Hakim, iyi hal indirimi uygulamazsa Yargıtay diyor ki, niye uygulamadın?
Hakim puan derdinde.
Uyguluyor ister istemez.
Performans, puan, atama, birinci sınıfa yükselme falan..
Uyguladı mı, yaşanan dehşet olaylar nedeniyle kendisi de hedef ve eleştiri bombardımanı altında.
Standarttır çünkü o…
Sanık, “lehe olan hükümlerin uygulanmasını” talep ederse mahkemeden…
Mahkeme yüzde 99 uygular.
Uygulamasa n’olur?
Bir şey olmaz, kürsünün hakimi o, yargılamayı yapan o.
Yargıtay’ın asıl bu sebepten, yani lehe olan hükümleri uygulamadı diye kararı, kararları bozmaması gerek.
Şimdi dehşet olaylar çağındayız.
Kadınlar korkuyor.
Çocuklar korkuyor.
Hepimiz korkuyoruz.
Yolda yürürken arkanızdan bir manyağın saldırısına uğrayabilme ihtimaliniz var.
Trafikte önünüze kırana bir şey deseniz çıkıp pompalıyla sizi hedef alma ihtimali var.
Var da var!
Sonuç…
Olan oluyor, ölen ölüyor, ağlayan ağlıyor.
En ironik olanı şu; siyasiler sonra demeç veriyor: infaz sistemi şöyle de böyle!
Yahu bu kadar akıl dışı bir tavır olabilir mi?
İstenilen yasa şak, tak diye bir günde geçiyor.
İnfaz yasasının aksayan yönlerini uygulamanın içindeki avukata, hakime, savcıya, cezaevi müdürüne sormazsan; olay çıktı mı, bir can gitti mi infaz sistemi aklına gelirse böyle trajikomik demeçler verebilirsiniz ancak.
Her konuda böyle değil mi?
Türkiye’de uygulayıcıların sesini duysa siyasetçiler, çok daha doğru çözümler yakalanabilecek.
Eğitimle ilgili düzenleme yapılır, öğretmenleri dinleyen olmaz.
Sağlık alanında bir şeyler değişir, doktorları kimse dinlemez.
İcra Yasası değişir, icra müdürlerine kimse kulak vermez.
İnfaz yasası yamalı elli bohçadır; infaz hakimliklerinden görüş alınmaz.
Masa başı yasa ancak bu kadar oluyor.
Sonra ölümler neden bitmiyor sorusunun cevabı aranır.
Sonra Adalet Bakanı dahil herkes infaz sistemini eleştirir.
Akıl almaz çünkü, açık cezaevine geçme, firar etme, firar eden hükümlünün yakalanmaması, sonra cinayet işleyince şak diye yakalanması!
Bakın son yeni haber:
Bursa’da bir mahkeme kız arkadaşını pompalı tüfekle vuran sanığın cezasını önce iyi hali nedeniyle indirmiş ve sonra da “tutuklamadan elde edilmek istenen amaca ulaşıldığı kanaatiyle” tahliye etmiş.
Mahkemelerin klasik cümlelerindendir bu:
“Tutuklamadan elde edilmek istenen amaca ulaşılması”
Çünkü alacağı ceza, yatacağı gün, infaz hesabı, mağdur olmaması, kararın kesinleşmesinde geçecek zaman….
Gibi pek çok kavram ve kriter mahkeme hakimini de bağlar.
Peki tahliye etmese, okkalı bir gerekçeyle tutukluluğun devamı dese mahkeme…
Peki, okkalı bir gerekçe yazacak hakim var mı, ağır cezaların yaş ortalamasına bakın, anlayacaksınız.
Tencere dibin kara, seninki benden kara.
Siyasiler demeç veriyor:
“İnfaz sistemi şöyle de böyle falan da filan da…”
Gülesiniz geliyor.
Gülemiyorsunuz.
Zaten infaz sistemini de Ayşe Teyze ile Mehmet Amca düzeltecek ya…
Keyiflerinin olmasını bekliyoruz!
