Ankara’da, bir mekan çıkışında, istedikleri şarkıyı bilmediğini söylediği için müzisyen Onur Şener’i, kırdıkları bira şişeleri ile yüzünü de parçalayarak öldürdüler.
Katillerden biri bürokrat, biri müfettiş, biri mühendis…
Ne kadar onursuz hale geldik!
Öylesine bir güruh var ki, kendi kafalarında olmayanları, kendi isteklerini yapmayanları katletme hakları olduğuna inanıyorlar. Saygısız, fütursuz, tahammülsüz, anlayışsız ve çok tehlikeli bir tablo bu.
Ama hiç bu kadar acıtmamıştı.
Çünkü istek şarkı çalınmadı diye bir insana nasıl kıyılır ki?
Aklın, hangi zerresiyle açıklayabilirsiniz?
İktidar sözcüsü Çelik, olay sonrası yaptığı açıklamada tuhaf cümleler kurdu ve özetle dedi ki:
“…..bu cinayeti işleyen katillerin gereken cezayı alması konusundaki sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışacağız. Fakat cinayet işlenir işlemez, kişilerin hangi bakanlıkta çalışmasının polemik konusu olması da bu acımasızlığın bir örneğidir.”
Birinci tuhaflık: Sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışacağız demek ne demek?
Sorumluluğumuzu yerine getireceğiz demesi gerekmez mi kesin bir dille?
İkincisi, elbette katillerin nerede çalıştıkları önemli. Şundan dolayı önemli, kamuda çalışan kişilerin böyle bir cinayet işlemesini kimse kaldıramıyor da ondan. Elbette her meslekte, her sektörde suçlular, katiller var ama burada dile getirilen eleştiri siyasi polemik değil ki…
Türkiye’nin güzide parlak beyinleri yazılı sınavlarda birinci, ikinci, üçüncü olup derece alırlarken mülakatlarda elenmiyorlar mı?..
Olay akabinde vatandaşların gösterdiği tepki, sosyal medyadan dile getirdikleri haykırış bunun isyanı…
Bira şişesiyle adam öldürenlerin biri bürokrat, biri müfettiş, biri mühendis olursa elbette toplum isyan eder ve sorgular.
Birincisi çalıştıkları kurumlara yakıştıramadığından.
İkincisi bu insanların nasıl göreve alındığından.
Sabıkalı mı, başarılı mı, nasıl girmişler, yazılı sınavda ne almışlar da mülakatlarda n’olmuş?
Neden sorgulamasın ki vatandaş?
Bunun siyasi polemik ile ilgisi yok.
Tam aksine; tümüyle devletin her kademesinde liyakat arayışı bu.
Öylesine tel tel dökülüyor ki kamu.
Toplumun nitelik arayışı, bu niteliksizliğe tepki değil mi?..
Hem Sayın Çelik neden bunun siyasi polemik konusu yapıldığını düşünüyor ki?..
Kendisi yakıştırabilmiş mi bir müfettişin katil olmasına?
Bir bürokratın, bir mühendisin?
Hadi birisi tek başına yaptı diyelim, o zaman manyağın tekinin vahşeti diye vurgulayalım…
Ankara’dasın…
Üst düzey mevkiidesin…
Tek kişi değil, üç kişi birlikte hareket ediyorsun…
Hangi çılgınlık, hangi gözü dönmüşlük? Kamerayı bile kırmışlar çekim engellensin diye.
Sorgulamaz mı insan?
Duyarlıysan sorgularsın…
Hatta ve hatta bizde hayal bile değil hayallerin çok ötesi başka alemlerde ve başka asırlarda olabilecek bir şey…
Bu olayın sorumluluğunu alır ilgili bakan ve istifa eder.
Bu kadar basit.
Kendi şemsiyesi altında çalışanın sorumluluğunu alan bir yaklaşım olmadığı sürece Teksas olur memleket.
Olmadı mı zaten?
Onur, ne güzel kelime…
Ne özel kelime…
O kadar azaldı ki toplum olarak onurlu hallerimiz, hiç kızmayın vatandaşa, onurlu isyan ve sorgu bu.