Bu iki isim hepimizi derinden etkiledi.
Özgecan, o saatte okuldan çıkmış dolmuşla evine gidiyordu.
Saldırıya uğradı.
Teslim olmadı.
Dişiyle tırnağıyla sesiyle velhasıl bütün gücüyle zalime direndi.
Bu kavga var oluş ya da yok oluştu.
Zalim tenine dokunmak ve kadınlığına sahip olmak istiyordu.
Mücadele basit bir tecavüz konusu değildi.
Gecenin bir saatinde yalnız kalan kadına tecavüzü haklı gören yobazlığa karşı yapılan bir ölüm kalım savaşıydı.
Özgecan bu savaşı yaparken acı çekmiyor tam tersine onurunu koruduğu için koca bir yaşamı o birkaç dakikaya sığdıran haklı bir savaşın tarihini yeniden yazıyordu.
Özgecan bu anlamda;
bir Nezihe Muhiddin,
bir Safiye Erol,
bir Suat Derviş,
bir Fatma Aliye,
bir Sevgi Soysal,
bir Yıldız Kenter,
ismini saymakla bitiremeyeceğim kadar çok yiğit önder kadınlarımızdan biri olmuştu.
Özgecan Yasası bir gün ülkem de elbet çıkacak…
Çıktığı gün;
o gün çocuk evlilikleri ülkemde olmayacak,
o gün çocuk tacizleri ülkemde olmayacak,
o gün kadınlar namus kavramı altında toplumsal baskıya ülkemde maruz kalmayacak,
o gün kadın-erkek eşitliğine inananların çoğunluğu ile ülkemde güneş yeniden capcanlı doğacaktır.
Özgecan bu anlamda ülkemde her türlü haksızlık karşısında direnen kadınların ölümden korkmayan cesareti ile öncüsü olmuştur. Dişiyle tırnağıyla zalime direnmiş ve teslim olmamıştır. Hazreti Muhammed’in dini ile Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyet devletinin onuru için ölümü göze alan bir bireyi olmanın şerefiyle bu ülkenin topraklarında sonsuza dek var olacaktır.
O birkaç dakikalık mücadele bir devrim mücadelesiydi.
Haksızlığa, zorbalığa ve kötülüğe karşı yapılan bir onur mücadelesiydi.
Bu topraklarda soluk aldığımız sürece sevgi ve saygıyla anacağız.
…..
Kadir o gün dershaneden çıkmıştı.
Evine gidiyordu.
Çığlık atan, gördüğü şiddetten dolayı yardım isteyen bir ses duydu.
Hiç çekinmeden kavganın içine girdi. Barış diliyle ayrılın dedi. Barış diline yapılan saldırı gerekçesi ne olursa olsun( ki karı koca olsalar bile ) bir savaştır. Kadir de kendini bu savaşta korumuştur.
O birkaç dakika süren çatışma da zalim yenik düştü ve öldü.
Burada kadının sonradan söylediklerinin bir önemi yoktur.
Üç çocuğunu bir erkek için terk eden kadın, zaten “kadıncık”tır.
Kadıncık olan kadın, dişiliği ile öne çıkar. Onuru yoktur. Aklı ve bilinci olgunlaşmamıştır. O nedenle bu olayda önemli olan kadının o an çıkardığı çığlıktır.
Kadir, yardım isteyen bu çığlığa yardıma koşmuştur. Kadir’in bir gün bile özgürlüğünden mahrum bırakılması kötülere, kötülüğünüze devam edin olarak algılanacaktır. Bu toprakların belası olan “bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen” aşağılık bir alışkanlığa haklılık kazandırırken, sinsilere, alçaklara ve zalimlere de alkış olacaktır.
Devletimiz bu iki çığlığa ses vermelidir.
Özgecan Yasası hemen çıkarılmalıdır.
Kadir de özgürlüğüne kavuşturulmalıdır. Kadir’in özgürlüğüne kavuşması zalimlerin yüreğine korku saracaktır.
Ve Kadir’i devlet bir süre korumalıdır.
Zalimlere yem yapmamalıdır.
Sevgi ve saygılarımla…