Bu hafta Öğretmenler Günü idi. Bundan dolayı tüm öğretmenlerimizin gününü kutlarım. Bu haftaki sohbet konumuzda bundan dolayı bu gün üzerine olacaktır.
Türkiye’de üç kez öğretmenlerle ilgili gün kutlanır. Bunlardan birisi Öğretmenler Günü, diğeri 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, diğeri ise 16 Nisan Öğretmen okullarının kuruluş günüdür. Bizim eğitim tarihimizde Öğretmenler Günü çok daha önemlidir. Çünkü bugün alfabe değişikliği nedeni ile oluşmuştur. Alfabe değişikliği ise halkın aydınlanmasında en etkili unsurdur. Tarihsel sürece bir bakalım.
Tarihte ilk yazıyı bulan Sümer Türkleridir. Sümerler vergi toplama ihtiyacı yüzünden yazıyı bulmuşlardır. Böylece karşımıza ilk defa çivi alfabesi ç ıkmıştır. Asya’da ise Göktürkler boyların tamgalarına anlamlar yükleyerek boy birliği içinde boyların tamgaları ile oluşan Göktürk alfabesini bulmuşlardır. Göktürk alfabesi Tayga güneyinden kolayca İskandinavya yarımadasına gitmiştir. Burada bu alfabede değişiklikler yapılarak kabul edilmiş ve adı Runik alfabe olmuştur. Bu runik alfabe güneye Avrupa içlerine inerek Roma tarafından incelenmiştir. Bu arada bugünkü Lübnan’da yaşayan Fenikeliler deniz tüccarları olduğundan dolayı kayıt tutmak zorunluluğundan Fenike alfabesini bulmuşlardır. Fenike alfabesini daha sonra Grekler almışlar ve kendilerine uydurarak Grek alfabesini oluşturmuşlardır. Romalılar ise hem Grek alfabesini hem de Runik alfabeyi alarak sentezlemişler ve Latin alfabesini bulmuşlardır.
Göktürklerden sonra Uygurlar kurulmuştur. Uygurlar yerleşik hayata geçmişler ve kentler kurmuşlardır. Uygurlar yerleşik hayata geçerlerken dinlerini de değiştirmişler ve Buda dinini kabul etmişlerdir. Buda dininin kabul edilmesi ile bugün Uygur alfabesi dediğimiz alfabeyi kabul etmişlerdir. Karadeniz’in kuzeyinde bulunan Hazar Devleti ise 8. yüzyılda Museviliği kabul etmiştir. Museviliğin kabulünden sonra onlarda İbrani alfabesini kabul etmişlerdir. Türkler 10. yüzyılda İslamiyet’i kabul edince kutsal kitap Kuran’ı okumak için Arap alfabesini kabul etmişlerdir. Arap harfleri 1099 Belh kongresi ile resmen kabul edilmiş ve tüm eğitim kurumları ile yazışmalarda bu alfabe kullanılmaya başlanmıştır. Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu Arap harflerini kullanmış devletlerdir. Arap harfleri 1928 yılına kadar toplam 829 yıl kullanılmıştır.
Bu zamana kadar okuma ve yazma sürekli elit tabakanın uğraştığı bir alan olmuştur. Halkın okuma ve yazma ile bir işi yoktur. İhtiyacı da yoktur. Fakat 19. yüzyılda sanayi devrimi ile tüm sosyal hayat değişmeye başlamıştır. Çünkü kentlerde yaşayan insanlar ihtiyaç duyduğu tabelaları okumak zorundadır. Demiryollarında istasyonların adını okumak zorundadır. Bunun için okuma ve yazma olayı elit kesimin tekelinden çıkmaya başlamıştır. Osmanlı’da bunu ilk kavrayan padişah 2. Mahmut olmuş ve ilköğretimi zorunlu kılmıştır. Fakat altyapı yetersizliğinden dolayı başaramamıştır.19. yüzyılın ortalarına doğru Arap harflerinin Türkçeye tam uymadığı görülmüş ve bu alfabe ile eğitimin yaygınlaştırılamayacağı anlaşılmıştır. Bunun üzerine Latin alfabesinin alınması tartışılmaya başlanmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra devrimler başlayınca sıra harf devrimine gelmiş ve Latin alfabesinde değişiklikler yapılarak Türk alfabesi oluşturulmuştur. Bu alfabe 1.Kasım.1928 tarihinde kabul edilmiştir. Bu harflerin kısa bir süre içinde halka öğretilmesi gerekmektedir. Bunun için Millet Mektepleri açılmıştır. 24 Kasım günü büyük önder Atatürk Millet Mektepleri başöğretmenliğini kabul etmiştir. Bu Türk harflerinin kabulü ile ülkemizde okuma orana hızla artmıştır. Bugün okuma yazma oranı ülkemizde yüzde 90 civarındadır.
Harf devrimi yapılırken Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’dir. Harf devrimi ile insanımız yeni hayata hızla hazırlanmış ve okuma yazma uğraşısı elit kesimden halka indirgenmiştir. Halkın eğitilmesi ile Aziz Sancar gibi Nobel ödüllü bilim adamları yetişmiştir. 24 Kasım’ın Öğretmenler Günü olarak kutlanması 1982 yılında kabul edilmiştir. Saygılarımla.
25.Kasım.2023
Sinan Kahyaoğlu