Sağlık emek ve meslek örgütlerinin ülke çapında aldıkları bir günlük G(ö)REV etkinliği Balıkesir ve ilçelerinde de yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Her iş bırakma etkinliğinde olduğu gibi acil hastalar, diyaliz hastaları, gebeler, çocuk aciller, kanser hastaları, yoğun bakım hastalarının bakımı aksatılmadı. COVID-19 veya COVID-19 şüphesi ile başvuranların poliklinik ve klinik tedavilerine devam edildi, diğer hastalara nöbet düzeninde sağlık hizmeti verildi.
Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan saat 12:30’da Atatürk Şehir Hastanesi önünde tüm emek ve meslek örgütleri adına hazırlanan basın açıklamasını okudu. Eyleme ve açıklamaya Balıkesir Aile Hekimleri Derneği, Birinci Basamak Birlik ve Dayanışma Sendikası, Balıkesir Diş Hekimleri Odası, Balıkesir Tabip Odası, Genel Sağlık İş Sendikası, Hekim Birliği Sendika, Hekim-Sen Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Sendikası ve Tabip Sen Sendikası başkan, yönetici ve üyeleri destek verdi. Basın açıklamasında Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya yönelik, “Yeter Fahrettin, bizi kahrettin” yazılı pankart dikkat çekti.
Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr.Necdet Uçan’ın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Bizler salgın döneminde canla başla çalışırken aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya bırakıldık, Hekimler, ‘artık bu şartlarda çalışamıyoruz’ diyerek istifa ederken, emekli olurken; genç hekimlerimiz başta olmak üzere yurtdışına göç ederken tüm bu sorunları konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için Sağlık Bakanı’yla görüşme taleplerimizi defalarca ilettik. Sağlık Bakanı’nın hekimlerin, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını sağlık emek meslek örgütleriyle konuşmasından daha doğal ne olabilir? Bu görüşme taleplerini karşılamak Sağlık Bakanı’nın bizlere ve topluma karşı sorumluluğu değil midir?”
“TOPLUMUN SAĞLIĞI, EMEĞİMİZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN ARTIK G(Ö)REV ZAMANIDIR”
“Uzun süredir çeşitli açıklama, eylem ve yürüyüşlerle anlatmaya çalıştık yine söylüyoruz: Salgın döneminde yaşamımızı da ortaya koyup verdiğimiz emeğin böyle/daha fazla değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Toplumun sağlık hakkı; emeğimiz ve geleceğimiz için artık G(ö)REV zamanıdır. Gün dayanışmanın, birbirimize, mesleklerimizin taşıdığı güce güvenmenin; yaşam ve sağlık haklarımızı savunmanın ve geliştirmenin günüdür. ‘Biz birlikte güçlüyüz’ü göstermenin günüdür.
Emeğimizin Hakkını Aldığımız Sağlıklı Bir Gelecek İçin G(ö)REV Başındayız
Biz, “Başka Kamil Furtun’lar Ersin Arslan’lar olmasın, yaşatmak için yaşamak istiyoruz” diyenler,
Biz, gecesi gündüzü olmayanlar,
Biz, hastalandıran bu sağlık sistemine göz yummayan, toplum sağlıksızken nefes alamayanlar,
Biz, bu gördüğünüz binalarda sistemin tüm başarısızlığının altında bırakılanlar;
Biz, aylardır oyalama taktikleri ile yok sayılan, emeği hiçleştirilen, mesleği değersizleştirilenler,
Biz, her gün yeni dayatmalarla, Aile hekimliği ceza yönetmeliğiyle baskı altına alınmaya çalışılanlar,
Tüm bu olumsuzluklara rağmen; Biz “giderlerse gitsinleröe boyun eğmeyenler;”buradaydık, buradayız ve burada olacağız” diyenler, mesleğinin beyazını karanlığa ışık yapanlar; emek bizim, söz bizim diyoruz. Uzun mesailerde, yorucu nöbetlerde, kışkırttığınız sağlık taleplerine yanıt vermeye çalışan emeğin sahibi olarak BİZLER, onbinler;
Yoksulluk sınırı altı ödemelere,
Bizleri ölümüne çalıştıranlara,
Sağlıkta şiddeti üretenlere karşı sözümüz var diyoruz. Yeni yasa teklifiyle yeniden farkına vardığımız gibi Meclis’te, ekranlarda yürüttüğünüz senaryolarınız; hem bizlerin hem de toplumun gözünde artık hükümsüzdür.
