Okumayı seven birisi olarak son zamanlarda okuduklarımı çabuk unutuyor olmam beni hayli tedirgin etmeye başladı. Sağlıksal herhangi bir sorunumun olmadığını öğrenince biraz olsun rahatladım. Ancak bu rahatlama hafızamın umurunda olmadı.
Böylece nedenini araştırmaya başladım. Bazı bilgilerin unutulmasının normal ve beynin işleyişi için gerekli olduğunu öğrendim. Zira beynimiz her bilgiyi hafızada tutmak istemezmiş. Mesela uzun süre kullanılmayan, üstü tozlanmış bilgileri. Çünkü dünyayı anlayarak deneyimlemeyi tercih ediyormuşuz, hatırlayarak değil. Bir de bellek seçici olduğu için gereksiz bilgilerin unutulması doğal bir süreçmiş.
Bu durumu benim gibi dert edinenler için edindiğim bilgileri paylaşmamın faydalı olacağını düşündüm. Gerçi sizler de araştırmış olabilirsiniz.
Eğer okuduğumu çabuk unutuyorum diyorsanız, bilimsel araştırmalar sonucunda ortaya çıkan aşağıdaki tespitleri kendiniz için değerlendirmenizde fayda var derim.
-Zihinde güçlü bir izlenim bırakmayan yani dikkatsiz edinilen bilgi çabuk unutulur.
-Zihnin bir köşesinde kullanılmayı bekleyen yani tekrar edilmeyen bilgi unutulmaya mahkûmdur.
-Birbiriyle bağlantılı olmayan ve art arda edinilen bilgilerin hafızada kalıcılığı zayıftır. Yani Üst üste edinilen birden çok bilgi çabuk unutulur.
-Güçlü duygu ve arzuları kontrol etmek için beynimiz, bizi mutsuz eden anılarla ilgili başka bir bilgi ile eşleştiğinde o bilginin unutulması hızlanır.
-Sağlıksız veya yetersiz beslenme unutkanlığı artırır.
-İyi bir hafızanın yolu kaliteli uykudan geçer. Yeni edinilen bir bilgiyi, siz uyku halinde iken beyin gözden geçirir ve hafızada kalıcılığı ile ilgili sağlam bağlantılar kurar.
Peki, kişisel durum tespitinden sonra neler yapılabilir? Hadi devam edelim o zaman.
Bir kelime seçip ona uygun kafiyeli kelimeleri bulma oyununu sever misiniz bilmiyorum ancak bu oyun zihnin öğrenmeye ve üretmeye açık hale gelmesi için eğlenceli bir ısınma çalışmasıdır.
Hem bu çalışma için hem de yeni bir şeyler öğrenmek için grup çalışması yapmak da bir o kadar fayda sağlıyor. Mesela öğrendiklerinizi arkadaşınıza anlatırken daha iyi anladığınızı, öğrencilik yıllarınızdan hatırlarsınız.
İşte kitap okuma grupları gibi gruplar bu sebeple çok etkili. Çünkü okunulan bir kitap hakkında fikir alışverişinde bulunmak, edinilen bilgileri günlük hayatta kullanmak veya hafızadaki eski bilgilerle aralarında bağlantı kurmak, o bilgilerin hafızada uzun süre kalmasını sağlıyor.
İlla okumak şart değil, çünkü okumayı sevmeyen bir toplum olduğumuzu biliyoruz. İlginizi çeken bilgilendirici ve kayda değer videoları izlemek de akılda kalıcılığı kolaylaştırıyor. Ancak her izlediğimiz videodaki bilgilere hemen inanmak yerine, verilen bilgilerin doğruluğunu teyit etmek çok önemli çünkü günümüzde bilgi kirliliğine çok fazla maruz kalıyoruz. Aman dikkat!
Okuma ortamının rahat olması yani dikkat dağıtıcı olmaması da çok önemli. Mesela dağınık, gürültülü veya tekrar eden sesler benim dikkatimi çabuk dağıtır. Oysa bir başkasının dikkati ise sessizlikte dağılır. Yani kişiye özel bir durum olduğu için zaten herkes kendisine uygun bir okuma ortamı seçecektir.
Bir övünç yeteneği olan ve genelde takdir gören, aynı anda birçok şeyi yapabiliyor olmanın, aksine öğrenme kalitesini düşürdüğünü biliyor musunuz? Aynı sayfayı birkaç kez okumak zorunda kalanlar bunu iyi bilirler.
Ve son olarak; her şeyden önce zekânın, hafızanın, zihnin sürekli değişim içinde olan dinamik bir olgu ve öğrendiklerimizi çabuk unutmamak için gerekli olan gücün kendimizde olduğunu hatırda tutmak, öğrenme sürecini nasıl yöneteceğimizi ve keyifli hale getireceğimizi belirliyor.
Sağlıklı bir zihin için, onu kendiniz yönetin!
Teşekkür ederim bu dertten muzdarip çevremde kişi sayısı bir hayli fazla.Ben aşılara bağlıyorum bilmem katılır mısınız?