Arada bir “eskiden” diye başlıyorum ya..
Bir takipçimden serzeniş geldi..
“Şu eskiden diye anlatıyorsun ya bazen..
“Ne var eskide?. O orda kaldı..
Önümüze bakalım” demiş..
Haksız da değil..
Önümüze bakalım gerçekten..
Ben yine de..
Önümüze bakarken ..
Geçmişte arkamızda bıraktıklarımızı hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar var diye düşünenlerdenim..
Neyse..
Konumuza dönelim.
Nerde kalmıştık?..
***
Eskiden..
Dost ziyaretleri için komşulara gidilirdi.
Annelerimiz “Oğlum/kızım .. Hacer teyzenlere gitte.. Akşama bir maniniz yoksa annemler size gelmek istiyor de” derlerdi..
Eskiden..
“Çat kapı” kahve içmeye gidilirdi ..
Ayak üstü sohbeti araya sıkıştırmak için..
Samimiyet vardı.
Eskiden..
Üst kattaki komşumuz kapı zilini çalar..
Elinde bir fincanla terlikleriyle gelir..
“Ayşe hanımcım .. varsa eğer bana bir fincan ödünç kahve verir misin” derdi..
Eskiden..
Karşı komşundan bir bardak zeytinyağı da istenirdi..
Eskiden..
Komşular evlerde toplanır ..
Ununu, şekerini yanında getirir..
Muhabbetle, dayanışmayla yastı açlarda baklava, börek açarlardı..
Eskiden..
Fırınlardan “yarım ekmek” hatta “çeyrek ekmek” bile alınırdı.
Eskiden..
Pazar yerlerinden..
Kavun, karpuz..
At arabasıyla onlarca alınır..
Evlerde sekilerin, kerevitlerin altına sıralanır..
Gelene gidene ikram edilirdi..
Eskiden..
Esnaf ; bir yere gidecekse dükkanın kapısını kapatmaz !. Sandalye ve taburesini kapıya ters çevirip koyar, kapısını, çekmecesini açık bırakırdı !..
Eskiden ..
Nakite ihtiyacın varsa..
Dükkan komşundan..
Günlük, haftalık senetsiz sepetsiz “söz” ile para alır verirdin!..
Eskiden..
Mahalle bakkalı Ali amcadan..
Evin ihtiyaçlarını “veresiye” alır, deftere yazdırır ay sonunda maaşı alınca öderdin!..
Eskiden..
Sinemalar vardı..
Yazlık ve kışlık..
Aşk filmlerini , kovboy filmlerini, Ben Hur’u, Love Story’i, Sofia Loren’i, Yeşilçam’ın efsane starlarını izlerdik..
Sinema kültürü vardı..
Eskiden..
Tiyatrolar “turneye” çıkardı Anadolu’ya..
Ulvi Urazlar, Haldun Dormenler, Adile Naşitler, Yıldız Kenter’ler daha kimler, kimler..
Keşanlı Ali, Lüküs Hayat,Cibali Karakolu, Kanlı Nigar daha saymakla bitmez..
Tiyatro kültürümüz vardı.
Eskiden..
“Gong” çalmadan tiyatro izleyicisi salonda yerini alır, kapılar kapanır, salonda çıt çıkmaz, perde saatinde “perdenin kornijden kayma sesiyle” açılırdı!.. İzleyicinin bir edebi, adabı vardı.
Eskiden..
Rakip takımların taraftarları yan yana oturur.. Tribünlerde kravatlı, fötr şapkalı izleyiciler olur en fazla “bir baba hindi” tezahüratı rakibi kızdırmak için yapılırdı. Maç izlemenin de bir usulü vardı.
Eskiden..
Belediye otobüslerinde, dolmuşlarda yaşı büyüklere hürmeten hemen ayağa kalkılır yer verilirdi. Saygı vardı.
Eskiden..
Fakirimiz, yoksulumuz da vardı.
Onlar aç iken ; tok yatanımız yoktu..
Ekmeği paylaşmak vardı.
Eskiden..
Mahalle aralarında sokaklarda “gece bekçilerimiz” Bekçi babalar vardı.
Düdüğü üflediği zaman hırlı, hırsız korkudan kaçardı.
Memlekette asayiş vardı.
Eskiden..
Ne güzel hasletlerimiz vardı.
Yırtıkla gezmezdik pantolon da yama vardı.
Ayakkabımızın altında pençe vardı.
Ama..
Adab vardı, edeb vardı, usul vardı…
Görgü vardı, saygı vardı.
180 tane üniversite yoktu ama kültür vardı..
Kütüphanelerimizde “sıra” vardı.
Sinemalarımız, tiyatrolarımız vardı.
Müzikhollerimiz vardı.
Eskiden..
İnsanca yaşam vardı!..
***
Gel de özleme..
Hoşça kalın..
Ben de eski günleri, yılları özleyenler denim sayın #Tanyol Kıpçak. Ve Geçmişte arkamızda bıraktıklarımızı hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar var diye düşünenlerdenim.🙏❤️🧿