Ölmez ağaç zeytin. Edremit Körfezinin altın renkli zeytinyağının ambarı. Kaz Dağlarına çıkıp en tepesinden denize doğru baktığınızda , önce zeytin denizini görürsünüz.. Gittikçe ufalan , hala daha yeşil zeytin deniziyle buluşuyoruz. Ardından mavi gerçek deniz.
Yapılaşmanın acımasızca sürdüğü Edremit Körfezi nereye kadar dayanacak ? Bilinmez!.
Bu toprağın bağrına bundan sonra dikilen her beton doğamıza can çekiştiriyor. Doğanın feryadını duyan yok. Rant uğruna bunu görmeyenler çoğunlukta.
Edremit Körfezinde yaz aylarında trafikten bıkıp usanıyoruz.
Nefes aldığımız alanlar , çay bahçeleri, sahiller dolup taşıyor.
Kalabalıktan bunalıyoruz. Gelenler de şikayetçi , gidenler de.
4. kez yapılan Edremit Kitap Fuarı soluklandığımız yer oluyor. Akşamın ilk saatlerinde birer ikişer açılıyor kitapçılar. Nefes almak için , okumak için , aydınlıkların yolundan gitmek isteyenler çoluk çocuk , dede- torun kitap fuarındalar. Bu coşkuyu görünce , insan gündelik sıkıntılarından ve kaygılarından arınıyor.
Bu yıl “Ayaklı Gaste ” kitabımın gelirini üyesi olduğum Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ( ÇYDD ) yararına imzaladım. 10 -17 Ağustos tarihleri arasındaki güzel dayanışma beni ve dernek üyeleri arkadaşlarımı mutlu etti. ÇYDD Edremit Şube Başkanı Nedret Aldemir hanımefendiyi ve dernek üyesi arkadaşlarımı çabalarından ötürü kutluyorum. 4. Edremit Kitap Fuarındaki ziyaretçilerimize , kitabıma ve derneğimize destek olan tüm okurlarıma buradan da sonsuz teşekkürler ediyorum.
Dostlar iyi ki varsınız..
***
EDREMİTLİ SABAHATTİN ALİ’YE SELAM OLSUN
Yazar Ahmet Ümit , 4. Edremit Kitap Fuarı’nın açılışında katıldığı söyleşide ; yayımlanan son romanından söz etti.
Ahmet Ümit’in ‘Kayıp Tanrılar Ülkesi’nde’ romanı Berlin’de başlıyor. Berlin’de ki roman kahramanları Edremit Koca Seyit Havalimanına iniyorlar. Buradan , Bergama’ya gidiyorlar. Romanın içerisinde Edremit yer alıyor. Edremit’ten söz edince Sabahattin Ali’den bahsetmek gerekiyor. Bu roman da tıpkı Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı gibi Berlin’de geçen bir roman. O yüzden Edremit’te, Sabahattin Ali’ye selam ediyorum”
Bu güzel ve anlamlı selamdan Sabahattin Ali’nin ruhunun haberi olsun.
Ahmet Ümit’in yazdığı, Edremit’in de yer aldığı ” Kayıp Tanrılar Ülkesinde” kitabını okumak farz oldu. Teşekkürler , Ahmet Ümit..
***
YAZAMAMAK..
Edebiyatımızın ünlü yazarları ile aynı yerde bulunmak , yazmak adına insanın iştahını kabartıyor. Ama benim gibi tembel – teneke bir yazar yamağı olarak bu konuda sınıfta kalıyorum. Bunun nedenini çok düşünür oldum son günlerde.
Bireysel sıkıntılar gelip geçiyor. Eninde sonunda bir çözüm buluyorsun. Ülke gündemini kendine dert eden biri olarak, çözümsüzlüğün ortasında yalnız kalıyorum. Tam keyifli bir okurla imza atıyor, söyleşiyorum , o arada okurun sözleriyle canın sıkılıyor…
– Sınırdan yüzlerce Afgan kaçkıncı gelmiş. Ne olacak ülkemizin hali diye soruyor , susuyorum!..
İşte ondan sonra da…
Ne yazmak canım istiyor. Ne de söyleşmek..
Uzun yıllardır elim erdiğince , yazarım. İtiraf ediyorum. Bugüne kadar tek kuruş maddi kazancım olmadı. Gönüllülük ilkesiyle yazıyorum. Hani bu durumdan şikayetçi de değilim. Bir teşekkürü bile çok gören patronlara buradan selam göndereyim. Bana gazetelerinde yer verdikleri için teşekkürler gönderdim. Bu arada onlara da güzel bir haber vereyim. Gerçi yazılarımı artık bilgisayarda yazıyorum ama , bana ilk kalemi Edremit Kitap Fuarı anısına veren Edremit Belediyesine sonsuz teşekkürler ediyorum. O kalem benim için çok kıymetli. Yirmi yılın sonunda aldığım ilk ödülüm.
Edremit 4.Kitap Fuarında beni mutlu eden güzelliklerden biri de Edremit Belediyesinin kitap fuarı baskılı kağıt torbaları oldu. Önceki yıllarda bu konuda sıkıntı çekiyorduk. Şimdi bizlere verilen bu anlamlı armağandan hem okurlarımız , hem de bizler keyiflendik.
Edremit 4. Kitap Fuarı yazılarım sürecek..
***
Yazımı yazmaya başladığımda Kaz Dağları yangını haberiyle sarsıldım. Muğla , Antalya yangınlarını günlerce TV haberlerinde kahırla izledim. Yananlar sadece ağaçlar değil ki.. Doğal yaşamın içinde yaşayan hayvanlar , börtü böcekler.. Can taşıyorlar. Yanarak ölmek ..İnsanın içi eziliyor. Korkunç bir yanma duyguyla empati yapıyorum , iliklerime kadar ürperiyorum. Canım çok yanıyor.. Havanın sıcağından şikayet ederek sokakta zor yürüyoruz. Yanarak can vermeyi düşünmek bile istemiyorum..
Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan’a “Kaz Dağları ” yangınını yüreğimiz yanmadan söndürdüğü için özel bir teşekkür edeyim. Bu yangın son olsun. Bin pınarlı İda dağımız yeşiliyle , yaşayan canlılarıyla kedersiz yaşasın.
Yangınlardan uzak olsun..
Ülkemizde bu yangın son olsun..
Bütün dileğim bugün budur..
Ormanı yakanların yangını çok olsun.
Tüketim toplumu olmanın tüm vandallığını özellikle sayfiye yerlerde yarattığımız tahribat ile gösteriyoruz. nerde sevdiğimiz şirin mavi-yeşil kasaba var beton ve gürültü ile boğuyoruz..
Kitap Fuarı Edremit’e yakışıyor.