SARIKIZ VE PANDEMİ

Yayınlanma Tarihi :
SARIKIZ VE PANDEMİ

Dünyanın sayılı oksijen depolarından biri olan Kazdağları, 800 yıldır süren geleneğe ev sahipliği yapıyor. Bu yıl ise pandemi nedeniyle ‘’Sarıkız Törenleri’’ kısıtlı olarak gerçekleştirilecek.  Edremit Körfezi, Çanakkale bölgesindeki Alevi Türkmen ve Yörük köylülerimizin, her yıl ağustos ayının kutup yıldızının dünyaya en yakın olduğu günlerinde kurduğu çadırlar bu yıl zirvede yerini alamayacak. Sarıkız Zirve’ye günübirlik ziyaretler devam edecek.

Bu durum akla bazı soruları getirdi. 1 Haziran tarihi itibaren sahil ve deniz yasakları kalktı. Sosyal mesafe ve yeni hijyen kurallarına göre düzenlemeleri yerine getiren turizm işletmeleri halkımıza hizmet veriyor Kamping alanları, Turizm Tesisleri’nin Niteliklerine İlişkin Yönetmeliği’nin 36. Madde’sinin birinci fıkrasına eklenen e) bendine uymaktadır. Bütün kurallar doğrultusunda turizm sektöründe hiçbir aksaklık yaşanmıyor. Asırlardır yaşatılan gelenek, kurallara uygun yerine getirilemez miydi?

Elbette, sağlığımız her şeyden önce gelmektedir. Vaka sayısının artmasıyla daha çok tedbirli olmamız gerekiyor. Pandemi nedeni ile Sarıkız etkinliği, özüne uygun kutlanamazken, turizm işletmelerinin yönetmeliğe uygun hizmete devam etmesi nasıl açıklanabilir? Pandemiyi neden göstereceksek her koşula, herkese eşit uygulamak gerekmez mi?

Köylülerimizin Sarıkız Türbesi’ne çıkması, Kapanca Dedesi’nin bulunduğu Eybek Mevkii’nde bir araya gelmesi plajlarda, otellerde, kampinglerde bulunan vatandaşlarımızdan çok daha farklı bir durum mu teşkil ediyor?

Zaten köylülerimizin yurt adını verdiği çadırlarında sadece kendileri kalır. Halkımız Sarıkız Türbesi Ve Baba Türbe’nin bulunduğu zirveye günübirlik ziyaretler ile gider. Çadırlarda hariçten kimse kalmaz. Pandemi süresince evinde gerekli önemleri alan köylümüz, çadırında da aynı titizliği göstermez mi? Bu soruları çoğaltmak mümkün. Gelecek yıl sağlıkla Sarıkız törenlerinin, asırlardır sürdürdüğü haliyle gerçekleşmesini diliyorum. Sorularıma son veriyorum.

Sarıkız Törenlerini ve köylülerimizi anlatmak istiyorum. Tahtakuşlar, Kavlaklar ve Yassıçalı köyleri bu geleneği yaşatanların başında geliyor. Diğer tahtacı köyleri de katılır. Tahtacılar, Ege ve Akdeniz bölgelerinin ormanlık alanlarında yaşayan Alevi Türkmenlerdir. Ağaç işleriyle uğraşırlar. Tahtacıların, Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un fethi sırasında kullandığı gemilerin tahtalarını imal ettiğine inanılıyor.

Tahtacı köylülerinin yaşattığı geleneklerinin kökeninde Şamanizm inancı olduğu sanılıyor. Şamanizm’e göre yapılan kurban adak töreninde; Mayıs ayında toprak anaya, Ağustos ayında ana tanrıya kurban kesilir. Sarıkız (kurban yeri) tapma değil tapınma yeridir. Şamanların ana tanrıya kurban kesme yerleri olarak biliniyor. Kutup yıldızına dünyanın en yakın olduğu tarih Ağustos ayıdır. Her Ağustos ayında 15-25 tarihleri arasında orada Sarıkız törenleri yapılır. On gün içinde yani kutup yıldızının en yakın olduğu tarihler, kurbanların sunulduğu tarihtir.

Son on yılı aşkın bir süredir, Alevi Türkmenlere Yörükler de katılmışlardır. Onlar da özlerine dönmek için Sarıkız’a giderler. Sarıkız sadece Alevilere has değildir, Yörük kızı olduğu da söylenir. Türkmenlerin yaşattığı bu geleneği Yörükler de sahiplenmiştir. Bir araya gelen köylüler, birlik beraberliği pekiştirir. Dağdaki mezarlıktan getirilen bir taşın, 850 yıllık olduğu ortaya çıktı. O tarihlerde bölgede Türk olmaması gerekir. Ormandaki diğer üç mezarlığın da en az 2-3 bin yılın üzerinde olduğu belirtiliyor. Üzerinde Türkmenlerin damgamız dediği ‘’Kazayağı’’ var.

Sarıkız törenleri gibi Kapanca Dedesi’nin bulunduğu Eybek Mevkii’nde de Tahtacı Türkmen gelenekleri yaşatılıyor. Tahtacı Türkmenleri, atalarının yaşadığı bölgede yatırların yakınlarında çadır kurup konaklarlar. Semahtan, Kirmen’e “yanlık”  denen yayıktan, allı pullu elbiseleriyle Türkmenler, bölgemizin kültürünü en iyi şekilde yansıtır. Yurtları yani çadırları, yerleşim alanlarıdır. Kapanca Yayla’nın vazgeçilmez ritüellerinden bir tanesi Kapanca Yaylası’na ismini veren Kapanca Dedesi’nin mezarında dualar edilmesi, ağaçlara dilekler asılması ve gelecek senenin hayırlı geçmesi için kurbanlar adanmasıdır.

YORUM YAP