Neler yazmışlardı hatırlayın lütfen…
“Ayılanlar, bayılanlar, … kalbi sıkışanlar, mermiye kafa atanlar…
Efendiler hesabı ödemeden nereye”
Diye yazmışlardı.
Hatırlayın lütfen:
Bir kısım zavallı intihar edenler, hayatını kaybedenler için “tahtakuruları” demişti.
Utanmamışlardı.
Sıkılmamışlardı.
Ergenekon bitti.
Ergenekon’un “olmadığına” karar verildi.
12 yıl sonra tüm şüpheliler beraat etti.
Hatırlayın lütfen…
Türkan Saylan gibi eli öpülesi, hakkı ödenmez bir Cumhuriyet kadınına neler yapıldığını…
Hatırlayın lütfen İlhan Selçuk’un çektiği üzüntüyü, acıyı…
Hatırlayın lütfen gazeteci geçinen birinin bavul bavul evraklarla tüm ekranlarda başrol kaptığı günleri…
Bir Cumhuriyet Savcısı’nın makamında nasıl gözaltına alındığını hatırlayın lütfen…
Bir de naklen yayın yapmışlardı.
“Türkiye bağırsaklarını temizliyor” demişlerdi.
Bağırsakların temiz olduğu; asıl kirliliğin başka tarafta olduğu anlaşıldı.
Tam 12 yıl sonra.
Beraat çıktı.
Ergenekon ile ilgili çok satır karaladık.
Bu davanın akla, mantığa, hukuka, gerçek hayata uygun olmadığını biz buradan gördük.
Siyasiler görmedi, Ankara görmedi, mahkemeler görmedi.
Elma ile armut,
Sap ile saman birbirine karıştı.
Hayatında bir araya gelmeyenler, gelme ihtimali olmayanlar aynı bohçaya tıkıldı.
Salonlara sığmayan klasörlerle bir dava yaratıldı.
Şimdi sadece “pardon” mu dendi?
Bu kadar mı?..
İlker Başbuğ gibi bir generale ve daha nicesine “terörist” dediler de…
Bıyık altından gülenleri hatırlayın lütfen…
Balyoz, Ergenekon…
Baştan itibaren temelsizdi.
Ciddi ciddi yargıladılar.
Nice hayat karardı.
Bağırsakların temiz olduğu ancak anlaşıldı.
Öyle mi?!
Bilin ki Ergenekon’cu(!) olanlar tarihin kara sayfalarına yazıldılar.
Unutulmayacaklar.
Hatırlayın lütfen… Devletin kozmik odasına girildi bu davayla…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kara kutusunu çıkardılar açığa.
Şimdi bir de böbürlenircesine bir tuhaflık:
“Kumpas çöktü”
Günaydın!
Hepinize günaydın!
Bir kuru “pardon” mu?..
Bu kadar mı?..
Hayatları kararanlar ve bu millet affetmeyecek zaten de.
Tarih önünde mahkumsunuz; tarih affetmeyecek.