1. Haberler
  2. EĞİTİM
  3. NİÇİN 24 KASIM VE ATATÜRK …

NİÇİN 24 KASIM VE ATATÜRK …

“Kaside-i İstibdat” yahut “Kırmızı İzler”…
“Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” Atatürk…
Hiç düşündünüz mü sevgili öğretmenler, Atatürk kendisine 11.11. 1928 tarihinde verilen “Ulus Okullar Başöğretmenliği” sanını niye 24 Kasım 1928’de kabul etti…
Mustafa Kemal ülkesiniseven yurtsever bir çocuktu. Gençlik yıllarında hem okurken hem mesleğinde çalışırken ve ülkesine olan borcunu her anlamda ve her alanda öderken, ülkesinin yanlışlarını kabul eden, görmezlikten gelen silik bir insan değildi..
Sultan Abdülhamit’in İstibdat döneminde ona karşı tepkisini şiir yazarak göstermişti. Yazdığı şiirin adı “Kaside-i İstibdat” yahut “Kırmızı İzler” adını taşıyordu ve bu şiir 24 Kasım 1908 yılında “Şanlı Ordu” gazetesinde yayınlanmıştı. Şimdi bu şiirin sadeleştirilmiş şeklini aşağıda okuyacaksınız… Mustafa Kemal’in Atatürk olması bu mücadele azmi ve vatanına ve insanına duyduğu saygı içinde nitelikli bilgi dahilinde ve emeği ile ilmik ilmik örülerek olmuştur.
“Kırmızı İzler
Bir köhne, kurumuş parçası, bir sevimsiz surat
Karanlıklar içinde tereddütlü, telaşlı,
Hep düşünür görünen, kendine özgü
Kötücül düşünceler ile dünyaya karşı
Ateş saçarak her gün bizi tehdit etmekte,
Hırs dolu emellerini gittikçe arttırarak…
Zulmüne uğrayanları gördükçe göğsü kabarıyor
Tırnaklarını aileler kalbine saplamakta;
Onun zulmüne, kötülüğüne uğramış insanların
her biri bir köşe de ağlar…

Vatan, evladını kahrolmaya görmeye alıştı
Birçoklarımız sürgünlerde, hapislerde süründük
Ey yaralı gazi savaş görmüşe döndük
Ey kanlı eliyle vatanın emellerine engel olan,
Ey kurşun parmakları cinayetlerin kanıtı olan
Ey köhne, kurumuş, düşünce katili,
Ey vatan gençlerinin katili, özgürlüklerin katili,
Ey varlığı bir ulus için alçaklık rüzgarı olan
Ey yüzü ifrite veren, en büyük vahşet
Zindanları, sürgünleri, hapisleri doldur
Esirlik zinciriyle duyguları dondur
Soluk kesmeye and içmiş, ebedi sürgün,
sonra denizler…
Her girdiğin evde duruyor, kırmızı izler…
İhanet kabusuyla vatan can çekişirken
Bir gün Rumeli dağları nurlara boyandı
Özgürlüğün solukları ile herkes uyandı.”

