Soluk da diyebilirsiniz. Dua anlamı da taşıyor, duman anlamı da. Hatta şiir anlamı da taşıyor nefes. Nefes, aynı zamanda bir film ismi. Hani komutanın askerlerine “sen uyursan herkes ölür” diye bağırdığı film. Nöbette uyumanın ölüme yol açacağını anlatan efsane replik.
Ölümün bizi uykuda yakalaması sadece terörün bir sonucu mu?..
Değil elbette.
Araç kullanırken uyursanız, ölürsünüz.
Bir işi yaparken uyursanız, ölebilirsiniz. Yaptığınız işe bağlı elbette.
Soluksuz kalmak olarak kısaca tanımlayabileceğimiz ölümün uykuda ve uyurken bizi bulması, hayatın bir gerçeği. Gerçeklerle yaşamaktan yana ise üstümüze yok. Oysa gerçeklerden ve hatta hayattan habersiz ve kaygısız yaşamanın ustasıyız bu topraklarda.
Sanıyoruz ki birileri uykuda boğazımızı sıkıp soluksuz bırakırsa ölür gideriz.
Sanıyoruz ki uyursak birileri hayatımıza saldırır, ölüp gideriz.
Sanıyoruz ki uyumazsak ölüm bizi bulamaz ve alamaz.
Birileri sizin gözünüzün içine baka baka sizi soluksuz bırakabilir.
Birileri sizin yüzünüze gülümseyerek sizi öldürebilir.
Birileri sizin ölümünüzü hazırlamak için planlar yapıp sizi ve hayatınızı birkaç rakamdan ibaret kılabilir.
Birileri sizin hayatınızı bir yalandan ibaret kılabilir.
Yürürken, araç kullanırken, bir araçta yolcu iken, bir gezinti yaparken, hatta çalışırken, birilerinin sizin için hazırladığı ölümün adı kaza oluverir ve iki günde unutulacak bir kazanın üç günde unutulacak kurbanı olursunuz. Sonrası ise malum. Ölüm bu, hepimizin başına bir gün gelecek derler, iyi insandı derler, haklarını helal bile ederler, kimisi tabutunuzu omuzlar, kimisi üstünüze toprak atar ve soluksuz kalmalardan yapılma kısa bir törenin kahramanı olarak gidersiniz bu hayattan.
Soluksuz kalmak için birilerinin sizi boğazlamasına ya da kazaya, cinayete, hastalığa gerek olduğunu düşünüyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz demektir.
Soluduğunuz havayı birileri birtakım amaçları ve ceplerinin dolması için zehirliyorsa, nefesinizin sebebi ağaçlar kesilip kereste yapılıyorsa, yaşadığınız kentin ortasına termik santral yapılıyorsa, rüzgarın ve serinliğin ve temiz havanın kaynağı dağları birileri yok ediyorsa; bilin ki ölümler için hazırlıklar çoktan yapılmış demektir.
Bir başkadır bizim memleketimiz demek ve düzlüğüne, yokuşuna, ırmağının akışına ölürüm diye şarkılar söylemek ne de kolay. Geçmişte bizim insanımızın gerçekten bu topraklar için öldüğü ülkemizde yine bizim insanımızın bizi ve yarınları kirletip soluksuz bıraktığı günler yaşıyoruz. Birileri, Kaz Dağları’nı kazıp aslında boğazımızı sıkıp hepimizi soluksuz bırakıyor.
Ve aslında uyuyan halimizi uyanık sanıp yaşayıp gidiyoruz.
Ölmüş halimizi görmeyip yaşadığımızı sanıyoruz.
“Sen uyursan herkes ölür” diyen komutanı duymuyoruz.
Kulaklarımız sağır, çünkü aslında hepimiz birer ölüyüz.
Ölüler ve ölmüşler diyarında yaşamak, katillere ve susanlara mahsus.