Aylar süren oyalamanın ardından, yeni yasa teklifiyle emeğimizle yeniden alay ettiniz. Bizler emekliliğe yansıyacak temel ücret artışı talep ederken, nitelikli şekilde ve baskı altında olmadan çalışabilmemiz için yeterli süre ve olanaklar, sağlıkta şiddetten arındırılmış çalışma alanları, toplumun daha az hastalanması için koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesini isterken; sizlerin bize reva gördüğü, performansa dayalı ödeme sistemini dayatmak, emeğimiz için ayrılması gereken bütçeyi şehir hastanelerine kira ve hizmet bedeli olarak gömmek oldu. Sizin bizlere dayattığınız sağlıksızlığa karşı bizler bu gidişatı değiştirmek, sağlıklı bir gelecek için birlikteyiz.
Bugünkü G(ö)REV eylemimiz son değil. Bu bir itirazdır! Meclis’te yürütülen senaryoyu reddediştir! Hakkımız olanı alana kadar hep birlikte, sağlıksız politikalarınızın ve emek gaspınızın karşısında olmaya tüm gücümüzle devam edeceğiz.Tüm Türkiye’de hakları için, mesleğinin onuru için bir araya gelenler olarak biliyoruz ki emeğimizin hakkını aldığımız, sağlıklı bir geleceği birlikte inşa edeceğiz.
Bir kez daha uyarıyoruz: Oyalama ve algı yönetimi değil hakkımız olanı istiyoruz!
BU EYLEMLER NİYE YAPILIYOR
Sağlıkta özelleştirmeci, hastanelerimizi satan politikalara karşı bu uyarı G(ö)REV’i;
• Koruyucu sağlık hizmetlerini savunmak içindir.
• Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ücret talebimiz içindir.
• 2. basamakta güvenceli ücret yerine performansa dayalı ek ödeme sistemi ile çoğu kurumda ödenemeyen ve hekimlerin mağdur edildiği döner sermaye çarpıklığına karşı çıkmak içindir.
• Uzman hekimlerin anlamsız, popülist ve yasal olmayan geçici görevlendirilmeleri içindir.
• 3. basamakta açılan gecekondu Tıp Fakülteleri, yetersiz eğitim kadrosu, verilemeyen Tıp Eğitimi ve köle sisteminde çalıştırılan uzmanlık öğrencileri içindir.
• Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmesi, güvenceli çalışabilme talebimiz içindir.
• Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri, sağlıklı çalışma ortamları talebimiz içindir.
• COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması içindir,
• Ağır ve tehlikeli işler kapsamında faaliyet yürüten bizler için 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verilmesi; ek göstergelerin laf olsun diye değil acilen 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi içindir.
• Gerekli koşullar sağlanamadığı için yurt dışına giden meslektaşlarımızın gitmemesi, beyin göçünün önlenmesi içindir.
• Özel sağlık kuruluşlarında sözleşmeli olarak çalışan hekimlere dayatılan sözleşmeler iş güvencesinden yoksun hekimler aleyhine birçok madde içermektedir.
• Özel hastanelerde çalışan meslektaşlarımız resmi tatil günlerinde çalışmaya zorlanmaktadır.
• Malpraktıs düzenlemesi beklentilerimizi boşa çıkarmıştır.İdare tarafından tazminat ödenmesi durumunda, kamu sağlık çalışanlarına rücu edilip edilmeyeceğine, rücu tutarına ilgilinin görevinin gereklerine aykırı davranmak suretiyle görevini kötüye kullanıp kullanmadığı, kusur durumu göz önüne alınarak KURUL tarafından karar verilecektir. Yargılamadan sonra devreye girecek olan bu kurul konunun uzmanları ve mesleğin içinden gelenler yerine Bakan yardımcısı başkanlığında çoğunlukla bakanlık bürokratlarından oluşmaktadır.
Tüm bu taleplerimizi haykırırken, bilinmelidir ki;
Susmuyoruz…
Korkmuyoruz…
Vazgeçmiyoruz… (balikesir24saat.com)