Yetmişli yıllarda öğretmen okullarında davranış bilimi ile ilgili dersler, önemliydi. Bu disiplinlerde, çocuk gelişimi ve öğrencilerin öğrenme süreçleri konusunda bilimsel araştırmalara dayalı uygulama örnekleri sunulurdu.
Stajlarda rehber hocamız sınıftaki öğrencilerin farklı idrak seviyelerine dikkat etmemizi söylerdi. Öğretmen adaylarına her öğrencinin başarı ve zekâ seviyesinin farklı olduğu ısrarla öğretilirdi.
Başarılı veya başarısız olan öğrencilerin tespitinde bazı ölçütler vardı. Aile -öğretmen ve okul idaresi iş birliği ile veli ve öğrencilere yönelik birtakım hazır testler uygulanırdı.
Genelde öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin dış görünümleri farklı olmazdı. Konuları anlama anlatma süreçlerinde otizm spektrum bozukluğu öğrenciler, kolaylıkla fark edilebiliyordu.
Çocuk üzerinde eğitim psikoloji derslerinde öğretilen gözlem metotları ve gelişim testleri uygulandıkça öğrencinin davranış şekillerindeki farklılıklar ortaya çıkıyordu.
Göz temasından kaçınan, adı söylendiğinde tepki vermeyen, içe kapanık, çevresiyle ilgilenmeyen, sorulara cevap vermek istemeyen, akranlarıyla diyalog kurmada zorlanan, kalıp cümleler kuran, grup çalışmalarından kendisini izole eden, tek düze ses tonuyla konuşan, sahip olduğu eşyalara aşırı bağlılık gösteren, kimi zaman hırçınlık gösteren, tekrara dayalı hareketler yapan, kimileri inatçı olan, sosyal becerileri gelişmemiş, yemek yeme bozukluğu gösteren çocuklara genellikle otizm spektrumlu tanısı konulmaktadır.
Sosyal hayatta temel uyum davranış şekilleri geliştiremeyen bu çocuklarda tanı ölçütleri çocuklara göre de değişebiliyor.
Öğretmenler, çocuklarla yıllarca beraber olabilmektedir. Bu imkân öğretmenlerin bazen çocukları anne-babadan daha iyi tanımasını sağlamaktadır.
Çocuğun sınıf içindeki tutumları, öğrenme süreçleri, istenç dışı davranışları çocuğun çok yönlü anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır.
Otizm spektrum bozukluğu öğrencilere tanı koyan çocuk ruh hastalıkları uzmanları ve diğer meslek gruplarının çocuğun öğretmenini dinlemesi sadece tanının konmasını kolaylaştırmaz çocuğun çok yönlü tanınmasını da sağlar.