Temel duygulardan birisi olan ve engellenme, haksızlık, tehdit edilme veya beklenmeyen sonuçlar, karşılanmayan istek ve beklentiler gibi durumlar karşısında ortaya çıkan doğal bir tepkidir öfke.
Duygusal, fiziksel ve bilişsel boyutlarda yaşanan öfkenin, doğru ve etkin bir biçimde kullanıldığında dış tehditlere karşı savunma geliştirici özelliği var. Ancak aksi durumda davranış olarak saldırgan tepkilere dönüşerek hedef ve kaynak olmak üzere en az iki kişinin mutsuzluğu ile bitme olasılığı yüksek.
Bu sebeple öfke anının öncesi ve sonrasında, hisseden beyin ile değil düşünen beyin ile hareket etmek olması beklenen sağlıklı bir davranış.
Aslında sorun öfkelenmek değil hiddetin veya kızgınlığın sonrasında ortaya konulan ve kötü sonuçlar doğuran saldırganlık dürtüsünü kontrol edememek.
Eğer bir toplumda öfkeli davranış kabul görüyorsa tehlike sosyokültürel boyutta demektir. Ne yazık ki bizim kültürümüzde öfke; sorun çözme, hak arama ve haklı olduğunu kabul ettirme yolu veya şiddet uygulama nedeni olarak kullanılıyor.
Yaşam şartları, ülkenin ekonomik ve siyasi durumu, eğitimsizlik, toplum kültürü ve toplumsal duyarsızlık gibi sebeplerle normal hale gelen ve yaygınlaşan öfke patlamalarının sebep olduğu yıkıcı olaylar, yetersiz ve etkin olmayan cezalar karşısında da dur durak bilmiyor.
Hepimiz birisi bize bağırdığında doğal olarak öfkeleniriz. Ancak kimisi karşısındakine küfür ederek, şiddet uygulayarak, kimisi konuşarak, kimisi de hiç oralı olmayarak karşılık verir.
Sizce öfke anında neden farklı davranışlarda bulunuyoruz?
Çünkü temel duygular nedir ve nasıl ifade edilir diye bir eğitim almıyoruz. Çünkü toplum kültürümüz gereği zekâmız, bilişsel becerilerimizden çok motor becerilerimizdeki başarımızla sınanıyor. Aile ve çevre öğretileri veya onların deneyimleri ile kendimizi ifade etmeyi öğreniyoruz.
Şiddet içerikli çizgi film izleyerek veya çabuk öfkelenen ve öfkesini kontrol edemeyen aile bireyleri ile sevgiden, ilgiden yoksun büyüyen bir çocuktan, çevresine karşı sağlıklı davranış sergilemesini bekleyebilir miyiz?
Öfke ile başa çıkabilmemize aile öykümüzün, yaşam tarzımızın ve bakış açımızın etki ediyor olması, durumun sosyokültürel boyutunu ortaya koyuyor.
Toplum olarak empati kurma konusunda başarılı değiliz.
Mesela suç işleyen birisi suçu işlemeden önce aynı suçun kendisine karşı işlendiğinde ne hissedeceğini ve nasıl davranacağını veya toplum tepkisini ve özgürlüğünü kaybedeceği ağır cezaları düşünerek hareket etme yeteneğine sahip olsa, yine de o suçu işler mi?
Öfkelenme sebebi her ne olursa olsun kişinin kendisine ve çevresine zarar vermeyecek bir şekilde saldırgan olmayan ve şiddet içermeyen bir tutumla duygularını ifade edebiliyor olmasının adı, öfke kontrolüdür.
Zira öfke kontrolü, bilişsel bir beceridir ve öğrenilebilir.