Hain fetönün hain darbe girişimi 2016’da oldu di mi?
6 yılı geçti.
Hala fetö operasyonları da sürüyor, zaman zaman kamuoyuna düşen haberlerle izliyorsunuz.
Devletin her kademesine öylesine işlemiş ki temizle temizle bitmiyor operasyonlar…
Lakin yine kamuoyuna yansıyan gelişmelerle takip ediyorsunuzdur muhakkak ki garip garip haller de devam etmekte.
Zaman gazetesini hatırlayın, “en çok satış bizim” diye palavra atardı. Oysa gerçek bayi satışı 20-30 bin ise üst tarafı güya abone(!) ve bedava dağıtılan nüshalardı.
Satış rakamı diye övündükleri buydu ki bedava bırakılmadık kamu kurumu yoktu.
Pek çok apartmanın kapı altından atılırdı. Çoğu da çöp olur giderdi.
Kaynak müphemdi ama o zaman kol kola gezilen yıllar olduğu içindir ki Emin Çölaşan gibi birkaç gazeteci dışında kimse Zaman’ın satış grafiğini, bu değirmenin suyunun nerden geldiğini sorgulamadı.
Ancak Zaman abonesi olanlar, Zaman okuyanlar soruşturma geçirirken Zaman’ın ortaklarından bazılarına ise hiç dokunulmadı!
Aynı hususlar Bank Asya için de söylenebilir. Bank Asya’ya para yatırdıysan mimliydin, hakkında soruşturma açılabilirdi, açıldı da pek çok kişiye… Ama bankanın bir dönem genel müdürlüğünü yapan başka başka mevkilere gelebilir, daha da yükselebilirdi.
Fetönün elebaşısıyla poz vermek için yarışan bir ton siyasetçi, “hoca efendi hoca efendi” diye hürmet(!) gösteren bir ton politik figüre dokunuldu mu?..
Nasıl iş diyorsunuz ama zaten 6 yıldır ve o yüzden vicdanlar tam onarılmış değil.
Ergenekon’dan tutun Türkan Saylan’a kadar uzanan daha ne dramatik hikayeleri yineleyecek değiliz.
Camilere bomba atılacak diye manşet atan gazete de vardı, yok oldu gitti.
Ancak…
Normalleşemedik mi hala?
Bitmedi mi tehlike?
Neden soruyoruz, çünkü özellikle Emniyet binalarının önüne 15 Temmuz sonrası çekilen Çin Seddi misali beton surların çirkinliği artık çok göze batıyor da ondan.
Hatırlayın yine, tüm emniyet birimlerinin çevresi 15 Temmuz sonrası hemen betonla çevrildi, binaların girişi değiştirildi falan filan…
Her gün görüyoruz, görüyorsunuz işte.
Şu an devasa betonlar çirkinlikten başka bir şey değil.
Ki 2016 Temmuz’una kadar herhangi bir devlet dairesi girişi gibi değil miydi Emniyet Müdürlükleri?
Hadi 15 Temmuz’un o taze sürecinde bir an olsun anladık diyelim Çin Seddi örülmesini.
Peki Emniyet Müdürlükleri bu şekilde korunuyorsa örneğin Valilikleri de surla çevirmek gerekmez mi o zaman?.. İlin en büyük mülki amirliğinin bulunduğu bina korunmaya muhtaç değil mi?
Terör ve emniyeti özel olarak değerlendirebilirsiniz, lakin 2016’ya kadar böyle bir manzara var mıydı; yoktu.
Keza terörün her türlüsü için her türlü eylemde her yer hedef değil mi zaten?
Gözü dönük, beyni yıkanmış terör örgütleri hep ülkemize musallat değil mi, daha birkaç gün önce Mersin’de bir polisimiz PKK’lı teröristlere karşı kahramanca çatışırken şehit düşmedi mi?
Emniyet, PKK terörü karşısında bile kendini beton korumasına almamışken anında bastırılan fetö darbe girişimi sonrası her yönden çevrilen betonların 6 yıl geçmesine rağmen halen kaldırılmamış olması gerçekten tuhaf değil mi?
Velhasıl… fetöden sonra geldi bu beton önlemi.
Geçmedi ve bitmedi mi tehdit?
Normalleşemedik mi?
Vatandaş olarak gördüğümüzde, o manzara hep fetöyü hatırlatmıyor mu?
AVM girişlerinde bile özel güvenlik göremiyorsunuz, eskiden aracınızın bagajına bile bakılıyordu, şimdi ne insan, ne araç girişinde var güvenlik?..
Eeee; tehlike her yer için tehlike değil mi?.. Terör karşısında zaten her daim tetikte olmak gerekmiyor mu?