Edebi kişiliğini toplumcu bir gerçekçi düzleme oturtarak eserlerini yazan ve kendisinden sonraki kuşakları etkilemeye devam eden Sabahattin Ali, İptidai Mektebi’ni Balıkesir’in Edremit ilçesinde bitirmiştir. Büyük dedesi Said Bey, kendisini Galatasaray Sultanisi’ne yazdırmak istemiştir. Ancak o yıl kabine düştüğü için İstanbul’da askeri okullara öğrenci alınmamıştır. Bu nedenle de Sabahattin Ali, Balıkesir’de Karesi Darülmuallimin’e (Öğretmen Okulu) girmiştir. Okul numarası 26’dır.
Başarılı bir öğrencilik hayatı sürdüren Sabahattin Ali, ilk edebî faaliyetlerine de başlamıştır. Muallim Mektebi’nin ikinci sınıfındayken, yani 1924 yılında arkadaşlarıyla birlikte bir okul gazetesi çıkartmıştır. Şapograf yöntemiyle basılan bu gazetede Sabahattin imzasıyla “Astiyag’ın Torunu”, Gültekin imzası ile de “Kırmızı Külahlılar” eserlerini yayımlamıştır.
Yine bu gazete; 15 Mart 1924’te, Sabahattin Ali’nin yayımlanan ilk şiirleri olarak bilinen “Kamer-i Mestur” ve “Saçlarımın Türküsü” yer almıştır. O dönemde özellikle öğrencilere yönelik yayın yapan Yeni Yol Dergisi’nde de ilk öyküsü yayımlanmıştır.
1925-1926 yıllarında arasında da “Çağlayan” dergisinde yine ilk şiirleri olarak sayılan diğer eserleri yayımlanmıştır. Bu derginin yönetiminde tanınan şair Orhan Gökyay vardır. Bu yıllardan bir anıyı Edremit İptidai Mektebi’nden beri beraber okuduğu ve sonraki yıllarda Balıkesir Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yapan en yakın arkadaşı Naci Erçevik, lakabıyla Tombak Naci şöyle anlatmıştır:
“Sınıfta yan yana oturuyorduk. Mert, zeki, dürüst, ince, onurlu bir arkadaştı. Derslere pek çalışmaz, öğretmenleri dinlemekle yetinirdi. Öyleyken sınavlardan hep pekiyi notlar alırdı. Roman okumayı çok severdi. Mütalaa derslerinde arka sıralara çekilir, kabak çekirdeği yiyerek Pardayanlar’ı, Sefiller’i, Devri Âlem Seyahati’ni yutarcasına okurdu. İkinci sınıfta iken yazmaya da başladı. İlk ürünü bir hikâye idi; ‘Horoz Mehmet’. Edebiyat öğretmenimiz Gazali Bey, hikâyeyi beğenmişti, Sabahattin’i övdü, yüreklendirdi. Hikâyeyi şiirler izledi.”
Sabahattin Ali, henüz 19 yaşındayken yani Balıkesir Öğretmen Okulu son sınıf öğrencisiyken babasını kaybetmiştir. Genç Sabahattin Ali bu olayla çok derinden sarsılmıştır. Buna rağmen ailesinin sorumluluğunu üstlenmiştir. Ve annesi Hüsniye Ali’ye maaş gibi her ay para yollamıştır. Bir süre sonra da Balıkesir’den İstanbul Öğretmen Okulu’na nakil olup buradan 1927 yılında mezun olmuştur.
Sabahattin Ali’nin Balıkesir yıllarına ait en somut belge, dedesinin kendisine İstanbul’dan yazdığı mektuptur. 13 Şubat 1228/1922 tarihinde yazılan bu mektupta; anne tarafından dedesi Mütekait Yüzbaşı Mehmet, Sabahattin Ali’ye aile fertleri ve özel bazı meseleler hakkında bilgiler vermiştir. Ona okumasını ve büyük muallim olmasını tembih etmektedir.
Bu mektupta yer alan bir bilgi ilgi çekicidir. Dedesi, Sabahattin Ali’ye Gönenli arkadaşlarına selam söylemesini tembih etmiştir. Ve “Onlar da senin öz hemşehrilerin çünkü sen de Gönen’in Bostan karyesinden olduğunu anlat” demiştir. Bu cümlelerden, Sabahattin Ali’nin anne tarafının Gönen’in Bostan Köyü’nden olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonraki yıllarda, bu bilgiyi kız kardeşi Süheyla Conkman da doğrulayarak şöyle demiştir: “Annem ise Bandırma’nın Yortan köyünden alaydan yetişme Mülazım Mehmet Ali Efendi ile Hatice Hanımın ilk çocukları. (Burada söz edilen Yortan Köyü, günümüzde Balıkesir’in Gönen’e bağlı Bostancı Köyü’dür.)
Buraya kadar anlattıklarımızı özetlemiş olursak; Sabahattin Ali’nin yazı ve şiir hayatı Balıkesir’de başlar. 1924’te Balıkesir Muallim Mektebi’nde öğrenciyken arkadaşlarıyla birlikte bir okul gazetesi çıkarırlar. “Resmî” anlamda ilk edebi ürünleri Çağlayan ve Irmak dergilerinde yayımlanır. (Devam edecek.)
Kaynaklar:
BOZDAĞ, Erdal (2013) “Yerel Bir Mecmua Örneği: Çağlayan Mecmuası (İnceleme-Fihrist)
GÜLTEKİN, (2012) “1928’de Yayımlanan Bir Taşra Dergisi: Irmak Üzerine”
NARLI, Mehmet (2004) “Sabahattin Ali’nin Çağlayan Dergisi’ndeki İlk Şiirleri”