Çanakkale’nin tek su kaynağı olan Atikhisar Barajı su toplama havzasında yürütülen metalik maden faaliyetlerine karşı binlerce vatandaş, suyuna, toprağına ve doğal yaşamına sahip çıkmak için “Büyük Su ve Vicdan Nöbeti Buluşması”nda bir araya geldi.
BALIKESİR’DEN BÜYÜK DESTEK
Kirazlı-Balaban Mevkiinde düzenlenen büyük buluşmaya milletvekilleri, il, ilçe ve belde belediye başkanları, Çanakkale’den ve çevre il ve ilçelerden çok sayıda çevre örgütü, sendika, oda ve meslek örgütü, sanatçılar, aydınlar ile binlerce vatandaş katıldı. Balıkesir’den de eyleme tam destek geldi. CHP Balıkesir milletvekilleri Ahmet Akın, Ensar Aytekin Fikret Şahin, CHP İl Başkanı Serkan Sarı ve yönetim kurulu üyeleri, Balya Belediye Başkanı Gaga, Manyas Belediye Başkanı Tancan Barçın, Edremit Belediye Başkanı Hasan Arslan, Gömeç Belediye Başkanı Mehmet İrem Himam, Balıkesir Barosu avukatları, Balıkesir Çağdaş Eğitim Vakfı(BAÇEV) yönetim kurulu üyeleri, TEMA Vakfı Balıkesir yöneticileri, Atatürkçü Düşünce Derneği Balıkesir Şubesi temsilcileri ile Ayvalık, Edremit, Burhaniye, Gömeç’ten kent konseyleri ile çevre örgütleri de dev buluşmaya tanıklık etti.
Nöbet alanında başlayan etkinlikte ilk konuşmayı köylüler adına direnişin sembol isimlerinden 73 yaşındaki Hanife Dörtbaş yaptı ve madeni istemediklerini anlattı. Sadık Gürbüz ve Ataol Behramoğlu okudukları şiirler ile nöbete katılanlara destek oldu. Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyon Kurulu adına Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay ve Pınar Bilir, Kirazlı-Balaban Mevkiinde faaliyete geçen metalik madencilik çalışmalarına karşı yürütülen mücadele süreci hakkında bilgiler verdi. Çanakkale Baro Başkanı Avukat Bülent Şarlan ise bu süreçte yaşanan hukuk mücadelesine ilişkin bilgiler verdi.
ALLAH SİZİ BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, nöbete destek vermek için Çanakkale ve çeşitli kentlerden gelen doğaseverlere seslendi. Başkan Gökhan; “Bu gördüğünüz doğa bizlere emanettir. Allah tarafından insanoğlu için yaratılmıştır. Bunu gelecek nesillere aktarmak için de amil hüküm vardır. Ey dindar geçinenler sözüm size. Burada Allah’ın yarattığı bitkiyi böceği doğasını yok ediyorsunuz. Allah sizi bildiği gibi yapsın.” dedi.
“BİZ İŞİN BAŞINDAN BERİ BURADAYIZ”
2007 yılından bu yana Kazdağları’nı korumak için mücadeleettiklerini belirten Gökhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
” Hatta 2007 yılında önce MHP’li arkadaşlarımız bu maden felaketine dikkat çekmişler, 2012 yılında da şu anda aramızda bulunan Ali Sarıbaş mecliste bu mücadeleyi devam ettirmiş. ‘Bu hale gelinceye kadar neredeydiniz’ diyenlere söylüyorum; biz işin başından beri buradayız. ÇED sürecinin başından beri buradayız. Dolayısı ile mücadelemiz 12 yıldır devam ediyor. Buralarda da başarılı sonuçlar aldık. ÇED’leri iptal ettirdik. Hukuki kazanımlarımız da oldu. Ama burada devlet güçleri o kararları dinlemeden ağaç kıyımlarına göz yumdu. Artık işleri yalana kaldı. Şu anda etrafınızı görüyorsunuz. Sayın Bakan diyor ki; ‘Oraları Kazdağı değil, Kazdağı 40 kilometre ötede’. Burası Kazdağı değil de Arabistan çölü mü? Tam da Kazdağları burası, tam da göbeği. Çanakkale’nin su kaynağı. Biraz sonra bu dağların arkasını göreceksiniz. Eğer insan yanınız varsa gözleriniz yaş içinde kalacaktır. Gördüğünüz o dağ kalkacak. Bu toprakları gideceğimiz alana götürecekler ve siyanürleyecekler. Sonra da içindeki altını alıp, defolup gidecekler. Biz de bunu yapmadan önce defolup gitmeleri için buradayız”
“ALTINCI FİLO’YA BİR KEZ DAHA DEFOL”
Altıncılara karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini vurgulayan Başkan Gökhan; “50 yıl önce 1968 kuşağı Dolmabahçe’de altıncı filoyu defetmişti. Bazıları da orada namaz kılmıştı. O zaman orada altıncı filoya defol dedik, şimdi burada da altıncı filoya defol diyoruz. Aynı mücadeleye devam ediyoruz. Çünkü bu topraklar bizim. Biz Mustafa Kemal’in tam bağımsız Türkiye ideolojisini savunan insanlarız. O zaman da Deniz Gezmişler tarafından bu irade ortaya konmuştu, şimdi biz de aynısını yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Ölürüz, bu topraklara gömülürüz” dedi.
