Küçücük “düşüncesizlikler” bunlar..
Ama şehre “eksi” verdiriyor.
Nasıl oluyor da “düşünülemediğine” kafa yoruyorsunuz.
Düşündüğünüzle kalıyorsunuz…
Biliyorsunuz bizim Milli Kuvvetler’in halini…
Trafiğe komple kapatıp ambulans ve itfaiye gibi öncelikli araçlar ile yük indirme nedeniyle girmesi elzem araçlar dışında komple trafiğe kapatılsa, şehrin trafik yoğunluğuna bundan daha kötü ne gelir?..
Hiç olmayacak saatlerde bile bir bakıyorsunuz Gar Meydanı’ndan…
Yönünü Milli Kuvvetler’e döndürmüş ve uçtan uca caddeye girmek için debelenen konvoy halinde araçlar…
Bakınız geçen gün neye rast geldik?
Yoğunluk yaşanan bir saat değil…
Salı günü öğleye doğru 11 suları…
Kilitlenmiş cadde.
O saatte öyle bir yoğunluğun olması tam bir tuhaflıkken az sonra görerek öğrendik ki, Milli Kuvvetler’de dörtyol olarak tanımladığımız caddenin tam orta noktasında yol ile ilgili küçük çaplı bir çalışma var.
Ve bu nedenle de caddeye giren araçların trafiği, dörtyoldan Paşasaray Sokak istikametine veriliyor…
Yani caddeye giren, girmeye çalışan sürücü zaten caddenin öteki ucunu, AHP Meydanı’na ulaşamayacak.
Küçücük bir ayrıntının atlanması ile, trafik kilit…
Peki caddenin girişine, Orduevi’nin önüne bir görevli konarak sürücüleri bilgilendirse veya çalışma olduğuna dair bir levha tabela konsa…
O kadar araç o kadar yığılma yapar mı?..
Bir bayrakçı dahi koysanız, penceresini açan her sürücüye bilgi verebilir ve “ileride yol çalışması var, dilerseniz girmeyin, dörtyoldan yol tekrar Gazi Bulvarı’na yönlendiriliyor” diyebilir…
Çok mu zor?..
Düşünememek?
İlginç küçücük ayrıntı bunlar.
Düşünülse o kadar sürücü eziyet çekmeyecek..
Yine basit bir örnek…
Çarşamba gece yarısı sonrası Bandırma Caddesi’nde şans eseri çok mu çok ucuz atlatılan bir trafik kazası oldu..
Bir araç karşı şeritten orta refüjdeki direği yıkıp, bir ağacı kırıp diğer şeride uçtu.
Kaza anında karşı şeritte akan trafikte araç olmaması daha büyük bir faciayı önledi.
Kaza olduktan sonra etraftaki cafelerden ve evlerden onlarca kişi saniyeler içinde araç başına gelirken şehrin göbeğindeki olay yerine ambulans, itfaiye ve polis, yaklaşık 15 dakika sonra gelebildi…
Hastaneye ve emniyete iki adım mesafede olan kaza yerine geç sayılabilecek bu intikal vatandaşın eleştirisine yol açarken mesafeye baktığınızda saniye hesabı yapılırsa itfaiyenin en hızlı geldiği bile söylenebilir.
Bununla beraber kazaya müdahale anında caddede ne emniyet tertibi alındı ne de yine bir bayrakçı gibi trafiği yavaşlatması gereken görevli göze ilişti…
Kazadan bihaber trafikte akan araçlar hızla gelip geçerken çoğu kaza kalıntılarına çarptığında veya camların üzerinden geçtiklerinde neyin ne olduğunu fark edebildiler…
Peki böyle bir olayda dahi neden böylesine bir rahatlık olabiliyor?..
Gecenin geç saati olmasından dolayı az araç geçmesi nedeniyle mi?..
Böyle bir ihtimal kaza sonrası önlemi bertaraf edebilir mi?..
Küçücük şeyler bunlar.
Ama düşüncesizliğimizi gösteren büyük ihmaller gerçekte.
Bekliyoruz bakalım, kaç vakit sonra “ayrıntılara” daha bir dikkat edebilecek ve biraz daha sorumluluk hissedebileceğiz?..
