
– Ben ODTÜ mezunuyum,bizim okulda önce temizlik öğretilir
İşini ikinci bitiren tek bir kağıt havlu çekmiş ve elini kurulamış.
İkinci kişi diğerlerine dönmüş:
– Ben Bilkent mezunuyum,bize okulda çevreciliği öğrettiler.
Çok kağıt harcamak çevreye zararlıdır?
Üçüncü kişi ne ellerini yıkamış, ne kağıt almış.
Kendisine şaşkın şaşkın bakan arkadaşlarına dönmüş:
– Ben Boğaziçi mezunuyum, biz elimize işemeyiz
***
Üç isletmeci ve üç mühendis iŞ icabı trenle bir seyahate
çıkacaklardır. Tren garında üç işletmeci üç bilet aldığı halde,
mühendisler yalnızca bir tane alırlar. İşletmeciler bunun sebebini
sorduklarındaysa, “bekleyin ve görün” derler.
Trene binerler, bir süre sonra üç mühendis kalkıp beraberce tuvalete gider.
Kondüktör gelir, üç isletmeciden üç bileti aldıktan sonra tuvaletin
kapısını çalar,”biletiniz lütfen” der. Mühendislerden biri eliyle bileti dısarı uzatır.
İsletmeciler de bunu görürler. Artık taktiği kapmışlardır.
Dönüs zamanı gelmistir, yine gardalardır. İsletmeciler gidip bir bilet alırlar.
Bakarlar mühendisler bu sefer hiç bilet almıyor, şaşkınlıkla
yine sebebini sorarlar, “Bekleyin ve görün” der yine mühendisler.
Yolculuk baslar. İşletmeciler beraberce kalkıp tuvalete giderler, ardından da mühendisler de karsısındaki tuvalete. Kondüktörün gelmesine yakın, mühendislerden biri dısarı çıkar, karşıdaki tuvaletin kapısını tıklatıp “Biletiniz lütfen” der. Açılan kapıdan bir el bileti uzatır.Bileti alan mühendis diğer tuvalete geri girer”.
Yönetici ve Mühendis
Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün New York
üzerinde balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur.
İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde
sigara içen bir adam görür ve alçalır. “Pardon. Ben neredeyim acaba?” diye sorar.”
“Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin” der adam.
Yönetici sinirlenir: “Sen mühendissin değil mi?” diye sorar.
“Evet.” der adam. “Nereden bildin?”
“Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum.
Verdiğin cevap % 100 doğru fakat hiç bir işime yaramıyor.”
“Sen de yöneticisin değil mi?”
“Evet sen nereden bildin?”
“Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim suçum oldu.”
Nasa Mars’a adam gönderecekmiş. Sadece bir kişi gidebilecek, giden de geri dönemeyecekmiş.
İlk aday olan mühendise bu iş için ne kadar isteyeceğini sormuşlar:
– 1 Milyon Dolar demiş ve eklemiş – Kızılhaça bağışlayacağım.
İkinci aday olan doktora da aynı soruyu sormuşlar. Doktor:
– 2 Milyon Dolar demiş. – Bir milyonunu aileme bir milyonunu da tıbbi araştırmalara bağışlayacağım.
Üçüncü aday olan Temel aynı soruya
– 3 Milyon Dolar diye cevap verince yetkililer diğerleri bu kadar az
isterken kendisinin neden 3 milyon dolar istediğini sormuşlar. Temel
yetkililere doğru eğilmiş, kısık bir sesle:
– 1 milyonunu ben alırım, 1 milyonunu size veririm, mühendisi de
Mars’a göndeririz.”
Bayram sonu esintisi için paylaşıma hazırladı * İ D U R A K İ *.