“MEMBA SUYU MU KULLANACAKSIN” Siyanürün altın aranırken değil, altın ayrıştırılırken kullanılacağını belirten Başkan Gökhan; “Şu anda bulunduğunuz alanın ilerisinde Çanakkale var. Buradaki yeraltı ve yerüstü suları bizim barajımıza doğru gelmekte. Bunların zehirlenmesine karşı mücadele ediyoruz. Burada siyanür ile altın aramıyorlarmış. Çıkarırken de kullanmayacaklarmış. Bunları biz de biliyoruz. Ama altını alırken ne kullanacaksın? Onu ayrıştırırken memba suyu mu kullanacaksın? Siyanür kullanacaksın ve toprağımı, suyumu zehirleyeceksin. Benim vatandaşlarımı risk altında bırakacaksın” şeklinde konuştu.
” MARKA ÜRÜNLER ZARAR GÖRMEMELİ”
Çanakkale’nin marka ürünlerinin de zarar göreceğini vurgulayan Gökhan. “Çanakkale’nin Ezine Peyniri tescilidir. O marka tescilinde tam da buraları tarif ediyor. Orada Kirazlı köyleri diyor. Tescilli peynirimize de göz diktiler. Onun için ekonomik olarak da mücadele ediyoruz. Hatta son günlerde ‘bunu çok abartmayın, markalı ürünlerimiz de zarar görür’ diyorlar. Yani bu duyulursa, domatesin, Bayramiç beyazının, peynirin değeri düşermiş. Biz de tam bunu diyoruz. Sen bunu buraya yaparsan elbette değeri düşecek. Bunu yaptırmamak için azimle mücadele ediyoruz” dedi.
100 MİLYON DOLARLIK YATIRIM, 680 MİLYON LİRA TEŞVİK !
Madenci şirketin teşvik de aldığını da vurgulayan Başkan Gökhan; “Bunlar devlet tarafından korunuyor. Burada 100 milyon dolarlık yatırım yapacağım diyor. Adam 680 milyon Türk lirası teşvik aldı. Vergi, KDV ödemeyecek. Bütün bunlardan muaf. Sonuçta da buradan çıkaracakları altının sadece yüzde 2’sini bize bırakacaklar. Bırakın biz bu yüzde 2’yi istemiyoruz. Şu doğayı tahrip etmeyin diyoruz. Onlar ısrarla altın borsasının değeri düşmesin diye buradan altın çıkarmaya ısrar ediyorlar. Kanada da az vermek için şirket merkezini Hollanda’ya taşımışlar. Yani Man Adası gibi düşünün” diye konuştu.
BU DOĞA DÜŞMANLIĞININ NEDENİ NEDİR?
