Son yazılarım Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili diye dinle uğraştığım sanılmasın. Derdim insanları dinden soğutmak değil. Bilirim ki din insanın vicdanında bir duygudur dışarıdan müdahaleyle değişmez. Kimse baskıyla,telkinle ne dinini terk eder ne dine sarılır…Bu nokta da çocuk yaşta yönlendirmeyi ayrı tutuyorum
Atatürk de laikliği neden getirdiklerini anlatırken benzer şeyler söylüyor:
“Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz.”
Devam ediyor:
“Laiklik prensibinde ısrar ediyoruz. Çünkü din hürriyeti ancak laiklik prensibine bağlanmakla korunabilir.”
Ve şöyle bitiriyor:
“Türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar ülkesi olamaz. En gerçek, en doğru tarikat uygarlık tarikatıdır.”
Laikliğin temeli, bilimselliktir, inançlara saygılı olmaktır ve dinin siyaseti belirleyici konuma gelmesini önlemektir…
Sayıştay raporunda yer alan usulsüzlüğe gelince:
Her konuda bir açıklama yaparak adeta siyasi parti lideri gibi davranan Ali Erbaş’ın başkanı olduğu Diyanet İşleri Başkanlığının Sayıştay raporundaki durumunu anlatan internet sitelerine düşen haber şöyle:
“İHALELERDE YASAKLILIK KONTROLÜ YAPILMAMIŞ”
“ Alım yapılacak gerçek veya tüzel kişinin Kamu İhale Kurumunun internet sayfasındaki yasaklılar listesinde bulunup bulunmadığının kontrol edilmesi ve yasaklı olduğunun belirlenmesi durumunda, söz konusu kişiden alım yapılmaması gerekmektedir. Yapılan incelemelerde merkez harcama birimlerinde yasaklılık kontrolünün yapılmadığı anlaşılmıştır.”
Yani yasaklı firmalardan alım yapılmış…
“PİYASA ARAŞTIRMASI YAPILMAMIŞ”
“Yine; doğrudan temin yoluyla yapılan alımlarda, piyasa fiyat araştırmasının yapılmadığı da tespit edildi.”
Yani yandaşlar kollanmış.
Sayıştay raporunda başka usulsüzlükler de var ama hepsini yazmayı gereksiz buldum…
Zaten her şey ortada değil mi?