featured
  1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. ÖZLEMEK, HASRET KALMAK VE HASRET ÇEKMEK

ÖZLEMEK, HASRET KALMAK VE HASRET ÇEKMEK

İnsan iyi bildiği, tanıdığı, sevdiği ve hoşlandığı kişileri görmekten ve onlarla beraber olmaktan büyük bir zevk ve haz duyuyor ve onları özlüyor. Keza insan, yiyip içtiğinde hoşuna giden ve ağzında kalan damak tadının nefasetinden dolayı da birçok yemek, yiyecek, içecek, sebze ve meyveyi de özlüyor… Bazen de bu sevdiklerinden uzun süre mahrum ve ayrı kalıyor, onlara hasret kalıyor ve onların hasretini çekiyor.

… Onları tekrar gördüğünde ve onlara erişip kavuştuğunda da hasret gideriyor. Gelmesini dört gözle bekliyor, kavuşmak ve ona sahip olmak, sarılmak için sabırsızlanıyor. Bazen aylar, bazen günler ve bazen de saat ve dakikalar bile çok uzun geliyor ve geçmek bilmiyor. İşte o zamanlar insan Allah’tan sabır diliyor ve Yüce Tanrı da kişilere sabır ihsan ediyor.

Okumak için 11 yaşımda ayrıldığım köyümden, görevim icabı çok uzun yıllar ayrı kaldım, gurbet ellerde diyar diyar dolaştım. Oralardan anama yazdığım mektuplar karşılıklı olarak hep özlem, hasret ve kavuşma dilekleri ile başlar ve biterdi… Anam her mektubunda “sabret oğlum sabret, sayılı günler çabuk geçer” derdi, ben kendimi öyle avuturdum, anamı da öyle teselli ederdim.

Konuya böyle bir giriş yaptıktan sonra…. Arkadaş ben özledim diyorum, neyimi özledim? Kayalar’ı,  köyümü özledim. Hele bu mevsimde Kayalar köyünün kır, bayır ve ormanlarından çocukluğumda topladığım mantarları, “göbek mantarını, cincile, çam melkisi ve kuzu göbeğini” özledim. Mantarları kurumuş ince diken dallarına tek tek dizerek eve dönüşümü özledim. Bunun tadı, benim damağımda ta… çocukluğumdan kalan anlatılmaz bir tat, iz ve duygudur.

İlkbahar geldiğinde, kırlardan kuzu kulağı ve gelincik toplardım. Cam şişede gelincik şurubu yapar içerdim. Tombak toplamak için ta…Çiftlik altına kadar gider – gelirdim. Bıçak ile topraktan çiğdem çıkarır kökünü yerdim. Mevsimine göre, güvem, kızılcık, ahlat, gecik elması, davulgu, dağ eriği, toplar yerdim, heybe ve torbalar ile eve getirirdim. ( getirirdik)

Kırlardan kekik, boş yaprağı, ada çayı, ağacından ve dalından ıhlamur toplardım. Çam ağaçlarının gövdesinden sızan (akma) reçineleri toplar çam sakızı yapardım. Taze iken dalından afyon kobaklarını toplar içini çıkarır avuç avuç yerdim ( yerdik)

Kocaçay’dan, elimizle, olta ve serpme ile veya kaydırmada bekleyerek tutuğumuz balıkları çınar ve söğüt dallarına dizerek köye ve evimize dönüşümüzü özledim. Evde balıkları pişirince, iki elimle ve on parmağımla yediğimi ve parmaklarımı yaladığım günleri özledim.

Makine, fabrika, araba ve otomobillerin eksoz ve baca dumanları, ses ve gürültülerinden uzak, mis gibi tertemiz havasını özledim. Sabahları öten horoz sesleri ve havlayan köpek sesleri ile uyanmayı, erken kalkmayı, kahvaltıda ekmek doğrayıp sıcacık içtiğim tarhana çorbasını ve bunun yanında katık yaptığımız turşu salatasını özledim.

Sıcacık köy ekmeğini, pide, pesemet, bazlama, bezdirme, yuka böreğini, düğün çöreğini ve bunlar sıcacık iken üzerine tereyağ sürüp yemesini özledim. Kayalar’ın süt, yoğurt, kaymak, ayran ve peynirini özledim. Bazen ekşimik ile de yetinirdim. ( yetinirdik ) Kovanından veya küpünden çıkardığımız kara kovan balını gömeci ile birlikte ısırarak yediğim günleri hatırladım ve çok özledim.

Akşama anamın yaptığı, yoğurtlu hamur aşı veya kulak hamurunu yemeği, ardından, sarili tatlısı, baklava, Allah ne verdi ise basma helva, gelin önü, höşmelim, mısır höşmelimini… özledim.

Her gün kedi kaymak yemez, b gün de, et sulu veya yumurtalı ekmek aşı, mamalika, bulgur aşı, turşu, bağ pekmezi, bir topak peynir ve soğan – ekmek, bazen yanında sarımsak ile karın doyurmayı da özledim.

Kış olsa karlı – buzlu yapar, bir çanak karın üzerine bolca bağ pekmezi dökerdik, akşam olunca kavruk yapardık, elma kakı, armut kurusu, kızılcık kurusu yerdik, nohut ve mısır kavururduk, soba üstünde kestane pişirirdik… Haşlanmış mısırı bile paylaşır ve yerdik.

Düğün – dernek olursa sütlü çorba, etli nohut ve keşkek bizi bir güzel doyururdu. Veya lokma yapılır yanındaki  şerbet veya pekmeze banar banar yerdik. ( Bugünlerde köyümüzde düğünlerde aynı yemekler yeniyor olsa da, bazen okutulan mevlit ve hayırlarda, nohutlu ve tavuklu pirinç pilavı ile yanında hazır ayran, ilaveten irmik helvası veya tahin helvası ikramı yapılmaktadır. Olsun… o da güzel bir ikramdır.)

Yaz olsa idi kavun, karpuz da olurdu keser yerdik, ya da yemeğin üzerine birer tas hoşaf veya yayıkta çalkanmış ayran içerdik. Evin önündeki asmadan veya kendi bağımızdan bir kaç salkım üzüm koparırdık, kendi bağ ve bahçemizin meyvelerini paylaşır yerdik.

Neyse, kilerde, tel dolapta ve kapanca da olanlar ile yetinmeyi de biliriz Allah ne verdi ise der, halimize sükretmesini de biliriz. Yeter ki Allah sağlık versin ve ağzımızın tadını bozmasın.

 

                                                                                                                             Muharrem KAYNAK

                                                                                                                               7 ARALIK 2022

 

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
ÖZLEMEK, HASRET KALMAK VE HASRET ÇEKMEK
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!