Dünyaya getiren onlar
Besleyip büyüten onlar
Baş tacımız, kadınlarımız
Ninniler söyleyen onlar
Sevgiyi öğreten onlar
Kalbimizde onlar
Gönlümüzde onlar
Köylerde yaşayan onlar
Kentlerde çalışan onlar
Kanlarımız, canlarımız onlar
Yemyeşil ormanlar kadar
Karlı dağlar kadar
Yücedir onlar
Masmavi gökyüzü kadar
Toprak kadar ekmek kadar
Kutsaldır onlar
Dertli günümüzde onlar
Her sevincimizde onlar
Arkamızdan onlar
Tek ağlayan onlar
*
Barış Manço’nun “Bugün Bayram” şarkısı nasıl her bayramda aklımıza geliyorsa…
Neco’nun “Onlar” şarkısı da 8 Mart şarkısıdır aslında.
Özel günlerin özel ve değişmez şarkılarıdır bunlar.
Sayfalarca yazmaya, anlatmaya gerek bırakmaz.
Her şey vardır içinde.
*
8 Mart bugün.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Ama sadece emekçi olanların değil, genel anlamda tüm kadınlarımızın.
Çıkış sebebi, gün olarak özelleşmesini bir kenara koyalım, zaten her kadın hayatın emekçileri değil midir?
İş hayatında olması şart değil, ev kadınları bile ağır işçi değil midir?
*
Türkiye’de “kadının adı” ne kadar var?
Ne kadar eşitler?
Hangi kadın “özgürlüğünü” korkmadan kullanabiliyor sonuna kadar?..
Erkeklere kıyasla neredeler?..
*
Kadını yüceltecek ve toplumda olması gereken yerini sağlamlaştıracak tek ilacımız eğitim.
Ama bu eğitime asıl olarak erkeklerin ihtiyacı var.
Çünkü kabus bir ülke haline döndük.
Katledilen, dövülen kadınlarla Türkiye maalesef kadın hakları bakımından çok kötü bir durumda.
Her gün öldürülen kadın haberleri ile sarsılıyoruz.
Sevgilisi, ayrıldığı eşi, kocası tarafından hunharca öldürülen kadınlar….
Tecavüz ve kaçırma gibi olaylarla bir ömür kapanmayan yaralar açılan kadınlar…
Üzerine “tahrik, töre, kravat taktı” gibi akıl almaz gerekçelerle yapılan ceza indirimleri…
Kadınları hukuk adına koruyamıyorsak tutacak hangi dalımız kalır ki?
Kaç gün “cinayet” haberi olmadan geçiriyor Türkiye?
Daha önceki gün Ankara’da bir kadın öldürülmedi mi çocuklarının gözü önünde?
Koruma kararı, uzaklaştırma kararı olmasına rağmen kadınlarımız katledilmiyor mu, sözde sevdikleri tarafından?..
*
Hukuk korumazsa kim koruyabilir kadını?
*
Son noktayı yine büyük önderimiz, Atamız koysun:
“Ey kahraman Türk kadını, Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”