İnternet sayesinde(!) herkes her konunun uzmanı ya…
Diyetisyen, politikacı, doktor, avukat, hakim…
Google sağolsun…
Doktora gitmeden teşhis koyan var, mahkemenin verdiği cezadan kaç gün yatarı olduğunu hesaplayan!
Amma…
Yine de sağlık başka.
Adı üstünde insan sağlığı önemli olan.
Biraz boğazınız acısa, iki gün burnunuz aksa; ne tat alıyorsunuz gündelik yaşamdan ne keyfiniz keyif oluyor.
O yüzden herkes Google mezunu olsa da doktorların hayatımızdaki yeri başka.
Doktorsuz asla.
O’nsuz asla.
Lakin biliyorsunuz; doktor ve sağlıkçı dövme gibi bir hastalığı var bizim toplumun.
İşte bunu hiçbir doktor tedavi edemiyor.
Adam doktora saldırıyor, ağzı burnu patlıyor doktorun.
O haliyle dövenin eşinin ameliyatına giriyor; bebeğini veriyor kucağına failin.
Meslek başka.
Dayak yediğiyle kalıyor doktor.
Ve diğer sağlıkçılar…
Son yıllarda her alanda mevcut bu şiddet sarmalı sağlık camiasına da musallat oldu.
N’apsın sağlıkçılar?..
Meslek kutsal.
Aynı zamanda görevleri.
Ekmek tekneleri.
Ne yapabilirler demokratik manada?..
Ancak ve ancak ses verebilirler di mi?..
Basın açıklaması falan.
Peki n’oldu geçenlerde?
Ankara Tabip Odası, “Sağlıkta Şiddete Hayır” demek istedi.
Her gün hasta ve hasta yakınlarından fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan doktorlar seslerini duyurmak istediler.
Vay ki buna çaba harcayan.
Bu kez polis şiddeti ile karşı karşıya kaldılar.
Basın açıklaması yapmak isteyen doktorlara kelepçe vuruldu iyi mi?..
Peki demokratik hak kullanmak yerine neyi tercih etseydi doktorlar?..
Onlar da adam mı dövseydi?..
Sağlıkta şiddete hayır diyorlar daha ne?
Kolluk güçlerimizin bu kadar mı sabrı yok; bu kadar mı tahammülsüzüz, bu kadar mı sivil bir protestoya kapalıyız?..
E o zaman nasıl gelişecek demokrasi?..
Mağdur olup, sesini duyuramayan sağlık çalışanları; seslerini nasıl duyuracak?
Nasıl bitecek sağlıktaki şiddet?
Sağlıkta şiddet durdurulmalıdır demiş sağlıkçılar.
N’apsınlar?
Demesinler mi?
Adam mı dövsünler?
Peki neden hemen polisin kuvvet kullanması?
Biraz sabır, biraz hoşgörü..
Zaten açıklama yapıp dağılacak doktorlar.
N’apacaklar başka; adam mı kovalayacaklar?