Orhan Veli’yi bilir misiniz?..
Bilmez olur muyuz…Yok artık…
O zaman gelin hep beraber okuyalım..
“Güneşli bir günde
Masmavi göreceğiz Karadeniz’i
Balkaya’dan Kapuz’a kadar
Karış karış biliriz bu şehri
EKİ’nin çiçekli bahçeleri
Rıhtım’a kömür taşıyan vagonlarıyla
Paydos saatlerinde yollara dökülen
Soluk benizli insanlarıyla
Siyah akar Zonguldak’ın deresi
Yüz karası değil;Kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası..”
Hatırladınız mı?..
Çok sevdiğim şiiridir üstadın…
Aslında şiir’den öte’dir..
Maden işçisini anlatır..
Hani o yerin altında gün yüzü görmeden çalışanları..
Analarının ak süt’ü gibi helaldır aldıkları ekmek parası onların..
Sanırsınızki vagonlar hep kömür taşır..
Bazen “siyah torbalar” da taşır!..
Kader, alın yazısı, fıtrat(!), kaza,vahşi kapitalizm ne derseniz deyin..
Yüz karası değil,kömür karası
Böyle kazanılır; ekmek parası..
Her “emek” karşılığı, “ter dökülerek kazanılan”da ekmek parasıdır elbette..
Karşılığı “emek” olan herşey; ekmek parasıdır..
Daha ötesi yok bunun..
Sizce İşçisiz bir dünya olur mu?..
Bana göre ,olmaz..
Biliyorum…
Size göre’de olmaz..
Çünkü “üretmek” şart..
Üretmeden hiçbir şey olmaz..
Üretmek için emek lazım, alın teri dökmek lazım…
Onun için de “çalışmak” lazım!..
Ama nasıl?..
İşte önemli olan da bu ya..
İnsanca,
hakca,
ezilmeden,
aşağılanmadan,
güvenle…
Öyle mi peki?..
2017 yılında “iş kazalarında” ölen işçi sayısı Türkiye’de 2006 kişi..
İş’e bağlı hastalıklardan ölen işçi sayısı 12 bin..
Son 10 yılda iş kazalarında ölen işçi sayısı 11 bin..
Resmi verilere göre; Türkiye iş kazalarında en çok insanın yaşamını yitirdiği ülkeler arasında ilk sırada..
TÜİK’e göre sigortasız ,yani sosyal güvencesi olmadan çalıştırılan işçi sayısı 3 milyon 400 bin..
Daha ne sayayım…
Yarın 1 Mayıs…
Kimilerine göre Bahar Bayramı..
Kimilerine göre de..
İşçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan,birlik,dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü..
İşçi ve emekçinin bayramı..
Bana göre de öyle..
O zaman..
İşçi Bayramı kutlu olsun…