Rahmi Gencer’in belediye başkanlığı dönemini öne çıkan iki önemli parametreyi dikkate almaksızın değerlendirirsek iki ayağı eksik değerlendirme yapmış oluruz.
1. parametre 2014 yerel seçim dönemi ile 2019 yerel seçim dönemi ülkemizin en hareketli ve en gergin ve en seçimli dönemi olduğu gerçeğidir. Bu süreç içinde bir referandum, 3 milletvekili seçimi ve yine bir cumhurbaşkanlığı seçim süreci ile yine bu dönem içinde bir darbe girişiminin de yaşandığı gerçeğidir. O günleri ve CHP’nin aldığı oy yüzdeleri ile oy miktarlarını hatırlayalım mı…
10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçim sonucu Hayır %68,72, alınan oy:32138
7 Haziran 2015 Milletvekili seçim sonucu CHP %52,65, alınan oy:24428
1 Kasım 2015 Milletvekili seçim sonucu CHP %54,73, alınan oy:24877
15 Temmuz 2016 darbe girişimi…
16 Nisan referandum sonuçları Hayır %73,9
24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçim sonuçları; milletvekili %47,4, alınan oy 24424 cumhurbaşkanlığı seçim sonucu hayır %59,9 alınan oy 30927
Tablo böyle olunca kendine aşırı güvenen biri için güven patlaması yaratması çok doğaldır. Rahmi bey seçim sürecinde seçim bürosunun altında ki mahzende teke tek görüştüğümüzde onun bu özelliğinin boyutunu çok belirgin görmüştüm. Böyle bir atmosferde siyaseten gelen bir belediye başkanının seçim süreçlerini yok sayarak proje üretmesi biraz zordur. Popülist tavırlardan uzak kalması da biraz zordur. Üstelik bu seçim sürecinde bütünşehir de birbirinden her yönüyle apayrı iki başkan ile çalışması da sıkıntı yönünden önemliydi.
2. parametre de bütünşehir projesidir. Bütünşehir projesi, ön hazırlığı iyi olmayan başkanları bir anlamda bunaltmıştır. Ayvalık’ta iki önemli belde belediyesi Ayvalık’a dahil olunca ön hazırlığı iyi hesaplanmayan ve hazırlık safhası adaylara önceden iyi verilmediğinden seçilen adayın seçildikten sonra afallaması çok doğaldır. Bu afallamaya; seçimi ben kazandırdım diye ortaya belirgin bir şekilde çıkan, çıkarılan ve sosyal medyada “dik adam” tanımıyla tanımlanan kişinin baskısı yanına CHP’den istifa eden ve seçimi kaybeden adayın taraftarların baskısı eklenince, siyaset ustası bütünşehir belediye başkanı sayın Uğur’un nokta atışları sayın Gencer’i müthiş bunalttı. Üstüne bir de daha ilk günlerinde icra gelince bunalım üst seviyeye çıkmıştı. Kucağında bir de gazetecilikle ilgisi olmayan sapık da kulvarda olunca afallama bunalıma dönüştü. Siyaset biliminden uzak, kendine çalışan çakalların hemen etrafını sarmasıyla yapabileceği çok şey kalmamıştı. Nedense kasaba siyasetinde belediye başkanları siyaset bilmeyen cahil ilçe başkanlarıyla ve bu lumpen takımlarıyla çalışmayı marifet saymıyorlar mı… Yani bunu düşündüğünüz an zaten kaybetme de hemen beraberinde geliyor… Rahmi beyin bu bunaldığı dönemde eski başkan Hasan Bülent Türközen’e dönük dedikoduların gündemde olmasını teşvik etmesi de çok büyük yanlıştı.
Rahmi beyin neler yaptığını ya da yapmadığını burada detaylarıyla yazmayacağım. Ben burada kazanılması çok kolay olan bir seçimi, yine bu dönem aralığında kazanılan seçim sonuçları zaferlerinin yarattığı öz güven patlamasıyla kendini ön plana çıkarıp partisinin ilçe başkanı ve yönetimini kendi denetiminde görmek istemenin nasıl büyük bir intihar girişimi adeta en büyük güvencesinden mahrum kalmanın nasıl büyük bir hata ve yanlışlık olduğunu vurgulamakla yetineceğim.
