Özellikle sınır ötesinde veya güneydoğuda, genelleyelim terör tehdidi olan bölgelerde görev yapan asker ve polislerimizin ailelerinin ruh halini tahayyül edebilmek…
Ne kadar empati yaparsak yapalım mümkün değildir.
Terörün her an, her çeşidiyle herhangi bir yerde de gerçekleşebileceğini bilsek ve bu açıdan dünyanın hiçbir bölgesinin yüzde yüz güvenli olduğunu söyleyemesek de bu topraklar terör acısını belki de dünyada en çok yaşayan insanların var olduğu topraklardır.
Şehit haberleri sık sık geliyor maalesef.
Bir türlü huzura eremiyoruz…
Ama şehit sayısına bağlı bir refleks var toplumda ki kötü olan bu.
Haber bültenleri şehit haberlerini normal bir habermiş gibi verip geçiyorlar…
Toplum da o yüzden sanki o şehit, bu toprakların şehidi değilmiş gibi, sıradan bir habermiş gibi izleyip geçiyor…
Gazeteler…
Bir şehit haberi olduğu zaman küçük bir yer bulabiliyor ilk sayfada.
Ama bu kez…
Altı şehit haberi geldi sarsıldık.
Bir gün sonra altı şehit haberi daha geldi.
24 saatte 12 şehit haberi gelince gazetelerin tümünde manşet…
Haber bültenleri ve tartışma programları buna endekslendi.
Siyaset teröre döndü yüzünü.
Bir tarafta “Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak” söylemleri.
Ki kalmıyor elbette, Türk Silahlı Kuvvetleri, Özel Harekat, MİT ve bileşenleri zaten gereğini her gün yapmaktalar…
Ama hiç şehit haberi almasak…
Anne babaların, eşlerin, çocukların aklı kalmasa o bölgede görev yapan babaları, kocaları, çocukları için…
Türkiye’nin coğrafyası terör, savaş ve bataklıkla çevrili…
Terörle mücadelede dünyanın hiçbir ülkesinin Türkiye’ye söz söyleme hakkı bulunmuyor…
Terör karşısında Türkiye’nin her tür sınır ötesi harekatı, gerekiyorsa kalıcılığı şart.
Çünkü geleceğimizin sağlam ve güvenli kılınabilmesi için terörle mücadelenin aralıksız ve kararlılıkla sürdürülmesi gerekiyor.
Siyasetin sadece şehit haberleri geldiğinde değil; Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak paydası ne ise her daim o paydada durabilmesi şart.
Ki terörün iyisi kötüsü yok.
Terör örgütlerinin iyisi kötüsü yok..
Hepsinin emeli Türkiye Cumhuriyeti üzerinde oyun olduğuna göre, kendileri piyon olduklarının farkında olmasalar da terörün kurutulması şart.
O yüzden Türkiye’nin sınırlarının da kontrol altında olması gerek…
Pek çok olumsuz haber okuyor, izliyoruz medyada ülkemize giriş yapan sığınmacıların saatli bomba olduğuna dair.
Kaçı “gerçekten masum sığınmacı” bilebiliyor muyuz?..
Son zamanlarda yapılan operasyonlarla dünya çapında aranan nice baronun, suç örgütü liderinin Türkiye’de yakalanması, yakalanıyor olmaları terörü sadece bildiğimiz PKK terörüne indirgeyebilir mi?..
Uyuşturucu da terördür, devletin temellerini yıkmaya yönelik şeriatçı faaliyetler de terördür, ülkenin toprak bütünlüğüne karşı faaliyet gösteren PKK ve türevleri de terördür…
Lanet olsun hepsine, her türüne…
12 şehit haberiyle sarsıldık ülke olarak…
2023’ün bitmesi için dua ediyoruz da ama her gelen yılın gideni arattığını da öğrendik artık…
2023’e depremle başlamıştık, 12 şehit de son acımız olsun.
Acıya gark bir ulusuz.
Gerçekten bir ve birlik olmamız gerek…
Terörün her çeşidine lanet olsun…
PKK ve işbirlikçilerine karşı TSK başta olmak üzere tüm güçlerimizin gereğini yaptıklarını biliyoruz.
Lakin 12 şehit.
12 aile, 12 hayat…
Ve kaç hikaye?..
Ateş ve acı düştüğü yeri yakıyor ve ne dersek diyelim o acı geçmiyor…
Yeter ki unutmayalım; şehit evlerine bayrak asıp gündemin içinde öğütmeyelim…
Terör, siyasete malzeme olmayacak kadar ciddi ve ağır konu ülkemiz için.
Lütfen bu ciddiyetin gereğini gerektiği gibi ifa edelim.
Milletimizin başı sağolsun.