Yaşadığımız toplumda maalesef psikologlar ve psikoterapi süreciyle ilgili yanlış bilinen ve medya aracılığıyla beslenmeye devam edilen bir algı var. Her ne kadar bireysel danışmanlık verdiğimiz ya da seminerler aracılığıyla bir araya geldiğimiz insanlarla bunların üzerine konuşma fırsatı yakalıyor olsak da, hala eksik kalan noktalar oluyor.
Öncelikle “Psikolog kimdir?” sorusunu yanıtlayalım istiyorum. Psikologlar, 4 yıllık psikoloji bölüm mezunlarıdır. Sonrasında ise kendileri için bir uzmanlık alanı seçerek yüksek lisans eğitimi ile o alanda uzmanlaşırlar. Bu alanlar klinik psikoloji, sosyal psikoloji, adli psikoloji, gelişim psikolojisi vb. olabilir. Bununla birlikte 4 yıllık lisans eğitimini farklı bir alanda tamamlayıp bu uzmanlık alanlarında yüksek lisans eğitimi alan bireyler, psikolog değillerdir. Bu sebeple psikolojik danışmanlık hizmeti aldığınız bireylerin lisans ve yüksek lisans diplomalarını görmek isteyiniz. Çünkü ruh sağlığınız hafife alınmayacak kadar değerlidir.
Psikologlar tıp doktorları değildirler. İlaç yazamazlar. Psikoterapi süreci ile danışanlarına yardımcı olurlar. Her psikolog farklı psikoterapi yöntemleri benimsemiş olabilir. Bu sebeple size en uygun psikoterapi ekolüyle çalışan psikoterapistler bulmanız sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından oldukça önem taşır.
Sosyal medya uygulamalarında ve televizyonlarda servis edildiği üzere, psikoterapi yalnızca çocukluk döneminin ele alındığı bir süreç değildir. Kişilerin gelip günlük yaşamlarını anlatıp rahatladığı, psikoterapistin de yalnızca dinlediği bir süreç değildir. Özellikle süreç kelimesini kullanıyorum çünkü psikoterapi 2-3 seansta her şeyin konuşulup düzeltildiği bir şey değildir. Değerlendirme aşaması, gelişme aşaması ve sonlandırma aşamaları olan bir SÜREÇTİR. Bu süreçte danışanlar yargılanmaz, eleştirilmez, yaşadıkları olaylar veya yaptıkları seçimler ile ilgili yorumlar yapılmaz. Danışanlara kesinlikle tavsiyeler verilmez. Psikoterapi sürecinde, terapist ile danışan işbirliği içerisinde hareket ederler. Bu süreçte danışan kendisini, duygularını, zorlanmalarını keşfeder. Kendisiyle ilgili iç görü sahibi olmasını sağlamak önemli bir noktadır. Ancak en önemlisi, psikoterapi süreci bilimsel bir dayanağı olan tedavi sürecidir. Farklı psikoterapi ekollerine göre yapılandırılmıştır.
Maalesef ki, günümüzde hala psikologlar için “deli doktoru” denilmekte, “Ne yapıyorlar ya sanki, sadece konuşup dünya kadar para alıyorlar…”gibi yorumlarla bu mesleği etik bir şekilde icra eden bireylerin itibarı zedelenmektedir. Nasıl ki, dişimiz çürüdüğünde diş hekimine gitmek anormal değilse, ya da açık kalp ameliyatı olduğumuzda bunu kimseden saklama gereği duymuyorsak; ruhsal olarak zorlandığımız süreçlerde profesyonel bir yardım almak da bir o kadar normal ve bir o kadar gizlemeye gerek olmayan bir durumdur. Ancak siz yine de gizlilik konusunu kafanıza takıyorsanız, psikologlar profesyonel sır tutuculardır. Psikoterapi sürecinde yaşadıklarınız, anlattıklarınız asla o odadan dışarıya çıkmaz.
Uzm. Klinik Psikolog Sedef Olcay Atıcı