1990 yılı 31 Ocak günü, Ankara’da evinin önünde, kurşunlanarak öldürüldü.
Yani o gün, işte bugündü.
Son yolculuğunda oradaydım, tabutuna uzandım, ağladım.
Öldürülüşü, 1980 sonrasında bu ülkede, siyasal cinayetlerin ilki ve öncüsüydü!
Arkası da geldi, hiç kesilmedi çünkü.
Aynı yıl, gazeteci Çetin Emeç 7 Mart; ilahiyatçı-yazar Turan Dursun 4 Eylül; ilahiyatçı Prof. Bahriye Üçok 6 Ekim…
Her birinin de katlediliş yılı,1990 yılı.
Katilleri her birinin, o günden beri meçhulde kaldı!
Elbette, bitmek bilmedi, arkası geldi yine de.
Bu kez de 20 Eylül 1992 senesinde yazar, şair, gazeteci Musa Anter; Uğur Mumcu ise 24 Ocak 1993’te.
1999 yılı sonbaharı 21 Ekim’de Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı; Diyarbakır Emniyet müdürü Gaffar Okan 24 Ocak 2001’de; tarihçi yazar Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002’de, evinin önünde ve gazeteci yazar Hırant Dink de 19 Ocak 2007’de hem de güpegündüz ve gözler önünde…
Gerçek şu ki öldürülenlerin tamamı, hepsi de Türkiye Cumhuriyeti ülkesinde insanlık-barış ve kardeşlik derdinde.
Emek, özgürlük, eşitlik çizgisinde.
Yaşam hakkı, laik toplum, hukukun üstünlüğü ve adaletin peşinde…
32 yıl geçmiş Muammer Aksoy’un
katledilişinin bugün üzerinden.
31 Ocak 1990’ın bir Ankara gününden.
O bir aydındır, o bir yurtseverdir;
o, kalpaksız kuvvayı milliyecidir.
61 Anayasası’nın yapıcısı olan kurucu meclis üyesi.
Siyasal Bilgiler’de öğretim üyesi, sonrasında da milletvekilliği ve
Ankara Barosu Başkanlığı ile Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı ve kurup, kurucu başkanlığını yaptığı Atatürkçü Düşünce Derneği, onun armağanıydı.
Muammer Aksoy, Cumhuriyetin
yetiştirdiği ilerici, halkçı, toplumcu aydını idi.
Aksoy, tam da bu topraklarda filizlendi.
Bu topraklar hep bire beş-on verdi.
Lakin karanlık bir el var üzerinde ki; nice filizlerimiz hep toprağa verildi.
Muammer Aksoy, meçhule giden o filizlerin ne sonuncusu, ne de ilkiydi.
Katledilenler hep halkçı, toplumcu ilericilerdi.
1990’la başlayan karabasan yıllarda ilki o, Prof. Dr. Muammer Aksoy idi.
Bir aydınlanmacı ve demokrat, halkçı, toplumcu Kemalist’ti.
Evinin önünde bu nedenle kurşunlanarak katledildi.
Bu katliam dizisi, hep devam edegeldi.
Bu ülkeni nice değerleri katledilerek yok edildi.
Öz yurdumuz bu topraklarda olacaksak, bağımsızlık içinde özgür ve kardeşçe yaşayacaksak, ne vurulmak ne yanmak ne de yakılmak!
Aydınlanmacı, bağımsızlıkçı,
yurtsever, laik ve demokrat Muammer Aksoy’a sonsuz sevgiler buradan.
Saygı, şükran, vefayla…
Sonsuz özlemle ne mümkün seni unutmak?
İdeallerinde yaşa!
Cemil YAVUZ‘un tüm yazılarını okumak için tıklayın.