EĞİTİM-SEN Balıkesir Şube Başkanı Gürbüz Şahin, seçmeli derslerin seçim işlemleri sırasında eğitim yöneticilerinin özellikle dini içerikli derslerin seçilmesi için büyük çaba gösterdiğini iddia ederken, “Bazı ilçe milli eğitim müdürleri ve okul yöneticileri açık bir yönlendirme tutumu içine girmişlerdir. Öğrenci ve velilere bilgilendirme yapmadan, onlar adına ders seçimi yapmış, sonrasında seçilen dersleri imzalamaları için velilere tebliğ etmiştir.” dedi.
EĞİTİM-SEN Balıkesir Şube Başkanı Gürbüz Şahin, Millî Eğitim Bakanlığı’nın e-okul sistemi üzerinden 2023-2024 eğitim öğretim yılına ait seçmeli derslerin seçim işlemlerinin 2-20 Ocak 2023 tarihleri arasında yapılacağını duyurmasının ardından ülke çapında çok sayıda okulda eğitimcilikten çok ‘siyasal kadro’ olarak görev yapan eğitim yöneticilerinin özellikle dini içerikli derslerin seçilmesi için büyük çaba gösterdiği, öğrenci ve velileri yönlendirmeye çalıştığı bir süreç yaşandığını öne sürdü.
Seçmeli ders tercihlerinde temel ölçütün öğrencinin ilgi ve yetenekleri olması gerekirken, her seferinde öğretmen durumu ve fiziki olanakların yetersizliği gerekçe gösterilerek öğrencilerin sadece önceden belirlenmiş bazı derslere yönlendirildiğini iddia eden Şahin, “Seçmeli dersler, öğrencilerin hayata hazırlanması, ilgi ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması açısından önemlidir. Seçmeli derslerin okul programlarının ayrılmaz bir parçası olarak öğrencilerin gelişimlerine destek olması, ayrıca bilişsel (bilgi, beceri), duyuşsal (ilgi, tutum) ve sosyal gelişimlerine katkı sağlaması gerekmektedir. Bütün bu bilimsel gerçekleri göz ardı ederek, iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerine göre hareket eden eğitim yöneticileri suç işlemiştir.” dedi.
“SUÇ İŞLEDİLER”
Şahin yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Bazı ilçe milli eğitim müdürleri ve okul yöneticileri açık bir yönlendirme tutumu içine girmişlerdir. Öğrenci ve velilere bilgilendirme yapmadan, onlar adına ders seçimi yapmış, sonrasında seçilen dersleri imzalamaları için velilere tebliğ etmiştir.
Geçmişte defalarca yapıldığı gibi veli ve öğrenciler adına ders seçen okul yöneticileri açıkça suç işlediklerini bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde hangi nedenle olursa olsun mağdur edilen veli ve öğrencilerimizin yanındayız. Eğitim politikalarına ilişkin her konuda olduğu gibi, bu konuda da her türlü siyasal ve ideolojik yönlendirmenin karşısında duracağımız bilinmelidir.”
“LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM VAZGEÇİLMEZDİR “
“Laiklik, yurttaşların dil, din, ırk, cinsiyet, inanç ve etnik bakımdan farklılıklarını kabul etmesi ve bu çeşitlilik arasında ayrımcılık yapılmamasının teminatıdır. Devletin hizmet üretirken söz konusu çeşitliliği bozacak politikalarına karşı mücadele yürütebilmenin imkânı ancak laiklikle mümkündür. Bir başka önemli konu da kadına yönelik tahakküm biçimleri karşısında laiklik ve laik eğitimin kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine sunduğu katkıdır.
• Kılık-kıyafet serbestliği diyerek öğretmen ve öğrencilerin etek boylarını ölçen,
• Kadınlar sokak ortasında katledilirken “namus bekçiliğine” soyunup “en az üç çocuk” dersleri veren,
• Kız çocuklarının bedenini şehvet konusu yapan,
• Namus diye diye kadını eve hapsetmek isteyen,
• Kız ve erkek çocuklarını “ateşle barut” gibi görerek karma eğitime karşı çıkan zihniyete karşı eşitlik ve özgürlük talebinin ve cinsiyet ayrımcılığının önlenmesi mücadelesinin zeminini yine laiklik savunusu oluşturmaktadır.
Bu çerçeveden yaklaşıldığında laik eğitim, öğrencilerin hiçbir biçimde inançları nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulamayacağını, onlara bir inanç dayatması yapılamayacağını, öğretmen yetiştirme politikasından başlayarak müfredatın oluşturulması aşamalarına kadar ayrımcılığın önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması talebini ve mücadelesini ifade etmektedir.”