Saçmalardan seçmeler arasında hangisine değineceğimize karar veremedik, ikincisinde tercih kıldık.
Birinci saçma: Marmara Üniversitesi’ne bu yıl verilen bir yüksek lisans tezi ile ilgiliydi. Tezin konusu; “Hekim hatalarının Hanefi mezhebi açısından değerlendirilmesi”
Demek ki hekimin hatası, her mezhepte farklı öyle mi?.. E pek bilimsel… Bu kadar ilmi bir mevzuyu en iyisi doktorlarımıza bırakalım; Şiilik, Şafiilik, Hanbelilik mezheplerine göre de hekim hataları tezlere konu olsun, ondan sonra bakarız sonucuna!
Vah memleketin bilimsel hallerine; hekim hataları dahi mezhepsel yüksek lisans konusu oldu ya tamamdır artık!
İkinci saçma: Ayı konusu.
Barış Manço, eşsiz bir sanatçıydı, o şarkısı da ne güzeldir, hele çocuklar için:
“A de bakayım -A- bi de Y de -Y- şimdi bi de I -I-
Oku bakayım AYI oku bakayım AYI
Maksat çoluk çoçuk öğrensin hayatın çetin yollarını
Kaptırmasınlar kimseye kafalarını ve kollarını”
Bolu’da mantar toplamak için ormana giden kadına saldırarak öldüren ayı için itlaf kararı çıkartılmış, ayının öldürülmesi için iki avcılık derneğine yetki verilmiş. Bolu Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nün ayının öldürülmesi gerektiği yönündeki raporunun ardından Orman ve Su İşleri Bakanlığı, ayının itlaf kararını onaylamış.
Bakanlık onaylı ayı öldürme kararı!
Haberi, televizyonda ilk duyduğumuzda “şaka mı bu” diye bir duraksadık.
“Maymunlar Cehennemi” filmi aklımıza geldi bir an…
Sonra da Barış Manço’nun o şarkısı.
“Bak evladım buna ayı derler
Ormandan inip şehre gelirler
Biraz ağırdır, hantaldır ama
Armudun iyisini ayılar yerler”
Kuşkusuz ölüm ve saldırma olayı kötü ve talihsiz bir olay, tasvip edilecek yanı da yok elbet.
Ayrıca, Bolu’dan hemen sonra bir de Şırnak’ta askeri üs bölgesine dikenli telleri aşarak giren ayının görüntüleri geldi.
Açlıktan üs bölgesine gelen ayının yiyecek aradığını farkeden askerler konserve ve ekmek bırakmış, ayı da sonra üsten ayrılmış.
Ayı neden gelmiş üsse; aç olduğu için.
Hani bazen çaresiz insanlar lokantadan ekmek çalar duruma geliyor ya… Baklava çalan çocukların haberlerini sık sık okuyoruz ya, biraz da duygusuzca!
Yokluğun ve çaresizliğin yol açtığı istenmeyen hallerdir bunlar.
İster insan olsun, ister ayı; çaresizlik, her canlıya her şeyi yaptırır hale gelebilir.
Ancak burada değinmek istediğimiz olay başka.
Ayının “katli vaciptir” türünden verilen “itlaf kararı”.
Siz ayının doğal yaşam alanına giriyorsunuz… Normal şartlarda ve durduk yerde ayının insanlara saldırmayacağını söylüyor uzmanlar… Ya bir tetikleme olmalı veya ayıda oluşacak bir korku veya anlık bir farklılaşma…
Lakin doğanın içindeyseniz bu risklerin her daim var olduğunu unutmamamız gerek.
Afrika’da turistlere saldıran aslan veya timsah haberleri yok değil mi?..
Veya Avustralya’da denizde yüzenlere saldıran köpekbalıkları “katil” olabiliyor di mi?..
Peki timsahlar veya aslanlar veya köpekbalıkları için “komando timleri” kuruyor mu itlaf etmek için oradakiler?
Doğal yaşam alanı ormanlar değil mi ayıların?..
Bir tehlike anında ayıyla karşı karşıya geldiğinizde canınızı kurtarmak için kuşkusuz ayıyı öldürebilirsiniz.. Meşru müdafaa şartları varsa insan öldürdüğünüzde de ceza almadığınıza göre burada kimse bir şey diyemez.
Lakin ayı hakkında itlaf kararı vermek. Ayının öldürülmesi yönünde Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nün rapor hazırlaması… Bakanlığın bunu onaylaması…
Saçmalardan seçmeler, seçmelerden saçmalara yeni örnek.
“Şaka mısın Türkiye?”
Ayıyı itlaf etmek ne, kan davası mı bu, gördüğün ayının o ayı olduğunu nerden bileceksin, kaç ayı öldüreceksin, orman değil mi orası, orası onun yaşam alanı değil mi?..
DNA örneği mi alacaksın, o zaman öldürme, uyuştur, bayılt, ceza mı vereceksin, hayvanat bahçesine al…
Saçma sapan olaylara gark olduğumuz yetmiyormuş gibi bir de “ayı olayımız” eksikti .
Giderildi eksiklik.
Uzmanların dediğini yine de duymayalım, bildiğimizi okuyalım:
“…Bizler doğada misafiriz. Aslında biz hayvanların yaşam alanlarına yerleşiyoruz. Ekolojik dengeyi korumamız gerekiyor. Ekolojik dengeyi korumazsak bu gibi örneklerle sıkça karşılaşmaya devam edeceğiz. Ormanlardaki yapılaşmanın artması, insanların ormanlara böylesine müdahalesi bu saldırıları artırıyor.”
Uzmanlar böyle diyor.
Duymayalım ama. Basiti var: Öldür…
Sonra şarkısı kalır bize: A de bakayım: A, bi de Y de: Y. Şimdi bir de I: I
Oku bakayım: Aaa-yı. Oku bakayım: Aaa-yı…
Ayıyı öldür demiş bakanlık!
Hangi ayı, neredeki ayı, kaç ayı?..