Korna değil Corona..
Şakası yok!..
Korna çala, çala geliyor..
Bizde var, yok meselesi değil..
İnsanlar patır, patır gidiyor..
Dikkat edin..
“Bizde yok” söylemleri yetkili ağızlar tarafından “olabilir, bize dışarıdan gelebilir”e döndü!..
Yetmedi “resmi yazılar” ile uyarılar başladı..
El hijyeninin çok önemli olduğunun her fırsatta altı çiziliyor!..
Maalesef bu hijyen kuralına dikkat etmeyen bir toplumuz..
Bakınız Türkiye de “en çok zaman öldürülen” yerler kahvehanelerdir!..
Okey oyun taşları, iskambil kağıtları, tavla pulları tam bir mikrop taşıyıcısı.. Portör!..
Birde arada bir tuvalet ihtiyacı için kalkıp gidip gelmeleri düşünün!..
Eller yıkanıyor mu Allah bilir..
Tutulan sandalyeler…Kapı kolları..
Kimse kusura bakmasın ama pislik diz boyu!..
Mikrop aramaya gerek yok!..
Bankalar..
Para alış verişinin yoğun olduğu yerler..
O kadar şatafata rağmen hangisinde bir el hijyeni aparatı gördünüz?..
ATM’lerin tuşları.. Binlerce parmak.. Seninki bana.. Benimki sana.. Bırakın Corona’yı..Temizlenirken gördünüz mü?..Paralar istiflenirken gördünüz ama..
Özellikle iki uç örnek verdim ..
Her ikisi de sokaktan eve sinsice taşınabilen ve halen şu anda taşınan mikrop odakları..
Dikkat!..
Corona ; korna çala, çala
Kapıda…