Rahmi bey bu atmosfer içinde belediyeciliği döneminde bir projesi hariç genelde halktan yana tavır içinde oldu. Rahmi beyin yine de bu süreçte “Yeni Gümrük Binası”nın nakdini yatırarak Ayvalık belediyesine kazandırması çok olumlu bir adım olmuştur. Çalışanlarına toplu sözleşmelerle enflasyon üzerinde artışlarıyla maaş verdi. İşgaliye bedellerini almadı. Tabela vergilerini almadı. Ya da aldıysa da çok düşük bedeller üzerinden aldı. Örneğin bir emekçi ki Küçükköylü, Sarımsaklı salı semt pazarı konusunda tezgah bedellerinin yüksek olduğunu zam yapmamasını söylediğimizde yanındakilere dönerek burada bizim masrafımız ne kadardır, onu hesaplayın ve sadece o bedeli alın dediğinde bizim fiyatlarımız bir anda çok düşük seviyelere düştü demesi de çok dikkatli değerlendirilmelidir. Ayvalık’ta hasta ve yaşlılara ve evinde yalnız yaşayanlara çok güzel bakım hizmeti veren bir servis kurdu. Eksikliği olsa da çok şey yaptı. Şirket aracılığı işçi sayısını çok arttırdı. Belediye adeta bacasız fabrika gibi çalışıyordu.
Tek adam çıkışıyla bu seçim sürecini kazanma mücadelesini vereceğini önceden tahmin ettiğimden onun partisinden uzaklaşmasını çok yakından takip ettim. Dedim ya elinde seçimi kazanmak adına çok fazla seçeneği vardı. Ancak o bir seçeneği gördü, görmek istedi. Kendini ortaya koyarak bu seçim sürecini kazanmak istedi. Tablo böyle olunca kaybetti.
Burada Mesut başkana birkaç satır yazmak istiyorum. Seçimi kazanmasında şunun yada bunun etkisiyle değil CHP ilçe yönetiminin ve bunu destekleyen ağır topların bu seçimi kazanmak istememesi nedeniyle kazandı. O nedenle dün “dik duran” diye tanıtılan ile CHP’de etkili olmak çok büyük bir hatadır. Hele ki bu adım “olağanüstü ilçe kongresine onurumu kurtarmak için aday olacağım, olağan kongrede aday olmayacağım” diyen ile olmaz. Ben bu arkadaşımın aday olacağını düşünmüyorum. Çünkü seçimi isteyerek kaybeden bir yönetime CHP üyeleri yine kaybeden adayın adayı karşısında sahip çıkarak seçimi kazandırmıştır. Ötesi yoktur, olamaz da zaten… Olacağını da düşünmüyorum…
Siyaset, siyasi ideolojiyle olur. Siyasi ideoloji yoksa devreye tamamıyla lumpenlik ve yozlaşma, çıkar ilişkileri girer ki ülkem bundan çok çekti… Ayvalık’ta belediye başkanımız Mesut beydir. Gölge başkan edasıyla orada kimse olmamalıdır. Bırakın olmayı, bu ortamı destekleyecek en ufak girişimde dahi bulunmamalıdır. Herkes haddini bilmelidir. Seçilenler de sorumluluğunun bilincinde olmalıdır. Hele ki sosyal medya da yanıt vermeye çalışanlara hiç ihtiyaç yoktur.
Ayvalık’ta en büyük sorun “hayır” diyen insan sayısının az olması ve “hayır” diyen insanların süratle devre dışı bırakılma hastalığıdır. Oysa bakın bütün bu süreçler de ayakta kalan başkanlara en büyük katkıyı “hayır” diyen kişiler yapmıştır. Yalaka zihniyetinin “evet”inin değeri yoktur. “Evet”, bir şey üretmez. “Evet” bedavacıdır. Üreten, üretime, doğruya katkısı olan “hayır”ın gücüdür…
Mesut başkana bir önerim olacak, bu da Ayvalık ve beldelerinde seçimi kazanmış ve başkanlık yapmış ve yaşayan tüm başkanlarımızı yemeğe davet etmesi ve Ayvalık’ta barış rüzgarı estirmesidir.
Rahmi beye, Rahmi başkana sivil yaşamında ailesiyle birlikte mutlu ve huzurlu bir yaşam diliyorum…
Mesut başkana da CHP’nin borçlarını açıklama süreci içinde söylediği bir sözü hatırlatmak istiyorum. “Ben her ay gelir ve gideri halka açıklayacağım.” Bekliyoruz…
“Biz hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız… Yorgunluğumuz bitmez bizim.” Reşat Nuri Güntekin
Unutma; seçim “evet” ile kazanılır, zafer ise “hayır” diyenlerin iradesiyle kazanılır…
Sevgi ve saygılarımla…