Doğa mücadelesinin tüm Türkiye’de sürdüğünü belirten Gökhan; “Tabi sadece kendi topraklarımız için değil, Cerattepe’de de Munzur’da da, Fatsa’da da, Hasankeyf’te de tüm doğa katliamlarına ses çıkarıyoruz. Yani bu doğa ile ne alıp veremediğiniz var anlamıyorum. Nedir bu hırs, bu doğa düşmanlığı? Sayın Cumhurbaşkanının enteresan bir konuşmasına denk geldim. 9 Ocak’ta omanların kesilerek toprakların çoraklaştırılmasına karşı; ‘Şu para nelere muktedir. Bu kapitalizm nelere muktedir’ diyor Sayın Cumhurbaşkanı. Buradan teşekkür ediyorum kendisine. Gerçekten duygularımızı dile getirmiş” dedi.
KURTLAR KÖYE İNDİ, KOYUNLAR TELEF OLDU
Doğa katliamı nedeni ile hayvanların da büyük ölçüde etkilendiğini vurgulayan Gökhan; şunları söyledi:
“Burada anayasal bir suç işleniyor. Anayasamızda; ‘herkes sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama hakkına sahiptir’ yazıyor. ‘Çevreyi geliştirmek, çevreyi korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, devletin ve vatandaşların ödevidir’ der anayasamız. Şu anda bu görevi yerine getiriyoruz. Devleti de bir an önce görevini yapmaya davet ediyorum. Devlet görevini yapmalı ve bu doğa talanına dur demeli. Bir arkadaşımız buraya gelirken yoldan 2 tane karaca geçiyor. Ey insanlar onlar bu ormanda yaşıyorlar. Aşağıda Serçeler köyü var. Oraya kurtlar indi. Yılbaşından beri neredeyse bir sürüye yakın koyun orada telef oldu. Çünkü onların yuvalarını dağıttın. Maden araması için ağaçları kestin, doğayı katlettin. Bu hayvanlar nereye gidecekler? Elbette ki gıda, barınak bulmak için köylere gelecekler. Ama buna karşı çıkma noktasında çekiniyorlar. İş vaat edilerek kandırılıyorlar. Eğer böyle devam ederse, o köyde yaşayacak insan bulamayacağız. Çünkü artık her taraf talan edilmiş olacak”
BAŞKANIN GÖREVİ!
“Belediye Başkanının orada ne işi var” şeklindeki eleştirilere de yanıt veren Gökhan, ” Burası bizim su koruma havzamızın başı. Bu su koruma havzası bize verildi. Buradan Atikhisar Barajına kadar olan suyun güvenliğinden, sağlıklı olmasından ben sorumluyum. Ben bu mücadeleyi yapmazsam, bana hesap sorulur. Tabi doğa için de mücadele ediyorum ancak yasal sorumluluğumu da yerine getiriyorum. Daha yasaları, yönetmelikleri bilmeyenler ahkam kesiyorlar. Boşuna debeleniyorlar” dedi.
“GÖKTEPE’Yİ RAHMETLE, BUNLARI BEDDUA İLE ANACAĞIZ”
Konuşmasında eski Orman Bölge Müdürü Talat Göktepe’yi de anan Başkan Gökhan; “Ben burada Talat Göktepe’yi anmak istiyorum. Talat Göktepe, Çanakkale Orman Bölge Müdürü görevi yapıyordu. 1994 yılında Gelibolu yangınında yangının içine girdi ve oradaki ağaçları kurtarmak için canını verdi. Karşıya heykelini diktiler. Heykelde sağ elinin altında ceylan vardır. O ceylanlar burada koşan ceylanlardır. Biz onu rahmetle anacağız. Ama bunları beddua ile anacağız” dedi.
BARİKATLAR DA ENGEL OLAMADI
Konuşmaların ardından büyük bir katılım ile nöbet alanından 2 kilometre uzaklıktaki maden alanına yürüyüşe geçildi. Altın madenciliğine karşı pankartlar ve dövizler ile yürüyüşe geçen çevreciler doğa katliamının durdurulması için tek ses oldu. Çevreciler önce barikatlarla maden sahasına sokulmak istenmedi. Ancak milletvekillerinin de devreye girmesi ile birlikte barikatlar açıldı ve maden sahasına giren binlerce doğasever, alanda yapılan doğa katliamını yerinde gördü.
Çevreciler bölgede yaşanan ağaç katliamına tepki olarak ağaç dikimi gerçekleştirdi. Coşkun YAMAN/ ÇANAKKALE (balikesir24saat)