Depremden ders almak yerine, meralar ve ormanlarda yapılaşmanın önünü açıyoruz. Önce 23 Şubat gecesi çıkarılan OHAL Kararnamesi ile deprem bölgesindeki orman ve meralara inşaat izni verildi. İmar planlarını askıya çıkarma yükümlülüğü kalktı. Ve itiraz yolu kapandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na vasıf değiştirme yetkisi verildi. Atık alanları belirleme yetkisi valiliklere verildi. Somut şartlar konmadı.
Oysaki deprem bölgesindeki yeni yaşamların doğayla uyumlu inşa edilmesi gerekir. Bölge afetlere dirençli bir şekilde yeniden yapılandırılmalı. Bölgede yeni yaşam, sürdürülebilir sağlam ve sağlıklı bir ekolojik altyapı üzerine oturmalı. Yeniden inşa süreciyle ilgili tüm projeler öncelikle çevresel etki değerlendirmesinden geçirilerek planlanmalı ve tasarlanmalı.
Milli parklar, yaban hayatı koruma alanları, sulak alanlar, doğal sitler gibi korunan alanlar ile içme suyu havzaları, akarsular, kıyılar, önemli doğal alanlar, ormanlar ve meralar; atık boşaltımı ve yapılaşma dahil her türlü zararlı müdahaleden uzak tutulmalı. Sürdürülebilir geleceğimiz için, bölgenin önemli bir doğal mirasa sahip yapısına zarar vermemeliyiz.
İşte bütün bu nedenlerden dolayı söz konusu olan kararname, doğanın haklarını güvence altına alacak şekilde yeniden düzenlenmeli. Hatta tam tersi bir duruma sebep olacak Kararname iptal edilmeli.
Deprem bölgesi ve çevresinin geleceği için endişe verici bu kararnameye karşı direnirken, sakıncalarını bilimsel nedenlerle anlatırken bu kez karşımıza özel ormanları imara açan yasa teklifi karşımıza çıktı. AKP milletvekillerinin imzasını taşıyan Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Meclis Başkanlığı’na sunuldu.
Teklife göre; madencilik faaliyetlerinin ve faaliyetlerle ilgili her türlü yer, yol, bina ile tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilebilecek. Yanan orman arazileri şahıslar adına tapuya tescil edilemeyecek.
Teklifin yasalaşması halinde; Sakarya, Trabzon, Kocaeli, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere 47 ilde 25.400 hektar hususi orman alanının’ orman statüsünden çıkarılarak yapılaşmaya açılabilecek. İstanbul’un Polonezköy, Sarıyer ve Beykoz ormanları olmak üzere imara açılmasına izin verilmeyen özel statüdeki ormanlar kesilerek betona dönüştürülebilecek. Ülke genelinde 15 bin kişinin elinde görünen 25 bin 400 hektarlık orman kesilerek üzerine AVM’ler, rezidanslar, konutlar, iş merkezleri kurulacak.
Yasa teklifiyle ayrıca ormanda kesilecek ağaçları damgalama yetkisi ilk kez özel şirketlere verilecek. Ormandan izin verilenin yüzde 10 üzerinde ağaç çıkarılmasına da parası alınarak göz yumulacak. Mevcut yasaya göre küçük parçalar halinde dahi olsa bu ormanlar bir bütün sayıldığı için imar izni verilmiyor. Anayasa’ya aykırı olduğu belirtilen bu yöntemle örneğin 30 hektarlık ormanlar 11’e bölünecek ve 3 hektarın altına düşürülecek.
Ormanlarımızın imara açılmasına, betonlaştırılmasına, doğal hayatın mahvedilmesine, oksijen kaynağımızın tahribatına, talana Hayır! Bu yasa teklifi kabul edilemez. Kıymayın efendiler!
Bu zamana kadar, T.C. Anayasası ve Orman Kanunu kapsamında korunan orman ekosistemlerini tehdit eden maddeleri, bu yasa değişikliği talebinden geri çekin!
İlgilenenler İçin 24.02.2023 tarihli Kararname’nin tamamı: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/02/20230224.pdf
Komisyonda Görüşülen Yasa Teklifi: https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-4972.pdf