Yıllar önce..
90’lı yıllar diye aklımda kalmış..
Siyasi parti liderlerinin TV’lerdeki açık oturumlarını hatırlıyorum…
Demirel’den Erbakan’a..Ecevit’ten Türkeş’e.. Mesut Yılmaz dan Çiller’e.. Erdal İnönü’den Perinçek’e kadar..
Bazen gergin, bazen esprili..
Kantarın topuzunun kaçmadığı seviyeli oturumlardı…
Oturumları yönetenlerde hiçbir zaman “taraf” olmazdı..
Hiç isimleri üzerinde spekülasyon yapılmazdı.
Ertesi gün gazetelerde karikatürler yayınlanır, esprili eleştirilerle liderler kendilerine yakıştırılan figürlerle çizgi ustalarının hedefi olurlardı..
Bedri Koraman, Nehar Tüblek, Oğuz Aral, Altan Erbulak, Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk …
Süper çizgilerle yerden yere vururlardı.
Ben hiçbirinin herhangi bir lider tarafından mahkemeye verildiğini hatırlamıyorum!..
Olduysa da tek tüktür..
Sonunda uzlaşılmıştır.
Tüm liderlerde engin bir hoşgörü..
Hatta kendilerinin bile güldüklerini bilirim..
1980 darbesinden sonra bile Kenan Evren’in karikatürü Tan Oral tarafından çizilmiş eleştirilmişti..
O bile hoşgörü göstermişti!..
Hiçbir açık oturum öncesinde fırtınalar kopmazdı..
Her şey normaldi…
Hayatın olağan akışı içinde halk liderleri TV başında izlerdi..
Ne kavga vardı, ne gürültü..
Bugün ise adeta Amerika-Rusya savaşını izlemeye doğru giden bir abuk durumla karşı karşıyayız!..
Ne karikatürü; ne hoşgörüsü..
Ne oluyor Allah aşkına?..
İki insan televizyonda çıkıp tartışacaklar ,bir gazeteci de onlara soru soracak..
Bunun büyütülecek, daha yapılmadan günler önce “programla ilgili açık oturumlar” yapacak kadar saçma sapan işlere kalkışmanın alemi nedir?..
Akla ziyan yorumlar, abuk subuk twettler, tehditler, aba altından sopa göstermeler..
Ne oluyor yahu..
Kendinize gelin…
Soytarılığın alemi yok!..
Altı üstü bir tartışma programı..
Üç uygar insan konuşacak işte..
Hepsi bu…
Anormal olan ne?..
Bana yıllar önce normal gelen ; güzel ülkemde “bir tartışma programı “bugün yıllar sonra neden “anormal” hale geldi?..
Nedir bunun sebebi?..
İleriye yol almamız gerekirken neden geri gidiyoruz?..
Haaaa.. İşte burası çok önemli!..
İnsanları ayrıştırırsanız, ötekileştirirseniz, gererseniz, medyaya hakim olursanız, medya üzerinde baskı unsuru olursanız,yazarı-çizeri sindirirseniz, korkutursanız,trollerle , kalemşor tetikçilerle “buzul iklimi ” yaratırsanız olacağı budur işte!..
Nereden nereye geldik bakar mısınız?..
Normal bir gazetecilik programı,anormal bir süreç ile adeta “ekran savaşı” na dönüştü…
Siyaset yapanlar, gazeteciler, idare edenler..
Bir durun be kardeşim..
Bundan otuz- kırk yıl önce bizim kuşak bu normallikleri çok da güzel yaşadık…
Hatırlamıyor olanlar arşivlere baksın..
Yaşı erenler ermeyenlere anlatsın…
Yaşı erip de “beyni sulananlar”olabilir..
Onları dikkate almayın…
Bugünden cadı kazanları kaynatmanın alemi yok!..
Bırakın bu işleri..
Bu ülkenin anormalleşmeye değil normalleşmeye , yıllar önceki fabrika ayarlarına dönmeye, hoşgörü ortamına süratle ihtiyacı var.
Bu ülke nerelerden geçti!..
Aklınızı başınıza alın!..
Ayıptır, günahtır…
Bir bardak suda fırtına koparmanın alemi yok!..
Bırakın insanların yakasını..
Özgürce sorsunlar, özgürce konuşsunlar..
Bırakın insanların ellerini..
Özgürce çizsinler, özgürce hicvetsinler…
Çünkü;
Demokrasi böyle bi’şey!..
Çünkü;
Normalleşme böyle bi’şey!..