Ünlü ve büyük şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca der ki; “İnsan en büyük şiirdir. Odur korunması ilk gereken. Şiir bir yaşama biçimi değildir. Bütün yaşamalar şiirin bir biçimidir.” Bu cümleden yola çıkarsak Atatürk’ün bu unvanı kabul ettiği tarih olan 24 Kasım’ın bu olay ile bir ilgisi vardır ve bu ilgiyle vatanına yürekten ve bilgiyle bağlı genç insanlarına yine o tarihte bir genç olarak duygu ve düşüncelerini yazdığı şiir ile yansıtmasını önemsediğinden o tarihi bilerek bilinçli bir şekilde seçmiştir, diye düşünüyorum…
Atatürk; akıl adamıdır,
Atatürk; düşünce adamıdır,
Atatürk; eylem adamıdır…
Atatürk’ün bu tarih ile öğretmenlere söylemek istediği sözlerin içinde belki de en önemlisi kanımca şiiri seven ve şiir gibi çocuklar yetiştirin demek istemesidir. Şiiri seven yada yaşamı şiir lezzetiyle seven insan, canlıya kıyamaz, doğaya kıyamaz, paraya boyun eğerek kendisini satmaz ve bilgiye, emeğe ve nitelikli yaşama sevgi ve saygı duyar…
Sevgili öğretmenler unutmayın her biriniz bir Atatürksünüz ve yine her biriniz bir Atatürk yetiştirmek zorundasınız…
Bu anlamlı gününüz kutlu olsun…
Ellerinizden saygı ile öpüyorum…
….
*Büyük öğretmen Hasan Ali YÜCEL, 3 Şubat 1923’te Mustafa Kemal’e “Cumhuriyetin eğitim anlayışında medreselerin yeri ne olacaktır?” diye İzmir de öğretmen iken sorar…
Büyük öğretmen Hasan Ali Yücel devam ediyor: “Öğretmenlikten üniversite kürsülerine kadar daima bir eğitmen olduğunu iyi bilmelidir. Terbiyeci niteliği zayıf olan bir öğretmen ne kadar bilgin olursa olsun, başarıyla yetiştirilmesi için kendisine verilen insanları olgunlaştıramaz.”
“Terbiyeci niteliği zayıf olan bir öğretmen” bu o kadar önemli bir cümle ki dostlarım, bu o kadar belirleyici bir cümle ki dostlarım, her şey bu cümle, bu kelimeler içinde anlatılmış, söylenmiş… Yani önce ahlak olacak. Ahlak yoksa hiçbir şey yoktur. Öğretmenin en önemli silahını kullanırken yani not verme silahını kullanırken ahlaklı olması konusu o kadar önemli ki… O silah yani not verme silahı ahlaklı olmayan öğretmenin elinde o çocuk için, o toplum için, o ülke için ve o dünya için o kadar tehlikeli bombadır ki gücü atom bombasından bile daha güçlüdür ve yakıcıdır…
…..
*”Bir öğretmen Atatürk hakkında kötü bir şiir yazmıştı. Kendisini hemen hizmetten çıkarmışlardı. Öğretmen yeniden kadroya alınmak için dört bir yana baş vuruyordu. Bir gün bakanın yanına gitti. Ehliyetli bir gençti. Bakan:
-Oğlum! dedi; hakkınızda biz hiçbir şey yapamayız.
-Niçin yapamazsınız.
-Oğlum suçun doğrudan doğruya Atatürk’ün şahsına ait. Biz karar veremeyiz.
-Öyleyse ben Atatürk’ün karşısına çıkacağım.
-Hele bekle biraz! Çok inatçı imişsin. Bana bir hafta sonra yine gel.
Bakan bir akşam sofra da Atatürk’e meseleyi açtı:
-Hani efendim, hakkınızda ağır bir hiciv yazan bir öğretmen vardı.
-Evet
-Af kanunundan yararlanarak yine öğretmen olmak istiyor.
-Öğretmen yapılmasına yasal bir engel var mıdır?
-Hayır efendim!
-O halde niçin bana soruyorsunuz?
-İşlediği suç sizin hakkınızda…
-Aşk olsun sana! Şahsi dargınlığım için kanun emirlerini yerine getirmenizden hoşlanmayacak kadar beni egoist mi sanıyorsun? Kendisini hemen ilk açılacak yere tayin ediniz.” Falih Rıfkı ATAY’ın kitabından alınmıştır.
….
Öğretmenlik, Tanrı sanatıdır ..(HZ.ALİ).
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” (Hz. Ali)
Sevgili dostlarım, Kur’an ın ilk emri oku’dur… Oku… Düşünün o yıllar da İslam öncesi dönem de Mekke de okuma yazma bilen sayısı 17 ile 20 arasında bir rakam… Medine de rakam bundan da az…
Hazreti Ali, Osman ve Ömer ve Muhammed… Bu sayının içindeler…
Bedir savaşında 70 esir alınıyor. Fidye verecek parası olmayan ama okuma yazma bilenler ki (bu neredeyse hiçbir yerde almaz) 10 kişiye okuma yazma öğretme karşılığında serbest bırakılır. Bu antlaşma tarihin içinde emsalsiz ve eşine çok nadir rastlanan çok güzel bir örnektir. Kur’an ın bugüne kadar gelmesinde bu okuma yazma olayının genişlemesi yani önem verilerek yaygınlaştırılmasının çok büyük önemi vardır.
Sevgi ve saygılarımla…

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
NİÇİN 24 KASIM VE ATATÜRK …
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!