Çok sattığını iddia eden ve çok havalı gazetelerimizden biri…
Saçmalamanın neresindeler?
Güler misiniz, ağlar mısınız?
Aynı gün, aynı yayın grubunun iki gazetesi..
İki ayrı haber…
İkisi de birbirinden şenlik…
Çarpıtmanın komedi halleri…
Birinci haber:
“Türkiye öldürücü virüslere hazır mı?” başlığı altında tahmin ettiğiniz gibi Corona virüsü konu edilmiş habere…
Virüsle ilgili uzmanlarla röportajlar yapılmış, neden daha önce değil de şimdi ortaya çıktığı irdelenmiş, hijyenin çok önemli olduğu anlatılmış, gelecekte bizi daha tehlikeli virüsler bekleyebilir şeklinde sonuca ulaşılmış.
Amenna…
Ama sonra öyle bir bağlamış ki gazete ve haberi kaleme alan…
“Pes” demekten başka ne çare?!
Demiş ki havalı gazetemiz sonuç itibariyle, aynen alıntılıyoruz:
“Sorulara cevap aradık. Edindiğimiz en önemli bilgi şu oldu: Corona’ya karşı hazırlıklıyız, korkulacak bir durum yok”
Breh breh breh.
Valla satır satır okuduk da nasıl hazırlıklı olduğumuz ile ilgili tek bir kelime bulamadık.
Nasıl hazırmışız ülke olarak?..
Nasıl korkulacak bir durum yokmuş?..
Şu an Türkiye’de herhangi bir vaka tespit edilmemesi tek şansımız.
Vaka çıkarsa?..
Yayılırsa?..
Nasıl hazırlıklıymışız, nasıl korkulacak bir durum yokmuş?…
Dünya teyakkuz halinde, ne aşısı var ne tedavisi, özellikle orta ve yaşlı insanları kasıp kavuruyor, ölü sayısını takip edebilmek imkansız hale geldi, 1500’e koşuyor…
Çok sattığını söyleyen çok havalı gazete diyor ki:
Korkulacak durum yok.
Yani ilaç mı var, virüsün girmesini engellemeniz yüzde 100 garanti mi, halk mı çok bilinçli, hijyen mi süper; Çin’den Japonya’ya, Almanya’dan İngiltere’ye tüm dünya alarm vaziyetinde…
Bizimki virüs üzerinden rahatlatma derdinde:
Korkulacak durum yok.
Allah vere de virüs gerçekten Türkiye’ye bir şekilde girmesin, girerse neler olacağını düşünmek bile istemiyoruz.
Belki çok sattığını iddia eden o gazete bir çözüm üretir ne dersiniz?
İkinci haber aynı gazetede olmasa da aynı yayın grubunun yavru gazetesinde…
Bu kez de konu çığ felaketi.
Haberin koca koca verilen başlığı aynen şu:
“Çiğ felaketini depremler tetikledi.”
Kim demiş veya nerden çıkmış bu?
Prof. Dr. Hakan Sözbilir demiş…
Van’daki çığ felaketiyle ilgili.
Başlığı okuyunca ister istemez düşünmeden edemedik:
Yav, bir bilim adamı bu şekilde kesin ifade kullanamaz, etkisi olabilir de başlıkta ne diyor:
“Çığ felaketini depremler tetikledi.”
Tetikledi.
Kesin hüküm.
Merak ettik yine satır satır, kelime kelime haber içeriğini okuduk, haberin içi, haberin başlığını yalanlıyor iyi mi?
Haberi okuduğunuzda Prof. Sözbilir’in sözlerini okuyorsunuz, diyor ki:
“… Bölgede gelişen depremler çığ hareketlerini uyarmış olabilir.”
Eeee, uyarmış olabilir diyor bilim insanı.
Siz ne yazıyorsunuz başlığa:
Tetikledi.
Bilim insanı ihtimalden bahsediyor, gazeteci saçmalayarak kesin hükme çeviriyor başlığı!
Neden?
Neyin gayreti?
Çığdaki ihmal veya göz göre gelen ölümlerin yükünü de depreme mi yüklemek gaye?
Yani çığ olmayacaktı ama depremler çığa sebep oldu öyle mi?
Pes diyorsunuz bir kez daha.
Bunun adı ulusal basında gazetecilik öyle mi?..
Saçmalama…
Çarpıtma…
Algı…
Vay çok sattığını iddia edenler vayyy!
Saçmala-mayan basına ihtiyaç var.
Bu iki haberde bile saçmalanabiliyorsa vay ki ne vay!