“Bir gün, cihan harbinden sonra Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onların da hakkından gelecektir…” (1) Atatürk -1923
Coğrafi olarak Ortadoğu, Doğu ile Batıyı, Hint ve Atlas Okyanusu’nu, (Akdeniz, Süveyş Kanalı, Kızıldeniz suyolu ile) sıcak denizler ile Rusya’yı birbirine bağlayan (Rusya’nın tarihsel hedefi), Doğu ve Batı arasında ticaretin, kültürel etkinliklerin gerçekleştiği büyük bir bölgenin adı.
Ortadoğu, dünyamızın en değerli ve en tehlikeli jeopolitik konumuna sahiptir.
Bu özelliği onu tarihin her döneminde hegemonya peşinde koşanların ilk hedefi yapmıştır.
Milli Devletlerini kurarak, Sanayisini geliştiren ve ham madde pazar arayışına başlayan sömürgeci ülkeler, soluğu Ortadoğu’da alırken, bu coğrafyaya hakim olmak, dünyaya yön vermenin temel taşlarından birisi olduğunu çok iyi biliyorlardı.
Bir dünya devi olan Osmanlı Devleti, Çağıl devletlerinde meydana gelen, siyasi ve ekonomik kültürel gelişmelere uyum sağlayamaması sonucu 20.yy’ın başında dramatik bir şekilde tarih sahnesinden çekilmiştir. Bu süreçte Milletçe, acının ve dramın en yoğun bir şekilde yaşandığı; “ Giden gelmiyor acep nedendir” diye ağıtlara geçen yerlerden biri de, Ortadoğu’dur.
Yakın tarihimizde kaybedilen vatan toprakları, onu savunmak için her şeyi göze alan bir kuşağın yaşadığı dramın adıdır Ortadoğu.
Osmanlıyı parçalayan Mütareke şartlarını ve Osmanlı sarayının emirlerini dinlemeyip, Hicaz ve kutsal toprakların savunmasını yapan Fahrettin Paşa’nın, yiyecekleri bitince, askerlerini doyurabilmek amacıyla, çekirge yemeleri için yayımladığı ‘Çekirge Talimatnamesi’nin(2) ta kendisidir Ortadoğu.
İngilizlerle işbirliği yapan Arapların, geri çekilen ordumuza arkadan saldırarak yaptıkları vahşetin adıdır, (3) Ortadoğu.
Anadolu’da emperyalizme karşı “Ya İstiklal, Ya Ölüm” diyerek ayağa kalkan bir kuşağın kurduğu Cumhuriyete giden yolda önemli bir dönemeçtir Ortadoğu.
Bütün bu süreçleri yaşayanlar kurdukları Türkiye Cumhuriyeti’nin politikasını “Yurt’ta Barış, Dünya’da Barış” olarak belirlemişler ve uygulamışlardır. Bunun Ortadoğu’ya yansıması Sadabat Paktı (4) şeklinde olmuştur.
Ortadoğu’da 21.yy’ın başında, yüz yıl önceki sorunların benzerini yaşamak yaşadığımız tarihten ne kadar ders aldığımızın göstergesi.
Bu coğrafyada yeni komşularımızın oluşmasına, kendi ellerimizle katkı sağlıyoruz farkında değiliz.(!)
Rusya, sıcak denizlere ulaşma tarihi hedefinin kapısını, 18.yy’da Küçük Kaynarca Antlaşmasının “Rusya, Osmanlı topraklarındaki Ortodoksları daimî surette himaye edebilecektir.” (5) maddesiyle aralamış ve 21.yy’da hedefine ulaşmıştır.
Arap baharı (!) ile başlatılan süreç, sonunda geldi sınırımıza dayandı. 4 milyon Suriyeli Anadolu’ya dağıldı. Fatura giderek ağırlaşıyor.
Ortadoğu’da “Kuyu devletleri”nin kurulmaya, Basra- İskenderun Körfezi’nin birleştirilmeye çalışıldığı bir süreç yaşıyoruz.
Bir tarafta sanduka taşıyıp, diğer yanda, laik demokratik Atatürk Cumhuriyetini, temel değerlerinden uzaklaştırma ve dönüştürmek için uğraşırken, giderek gündeme getirilmeye çalışılan “Anadolu’da Türkiye Yaşayacak mı? Yaşamayacak mı?” (6) sorusunu gözden kaçırmayalım.
Rusya, sınırı ve hava sahasını kapatmış, Kınalı kuzularımız Ortadoğu bataklığında savunmasız kalmıştır. Gün geçmiyor ki, şehit haberleriyle sarsılmayalım, içimiz yanmasın.
Bizler de, yabancı askerler için değil, ancak ve ancak, kahraman ve cesur Türk askerlerinin-kınalı kuzularımızın- zararsız ve kayıpsız evlerine dönmeleri için dua ediyoruz.
Ortadoğu bataklığından ne kadar uzak durursak bizim için o kadar iyi. Duramaz isek, ufukta SEVR var.
Güzel ülkemizi sivil örümcek ağlarına (7) teslim etmeyelim.
Yazıyı Büyük Önder ATATÜRK’ün,TBMM’nin kürsüsünden yaptığı ;
“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini” (8)
Seslenişiyle bitirirken; “Yurt’ta Barış, Dünya’da Barış” diyelim.
Kaynakça :
1) Atatürk’ün 1923’te “The Saturday Evening Post’ dergisinin yazarı” Amerikalı gazeteci Isaac F.
Marcosson’a verdiği röportaj
2) Feridun Kandemir – Fahreddin Paşa’nın Medine Müdafaası Peygamberimizin Gölgesinde Son Türkler
2016-Yağmur Yayınevi
3) Falih Rıfkı Atay- Zeytin Dağı -1998 Cumhuriyet kitapları
4) Sadabat Paktı: 8Temmuz 1937 tarihinde, Türkiye İran, Irak ve Afganistan arasında, imzalanan,
dörtlü saldırmazlık paktı. 1979’da İran tarafından, fesh edilene kadar hukuki varlığını devam ettirmiştir.
5) Küçük Kaynarca Antlaşması: 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı- sonrası.17 Temmuz 1774 tarihinde I.
Abdülhamit tarafından imzalanan antlaşmadır.
6) Prof. CONS MOL Londra Konferansındaki Meselelerden “Anadaolu’da Türkiye Yaşayacak mı?
Yaşamayacak mı?” 2008 – (IQ Kültür Sanat Yayıncılık-Araştırma inceleme dizisi)
7) Mustafa Yıldırım –Sivil Örümceğin Ağında, 2005 Toplumsal Dönüşüm Yayınları
8) Atatürk’ün S.D.I, s. 150 (1921)